ÖNERİLER

Eşine güzel bir akşam yemeği hazırlayıp, onunla vakit geçirmeyi isteyen kadını bu zanlara düşüren neydi?
Aniden işi çıkan koca acaba nasıl davransaydı bu zanlara fırsat vermezdi?
Geçen hafta birbirini seven karı- ve kocanın hikayesindenhikâyesinden bahsetmiştik. Özel bir akşam yemeğinde gelen telefonla, yemeklerine ara vermek zorunda kalan çiftin birbirlerine açık olmadıkları için nasıl bir zan sarmalına girdiklerine şahit olduk. Kadın evden ayrılan kocasını beklerken, zanlarından beslenerek; kin duydu, sırt çevirdi, haset etti ve dolayısıyla eşiyle mutlu giden ilişkileri bir anda sıkıntılı bir hal aldı.
Bu durum hepimizin hayatında yaşanabilir. Eşinizle, ailenizle, arkadaşınızla, çocuğunuzla … Aaslında bu, ilişki içerisinde olduğumuz herkesle yaşayabileceğimiz bir durumdur. Var olan ilişki esnasında ön görülmemiş bir durum yaşarız ve bu durum karşısında o an için gerekli ve yeterli bilgiye sahip olmadığımız için durumu kendimize göre değerlendirip, boşlukları zanlarımızla doldururuz. O zanlar bizi ele geçirir ve, o kadar kuvvetli hale gelir ki artık gerçekleri duysak da inanmakta zorlanırız. Kendimizi bir anda zulmetin içinde buluruz.
Peki bu zulmete düşmemenin bir yolu var mıdır?
Tabi ki var. Ayet ve hadislerde gördük ki; zandan sakınmamız gerekiyor. Bizi zanna yöneltecek her yolun önünü kapatmamız lazım. Eşler arasında verdiğimiz bu örneğe bakalım; eğer ki koca hayatlarının her anında ve o anda karısına açık, net, şeffaf davransaydı kadında böyle bir zan aktif olur muydu? Olmazdı. Eşine duyduğu güven duygusuyla hadiseleri daha doğru okur, zanlara fırsat vermezdi.
Şimdi olaya baştan ve tekrar göz atalım;
Diyelim ki; eşinize güzel bir akşam yemeği hazırladınız, tam yemeğe oturacaksınız ve eşinize bir telefon geldi. Telefon konuşmasını tamamlayıp karısının yanına gelen koca; ‘’ İş yerinden aradılar, anahtarlar bende kalmış, acilen götürmem lazım ancak seninle olan sohbetimiz de yarım kalsın istemiyorum. Benimle sen de gelmek ister misin ?’’ derse sizce kadın da herhangi bir zan oluşabilir mi?
Kocası ve ilişkileri hakkında zulmete düşer mi?
Hayır, bunların hiçbirini yaşamaz, kocasının net bir şekilde ifade ettiği durumu anlar ve eşiyle birlikte hareket ederek belki de durumu fırsata çevirir.
Görüyoruz ki, doğru zamanda yapılan doğru hareket; netlik, şeffaflık, açıklık, ilişkinin seyrini nasıl da değiştirdi. Eşleri zulmette bırakmadı.
Şimdi bu örnek üzerinden bizim durumu algılamamıza sebep olan hadisi şerifimize tekrar bakalım.
“Zandan sakının. Çünkü zan, yalanın ta kendisidir. Birbirinizin konuştuğuna kulak kabartmayın, birbirinizin özel hallerini araştırmayın, birbirinizle üstünlük yarışı içine girmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun!” (Buhârî, Edeb, 57)
Rabbimizin ayetleri (İsra 36 ve -Nur 15) ışığında, Raesulümüzün (s.a.vSAV) hadisleriyle bizim hayatımızda nasıl davranmamız gerektiği belirtilmiş. Nelerden sakınmamız gerektiği ve neleri gayretle çoğaltmamız gerektiği bize açıkça bildiriliyor. Ancak biz farkında olmadan Kur’an-ı Kerim’i ve hadisleri hayatımızdan uzak sanıp o kadar öteliyoruz ki ona sadece ölülerimizin arkasından okuyacağımız bir dua kitabı gibi davranıyoruz. Halbuki Kur’an-ı Kerim yanlızcayalnızca ölülerimiz için değil özellikle ve öncelikle yaşayanlarımız için Rabbimizin bize gönderdiği bir hediyedir. Yukarıda gördüğümüz basit örnekte bile bize bu dünya hayatında bir yol çizer. Hadislerle de Raesullullah’ın izinden gidebilmek, bizim için bu dünyada açılmış çok büyük bir kapıdır.
Şimdi; hadisimizin çerçevesinde günlük hayatımızda yaşadığımız ilişkilerde zorlandığımız yerlere dönüp bakalım: A, acaba zanlarımızdan dolayı tıkanıklık yaşadığımız yerler olabilir mi?
Bizim zan yapmamıza sebep olan duygularımız nelerdir?
Kendimizi çok haklı gördüğümüz olaylarda bile bizi temelde besleyen duygunun ne olduğunu hiç düşündük mü?
Hiç kendimizi Bbillahi idrak açısından ele aldık mı?