Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

ZAFER MÜZESİ’Nİ DOLDURALIM – Kocatepe Gazetesi

Sezer Küçükkurt 26 Ekim 2017 Perşembe 14:30:34
 

Afyonkarahisar’ın “vitrin” binalarından birisi olan Zafer Müzesi tadilata girdi. Kent Meydanı projesinin ortasında kalan, Türk Milli Mücadelesi’nin kader anlarına tanıklık etmiş bu tarihi binamız, yeni Kent Meydanı ile birlikte, yepyeni yüzüyle yeniden karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.
Cumhuriyet’in ilanından önce 1915-1920 yılları arasında Saitoğlu Mehmet Sait Efendi tarafından iki katlı olarak yaptırılmış bina tipik Anadolu evleri tarzında. Bina, 1930’lu yıllara kadar Afyon Belediye binası olarak kullanılmış. Daha sonra Emniyet Müdürlüğü’ne tahsis edilmiş. Yakın geçmişe yönelik anıları dinlerken hep duyarız, “Karakol o zaman Park’ın karşısındaydı” diye. Biz de hatırlıyoruz, şimdiki Zafer Müzesi’nin iki yana açılan merdivenlerinin başında polis memurlarının nöbet beklediklerini. 1985 yılında Milli Emlak Müdürlüğü’nce Zafer Müzesi olmak üzere Başkomutan Tarihi Milli Park Müdürlüğü’ne tahsis edilmiş. 1986 yılında ise Milli Park Müdürlüğü’nce teslim alınmış ve müdürlük 1992 yılında bu binaya taşınmış. Daha sonra dekorasyon ve düzenlemesi yapılmış ve Zafer Müzesi olarak hizmete açılmış.
Zafer Müzesi’nin asıl önemi 27 Ağustos 1922’de Afyonkarahisar’ın düşman işgalinden kurtarılmasının ardından Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa ve Garp Cephesi Hareket Şube Müdürü Tevfik Bıyıkoğlu’nun burada kalıp, karargah olarak bu binayı kullanmalarından kaynaklanıyor. Bu bina, 30 Ağustos 1922’de yapılan Başkomutan Meydan Muharebesi’nin planlarının yapıldığı ve taarruz emrinin verildiği binadır. Türk tarihi açısından önemi büyüktür.
Böylesine önemli bir binanın restorasyona alınması, hem Afyonkarahisar için hem de Milli Mücadele tarihi açısından önem taşımaktadır. Bu vesileyle Zafer Müzesi’nin hem kelime manası olarak, hem de fiziki olarak içinin doldurulacağına inanıyoruz. Nasıl mı?
Zafer Müzesi demek, Büyük Zafer’in hemen hemen tüm detaylarıyla anlatıldığı bir mekan demek. Bu ismin hakkını vermek gerekir. Tarihi fotoğraflar ve Büyük Taarruz’un anlatıldığı kabartmalı haritadan daha çok şey olmalı Zafer Müzemizde. Büyük Zafer’e, Büyük Taarruz’a ait Ankara’da bulunan eserlerden Afyonkarahisar’a kazanım sağlanmalı, Zafer Müzesi’nde bu tarihi objeler sergilenmelidir. Bir çok yeni müzede görülebileceği gibi balmumu ya da diğer malzemelerden yapılacak maket heykellerle Zafer Müzesi’nin anlamı ziyaretçilerine daha iyi anlatılabilmelidir. Atatürk, İnönü, Fevzi Çakmak Paşaların hatıraları daha iyi, daha güzel yansıtılabilmelidir. Bunun için gerekli bilgi de malzeme de vardır ama dağınık haldedir. Bu malzeme ve bilgilerin toplanma adresi Zafer Müzesi olmalıdır. Anıtpark’ta açıkta sergilenen ve tabiatın acımasız koşullarına bırakılan tarihi savaş topları Zafer Müzesi’ne konulabilir. Bu binanın “Müze” olmaktan başka resmi daire olarak kullanılması anlayışından da vazgeçilmeli, Afyonkarahisar elindeki böylesi önemli bir varlığı daha iyi kullanabilmelidir. Hem kendi zenginliklerinin tanıtımı, hem de Zafer Müzesi kelimelerinin içini doldurarak.

 

100 YIL ÖNCESİNİN ŞARTLARI

 

Gazeteniz Kocatepe’de değerli ilim adamı ve araştırmacı Yusuf İlgar Hocamızın yazılarını takip ediyorsunuz. Yazıların gördüğü ilgiyi sizlerden gelen geri dönüşler nedeniyle biliyor ve takdir ediyoruz. Yusuf Hocamız’a Allah gayret, kuvvet versin, böylesi değerli bilgileri arşivin tozlu raflarından bugünkü nesillere aktarmaya devam etsin inşaAllah.
Yusuf İlgar’ın şehitlerimizle ilgili kaleme aldığı yazılara biz de başka bir yönden dikkatinizi çekmek istiyoruz. Yusuf Hoca, yaklaşık 100 yıllık bir geçmişte Afyonkarahisarlı şehit ailelerinin durumunu ortaya koyuyor bu çalışmaları ile. Bakıyorsunuz şehit düşen hemşehrimiz cepheye gitmeden önce birinin yanında çalışmış, çalıştığı yerde bir alacağı kalmış. Onun mirasçısı olan şehit eşi Mahkemeye başvurmuş. Şehit eşinin alacağından payına düşecek pay belki de 10’da 1 hisse. Şehidimizin alacağını bugünkü paraya çevirdiğinizde yaklaşık 200-300 TL’ye tekabül ediyor. Mahkeme kararıyla bu pay 10’a bölünecek, oradan şehit eşi ya da şehit kızı payı olan yaklaşık 20 TL’yi alacak. Bu parayla da ihtiyacını giderecek. 100-120 yıl öncesinin Türkiyesi’nde yokluk ne safhada anlayabiliyor musunuz?
Bugünün Türkiyesi’nde sahip olduğumuz imkanlar herkesin malumu. Şükürler olsun ki, büyük bir bolluk dönemindeyiz. Bize bunca nimeti veren Rabbimize hamd olsun, bizlere bu günleri ve bu güzel vatanı miras bırakan ceddimizden Allah razı olsun. Hem nimetlerin, hem de ceddimizin kıymetini bilmek, hakkını vermek gerek.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti