Teröre karşı gerçek birlik şart

12 Eylül 2015 Cumartesi 03:00:00
  Terör protestoları hakkındaki sitemimi dün dile getirmiştim. “Protestolar, kutlamaya dönmesin” demeye çalışmıştım dilimin döndüğünce.
Bir sitemim de siyasilere ve demokratik kitle örgütleri yöneticilerine.
Aynı gün, ya da birkaç gün arayla demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler terör olaylarını ve terör örgütünü lanetledi. Ama ayrı ayrı…
Memur-Sen’in terör protestosunda AK Parti ve Saadet Partisi’ne yakın dernek ve vakıflar boy gösterdi.
Ülkü Ocağı’nın yürüyüşünde MHP’ye yakın dernek ve vakıflar boy gösterdi. Türkiye Gençlik Birliği de Ülkü Ocakları’nın yürüyüşünde yer aldı.
Cumhuriyet Halk Partililer, kendi başlarına bir yürüyüş yaptılar…
Ağustos’un son haftası yapılan yürüyüşte CHP’liler ile MHP’liler vardı.
Peki bu mudur hakikaten birlik ve beraberlik?
Afyonkarahisar’ın 5 milletvekili ön plana çıksaydı ve ortak bir çağrı yapsaydı, deselerdi ki “Yanan can hepimizin, ağlayan vatan hepimizin. Söz konusu terörse, bölücü örgüte birlikte tepki gösterelim. Şehitlerimizi birlikte yâd edelim”…
Çok mu zordu?
Ya da siyasi partilerin il başkanları bir araya gelseydi ve benzer bir çağrıyı yapsalardı.
Hükümete yakın/hükümete uzak ya da muhalefet/iktidar gibi kafamızdaki ayrışmaları, en azından terör olaylarında bir kenara bıraksaydık, ayıp mı olurdu?
“Gerçekten” birlik mesaj vermek için önümüzde fırsat var.
Eğer gerçekten toplumun ayrışmasına, vatanın bölünmesine karşıysak hep birlikte yürüyelim.
Omuz omuza verelim.
“Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diyelim, “Şehidim hakkımı helâl et bize” diyelim.
Yürüyelim.
AK Partilisi, CHP’lisi, MHP’lisi, sendikalısı, sendikasızı, taşeronu, kadrolusu, gazetecisi, avukatı, hekimi, ev hanımı, çalışanı, işçisi, işvereni…
Yürüyelim.
Yürüyüşün sonunda da Fatiha hediye edelim şehitlerimizin ruhuna.
Çok mu şey istiyorum?