Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

Övgü yarışında ön almak – Kocatepe Gazetesi

Sezer Küçükkurt 2 Şubat 2012 Perşembe 02:00:00
  Her insanın kendine göre belirlediği bir yönü, çizgisi vardır. Eşyanın tabiatı gereği olan bu kuralı kabullenmek zorundayız. Bizler kabullenmesek bile bu böyledir ve böyle olacaktır.
Herkesin yönü kendine, herkesin duruşu kendinedir. Ancak toplumu temsil ettiğini, kamu görevi yaptığını savunanların yönlerini belirlemedeki hürriyetleri biraz sınırlı olsa gerek.
Kendi adımıza biz doğru bildiklerimizi, karınca kararınca söylemek, aktarmak yükümlülüğünde olduğumuza inanıyoruz. Meşhur tabirle; bağcı dövme değil, üzüm yeme endişesi taşıyoruz.Tarih öyle bir süreç ki, her dönemde yönünü belirlemekte zorlananlarla birlikte, güç sahiplerinin yönünü yön edinenlere her daim rastlanabiliyor. Osmanlı’nın son dönemlerine baktığımızda, ya da ha dün diyebileceğimiz 5-10 yıllık sürece baktığımızda da bunun en güzel örneklerini görebilmekteyiz.
Birinci Dünya Savaşı’nda Arabistan’ın Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılışını hızlandıran Cemal ve Enver Paşa’lara o zamanlar Arap şair, yazar ve ileri gelenlerinin dizdiği övgüler tarih kitaplarında halen durmakta. Osmanlıların o dönemdeki güç sahipleri İttihatçılar, Almanya yanında savaşa girip, bunun ‘Cihat’ olduğunu ilan edince sonrasında yaşananları hepimiz biliyoruz.
Hatırlayamadığımız, o zamanki kalem erbablarının, güç sahiplerine yönelik tutumları, yazdıklarıdır. İsterseniz bugün biraz hatırlayalım o zaman denilenleri, yazılanları.1916’da, Enver Paşa’yı Selahaddin Eyyübi’ye benzeten mi ararsınız, Yavuz Sultan Selim’e mi? Onunla ye-tinmeyip Musa peygambere benzetenler bile olmuş. Övgü yarışı, almış başını gitmiş. Trablusşam şairlerinden Şeyh Abdülkerim Uveyda, “Onunla (Enver Paşa) Haşimi Muhammed’in (SAV) aziz ve şerefli kılındı” diye yazmış. Lazkiyeli Şeyh Muhammed Bahaddin es-Sufi, “…sen harb sahasında Haşimi Muhammed’in (SAV) amca oğlu Ali gibi parlarsın” demiş. Şam müftüsü Ebu’l Hayr, yaptığı konuşmada “…şüphesiz Allahü Teala her asrın başında ümmetin dinini kuvvetlendiren ve tecdid (yenileyen) edenler gönderir. Bu çağın müceddidi Enver Paşa’dır” demiş. Lübnan’ın ileri gelenlerinden Şibli Bey ise, nutkunun sonuna eklediği kasideyi, “İşte burada Cemal’in, orada da Enver’in keskin kılıcı parlıyor Anadolu’da bu iki kılıç şahlanıp yücelmekte, işte bu şahlanan meşhur kılıç şimdi Şam’dadır” diye bitirmiş. Beyrut gazetesi El-Belağ, paşaların ziyaretini ‘Bugün Beyrutlular Osmanlı Devleti’nin En büyük Askeri Dehasını Karşılıyor’ manşeti ile vermiş. İkbalin gazetesi sahibi Abdul Basıt Efendi el-Enesi kısa nutkunda “Suriye diyarını şereflendirmeniz sebebiyle herkes siz Enver’i görme şerefinden havaya uçuyor. Bütün gönüller sizin muhabbetinizle doldu. Liderlerin pek azı bu şekilde insanların gönüllerini sevgiyle doldurmayı ve sevindirmeyi bilirler. Sen bu nadir olanlardansın” buyurmuş.Bunların yazıldığı tarihten iki sene sonra, savaş bitti ve Şam düştü. Arap isyanını başlatan Şerif Hüseyin’in oğlu Emir Faysal Suriye krallığı hayali kurmaya başladı ve 1920 yılında, Suriye Kralı ilan edildi. Fransızların Suriye’ye girmesi ile krallığı çok kısa sürdü.
Osmanlı’ya, Türk’lere düzülen övgüler unutuldu, sömürgeci batının altınlarına, emellerine alet olundu. Biz bugün bunları hatırlamasak da tarih bunları yazdı, anlatılanlar hep oldu.
Övgü yarışında ön almak beceri ister, hayal sınırlarını zorlamak ister! Herkesin harcı değildir. Yarışa katılanların kendini komik duruma düşürme ihtimalleri de yüksektir.
Her devirde ve her yerde güç kimdeyse onları kanatlandıracak, gerçeklerden uzaklaştıracak bugünkü tabirle “destekçi” bulmak zor değildir. Teşbihte hata olmasın, Şeyh’i uçuracak müritler her daim hazırdır.
Tarihteki usulleri değişse de maksat pek değişmiyor galiba. Artık kasideler düzülmüyor güç sahiplerine ama başka türlü ayar çekiliyor. Dik duranlar da, eğilip bükülmeyenler de bulunuyor elbette. Ve sonunda hepsinin notunu arşivler, tarih ve vicdan veriyor…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti