Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

TURİZMİN DURUMU VE BEKLENTİLERİ – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 25 Nisan 2016 Pazartesi 14:02:15
 

Bu yıl ilk kez farklı bir Turizm Haftası yaşadık. Özellikle Turizm Haftası’nın açılışında Mehter Takımı’nın yürüyüşü ile renklenen etkinlikler, haftaiçinde açılan sergilerle basında yankı buldu.
Fakat Afyonkarahisar’da turizmin geliştirilmesi için tüm şehre görev düşüyor. “Turizmi, bundan para kazanlar düşünsün” dersek, otelci yine para kazanır; ama turizmin şehri doğrudan bir katkısı olmaz.
Mühim olan, otelleri kazançlarında da kayıplarında da yalnız bırakmamak.
Önce kendi izlenimlerimi yazayım:
Ben bir müşteri olarak bakıyorum otellere.
Geçen yaz İzmir’de bir açıkhava düğününe katıldım.
İşletmeye girerken nazikçe karşılanmamızı saymıyorum bile. Bu durum, işletme için “sıradan.”
Masaya oturduğumuzda, bir garson hemen geldi ve kendini tanıttı:
“Hoşgeldiniz. Sizin masanız hakkındaki her şey ile ben ilgileneceğim. Adım Hüseyin…”
Hakikaten de Hüseyin, işini layıkıyla yaptı. Gözü bahşişte olmadan görevini yerine getirdi. Diğer masalarla aynı anda, bizim masamız da aynı servisi aldı; aynı hürmeti gördü.
Tüm masalar aynı anda oturdu, aynı anda kalktı.
Afyonkarahisar’da böyle mi?
“5 yıldızlı” otellere ister toplantı, ister düğün, ister haber için gidelim.
Hiçbir zaman tüm masaların aynı anda, aynı hizmeti aldığını görmedim.
Genellikle “protokol” masaları ile salonun sonundaki masa arasında en az 10 dakikalık katıldım.
İşletmeye girerken nazikçe karşılanmamızı saymıyorum bile. Bu durum, işletme için “sıradan.”
Masaya oturduğumuzda, bir garson hemen geldi ve kendini tanıttı:
“Hoşgeldiniz. Sizin masanız hakkındaki her şey ile ben ilgileneceğim. Adım Hüseyin…”
Hakikaten de Hüseyin, işini layıkıyla yaptı. Gözü bahşişte olmadan görevini yerine getirdi. Diğer masalarla aynı anda, bizim masamız da aynı servisi aldı; aynı hürmeti gördü.
Tüm masalar aynı anda oturdu, aynı anda kalktı.
Afyonkarahisar’da böyle mi?
“5 yıldızlı” otellere ister toplantı, ister düğün, ister haber için gidelim.
Hiçbir zaman tüm masaların aynı anda, aynı hizmeti aldığını görmedim.
Genellikle “protokol” masaları ile salonun sonundaki masa arasında en az 10 dakikalık fark olur. Sanki protokol masası Ankara’da, diğer masalar İstanbul’da iftar yapıyor…
Evet, hiçbir otel “düğün” ya da “toplantı” için inşa edilmez. Fakat bir taraftan da “kongre ve toplantı merkezi” olma iddiasındayız.
İddianın gereğini her yönüyle yerine getirmek şart.
Sadece “yeme-içme” meselesi üzerinden tartışmıyorum.
Otellerimizde “güleryüz” de eksik. Bir konu danışsanız, bir soru sorsanız “Bu da nereden çıktı” deniliyormuşçasına bakılıyor yüzünüze.
“Olmasan da olurdu” tavrı, kısa vadede müşteriyi etkilemez; ama fısıltı gazetesi ile uzun vadede kayba neden olabilir.
Turizmin oteller kısmına, bir ek daha yapayım:
Yurtdışından turistler gelsin, şehrimizi görsün, otellerimizde kalsın istiyoruz. Peki buna uygun kaç personel var?
Sular seller gibi İngilizce konuşan genel müdür, satış şefi ya da şef garson, bu potansiyelin otelden memnun ayrılmasına yeter mi?
Otellerde Almanca, Flamanca, Fransızca, Arapça, Rusça bilenlerin sayısı nedir?
Bununla birlikte aynı dilleri bilen Alan Kılavuzu ve turist rehberi sayısını da merak ediyorum.
Turizmin gelişmesi sadece otelcilerin, sadece Valilik’in, sadece Belediye’nin, sadece İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün çabalarına bağlı kalamaz.
Topyekûn bir seferberlik meselesidir bu.
Afyonkarahisar Valisi Hakan Yusuf Güner’in “Termal Birlik kurulmalı” önerisini, bu bağlamda ele almak yararlı olacaktır.
Termal Birlik ile hem tanıtım yapılabilir, hem ulusal ve yerel gazetelere reklam verilebilir, farklı illerdeki ilan tahtalarına reklam verilebilir.
Termal Birlik ile turizmcinin talepleri de, müşterinin hakları da korunabilir.
Turizmden söz açmışken, bir vurgu yapmak isterim:
Minibüs güzergahından, minibüs şoförünün hal ve hareketlerine, çarşıdaki esnafın “Turist gördük, bayat ürünü verelim” anlayışından, gezilebilecek mekanların sayısının artmasına kadar pek çok konuyu ele almazsak; turizmi elbirliğiyle boğacağız.
Haberiniz olsun.

 

JEOTERMAL UYARISINA DİKKAT
AFJET Genel Müdürü Yusuf Ulutürk’ün “Jeotermal kaynağı tasarruflu kullanalım” dedikten sonra jeotermal kaynakların da “tükenebilir” olduğunu hatırlatmasını, zihnimize kazımamız lâzım. Gazeteniz Kocatepe’nin deneyimli muhabiri Burcu Aydın’ın 19 Nisan’da çıkan röportajında Ulutürk, “Kaynak azalımı sıkıntısı 5-10 yıl içinde hissedilecek” diyor, “Reenjeksiyonu başaramadık” diyor, “Eskiden 110 metrede çalışıyorduk, 160 metreye indik” diyor, “200 metrenin altındaki suyu çıkaracak pompa Türkiye’de yok” diyor, “Jeotermal sahada su çekimi yapılan yerlerde ileride çökmeler olacak, o binalar yıkılabilir” diyor…
Bu sorun ciddi. El atılmazsa bunca yatırımın sonu ne olacak?

TURİZMCİLER NE İSTİYOR?
-Otellerin toplam cirolarının üzerinden alınan idare payı, 1000’de 1’den, 100’de 1’e çıktı. Bu durum düzeltilmeli.
-Şehir kendini “Termal Şehir” olarak anlatmalı.
-Afyonkarahisar otellerinin hitap ettiği pazar değiştirilmeli. Hizmet kalitesinden ve fiyattan ödün vermeden otelcilik sürdürülmeli.
-Avrupa Birliği’ne üye olunmaması, Avrupa’dan gelecek turiste, kendi ülkesi tarafından verilecek desteği engelliyor.
-Türk Hava Yolları’nın Zafer Havaalanı’ndaki seferleri, oteller için dezavantaj. Uçak geç saatlerde geliyor, erken saatlerde gidiyor. Bu durum, en az bir “geceleme”nin önüne geçiyor.
-Afyon Kocatepe Üniversitesi’nin Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi ile termal oteller arasında kontenjan protokolü imzalanmalı. Böylece Afyonkarahisar’a tedavi için gelen kişi, konaklamasını otelde yaptıktan sonra hastaneye gidip gelebilir. Bu destek, otellere gelmek isteyen müşterilere “avantaj” olarak sunulabilir.
-4 yıl önce düzenlenen Termal Sağlık Kongresi, tekrarlanmalı.
-Termal Festivali ya da 03.03 Afyonlular Günü gibi ülke gündemine gelecek etkinliklere imza atılmalı.

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER