20 Ağustos 2013 Salı 03:00:00
  Afyonkarahisar’da yerel siyaset mahalli seçimlerin sath-ı mailine girdikçe ısınmaya devam ediyor. Tabii en önde gelen gündem maddesi Afyonkarahisar Belediye Başkanlığı seçimi.
Muhtemel aday adaylarını ve genel tabloyu daha önce birkaç defa değerlendirmiştik. Özetle; Seçimin iki iddialı partisi varken, eski Milletvekili Mahmut Koçak’ın gazeteniz Kocatepe’ye yaptığı “Millet çağırırsa gelirim” açıklaması ortamı dalgalandırmıştı. AK Parti’de Başkan Burhanettin Çoban haricinde ismi anılan birkaç kişinin bugüne kadar somut bir çabasına rastlanmadı. Bu nedenle iki iddialı partiden birisi olan AK Parti cephesinde Başkan Çoban’ın karşısına şimdilik rakip çıkacak gibi görünmüyor.
MHP’de aday adaylığını resmen ilan eden iki genç isim var; Engin Ayengin ve Fatih Çetinkaya. Vali Kadir Çalışıcı’nın Eskişehir’e yönelmesinin ardından ismi anılan eski Bakan Abdülkadir Akcan ile ilgili de bir gelişme görülmedi bugüne kadar. Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın Başkan adayı yapılacağı söylentileri de pek olumlu yankı bulmadı bize göre. Afyonlu Vali Yardımcısı Sefa Çetin’in ismi şu günlerde öne sürülüyor. Geri planda bekleyen ciddi adaylardan birisi de Belediye Meclis üyesi Halil İbrahim Baykara.
CHP’de anılan tek isim Dr. Mehmet Ecer. Bir de bağımsız adayımız Aydemir Kurt var.
Partilerin kamuoyu anketlerine başladığı biliniyor. “Bizi de aradılar” diyen seçmenlere sıkça rastlamak mümkün şu günlerde.
Adaylık için ortam yoklayan eski Milletvekili Koçak’ın tercihini hangi partiden yana kullanacağı merak konusu. DP diyenler de, MHP diyenler de var. İttifak lafı artık eskisi gibi rağbet görmüyor. Koçak’ın AK Parti’den adaylık için de zemin yoklaması yaptığını savunanlar, “Esas ortamı allak bullak edecek olan ihtimal bu ihtimal” diyorlar.
Bize göre seçimin kaderini tayin edecek olan iki ana karar aylardır değişmedi. Bu kararlar AK Parti ve MHP’nin aday tespitleridir. Bu iki partinin kararı Afyonkarahisar için hayati önemde.
Merakla beklemeyi sürdüreceğiz anlaşılan bir süre daha…
Kamu parası
yeşil sahalara akıyor
Biz de “Kamunun ortaklığındaki AFJET’in kaynaklarının futbola aktarılması” tartışmaları süredursun ortaya konulan yeni rakamlar Türkiye genelinde durumun Afyonkarahisar’dan farklı olmadığını ortaya koydu.
Hürriyet’in haberindeki veriler ilginç:
Süper Lig’in isim hakkını Spor Toto’nun almasıyla başlayan kamu kurumlarının futbola kaynak aktarması bu yıl rekor kıracak. DIGITURK’ün Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) yönetimine geçmesiyle bu sezon kamu kurumlarının Türk futboluna etkisi artmış oldu. TRT, PTT, Spor Toto, Ziraat Bankası ve TMSF’nin yönetimindeki Digiturk, Türk futboluna bu yıl 401 milyon dolar ödeyecek.
2010 yılında Digiturk ve Spor Toto arasında yapılan anlaşmayla ligin isim sponsorluğu için 5 yıllığına 125 milyon dolarlık sözleşme imzalandı. Spor Toto ligin isim hakkı için kulüplere yıllık 25 milyon dolar ödeme yapıyor. 2015 yılına kadar yapılan bu sözleşmenin yanı sıra Spor Toto’nun bazı Anadolu kulüplerinde sponsorluğu da bulunuyor. Türkiye Kupası’nın isim hakkı da 2009 yılında Fortis’ten alınıp Ziraat Bankası’na devredildi. Kupanın isim hakkı için Ziraat Bankası’nın yıllık 8 milyon dolara yakın ödeme yaptığı belirtiliyor. Böylece sponsorluklar arasında Spor Toto’dan sonra futbola en çok para ayıran kamu şirketi Ziraat Bankası oldu.
2010 yılında Bank Asya’nın elinde bulunan 1’inci Lig’in isim hakkı da PTT’ye devredildi. 1. Lig’in yayın hakkını elinde bulunduran TRT, Bank Asya’nın sponsorluktan çekilmesiyle özel sektörden destek bulamayınca rotayı kamu kurumlarına çevirmişti. PTT, 1’inci Lig’in isim hakkı için yıllık 7 milyon dolara yakın para harcıyor.
Avrupa futbol pazarının geliri 16.9 milyar Euro’yu geçti. Zorlu ekonomik iklime karşın, Avrupa’nın beş büyük ligi gelirlerini arttırıyor.
Rakamlar artık futbolun ülkemizde kamu kaynakları ile yürütüldüğünün göstergesi gibi. Bu manzara ortada iken “AFJET’in paraları, yani kamu kaynakları topçulara mı yedirilecek?” diyenlerin ne kadar dikkate alınacağını zaman gösterecek…