Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

SEN TANRI MISIN? – 34-

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 21 Haziran 2019 Cuma 14:00:33
 

DOĞRU YOL FATİHA SURESİ’NDE İSTEDİĞİMİZ
HİDAYET YOLUDUR, İHLÂS HAYAT DÖNGÜSÜ’DÜR
Sad; 82-83: “İblis dedi: İzzetin adına yemin ederim ki bütün kullarına yollarını şaşırtacağım, ihlâslı kulların hariç olmak üzere.”
Ayetten “ihlaslı” kulların önemli olduğunu görüyoruz. Ama İhlâs’ı yanlış tarif edersek işin içinden çıkamayız. “İhlâs nedir?” dendiğinde; “samimi olmak, yaptıklarını özenli yapmak” diyorsak olmaz. Bu tam şeytanın tesir edeceği bir tariftir. Şeytan o kişiyi samimiyet noktasından yakalar, onu samimi tanrı yapar. İhlâsın ve ihlâslı olmanın bir tek tanımı vardır; kişi eğer İhlâs Hayat Döngüsü’ndeyse ihlâslıdır, ihlâs oradaki yaşantının adıdır. “B” Takdim Formu “BEN” hayatını yaşıyorsanız ihlâslısınız demektir. Tam da bu sebeple; “B” Takdim Formu “BEN” olan ihsan yolundadır, “B” Takdim Formu “BEN” edeblidir. Bu tarifleri iyi fark edelim, ayete de bu çerçevede bakalım: Şeytan diyor ki “B” Takdim Formu “BEN” olanlar dışındakileri yani “A” Takdim Formu “BEN” olanları, onların hepsinin yollarını şaşırtacağım.” Anlıyoruz ki “A” Takdim Formu “BEN”imizi fonksiyonsuzlaştırırsak kendimizi onun sultasından korumuş oluruz. Ayetteki “ihlâslı kulların hariç olmak üzere” manasının gereği olarak bu böyledir.
Maide-105: “Ey iman edenler nefisleriniz sizin üzerinizdedir, siz kendinizi tezkiye ve takvaya bakın. Siz doğru yolda oldukça sapmış olan size zarar veremez. Sizin cem’an merciiniz (dönüşünüz) Allah’adır. O ne amel etmekte olduğunuzu size haber verir.”
Bu ayet “doğru yol”u öneriyor değil mi? Kişi eğer “doğru yol”u yanlış tarif ederse ayeti anlamaz ve yanılır. Doğru yol Fatiha Suresi’nde istediğimiz hidayet yoludur, İhlâs Hayat Döngüsü’dür, “B” Takdim Formu “BEN”dir. “A” Takdim Formu “BEN” bakışıyla ayeti okuyan, iyi insan, ahlaklı insan tarifleri yapıp ona “doğru yol” derse ve kendini doğru yolda zannederse şeytani vasıfların tam ortasına düşer. “Siz doğru yolda oldukça sapmış olan size zarar veremez” ayetine şimdi “B” idrakı ile yeniden bakın lütfen. Hatırlarsanız, önceki paylaşımlarımızda demiştik ki, siz bir nedenle örtücüler arasında kalmışsanız, eğer yeterince nur biriktirmişseniz onlardan etkilenmezsiniz. “Siz doğru yolda oldukça sapmış olan size zarar veremez” ayetiyle bunu bir daha tefekkür edin.
KUR’AN KIRAATİNE BAŞLARKEN
“EUZÜ” İLE BAŞLAMAK GEREKİYOR
Nahl Suresi 98 ve 100: “Kur’an’ı kıraat ettiğin vakit, şeytani’r raciymden Allah’a sığın. Doğrusu onun iman eden ve Rablerine tevekkül edenler üzerine sultası yoktur. Onun sultası ancak kendisini veli edinenler üzerinedir.”
Kur’an’a başlarken “Euzü Billahi mineş şeytanir raciym” demek bu ayetin önerisidir ve farzdır, Kur’an’ı okumaya Besmele’yle değil “euzü” ile başlanır. Böyle öneriliyor: Kur’an’ı kıraat ettiğin vakit şeytanir raciymden Allah’a sığın. Ayetteki şu bilgiye de dikkat edelim: “İman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerine şeytanın bir sultası (hâkimiyeti) yoktur. Onun sultası ancak kendisini veli edinenler (“A” Takdim Formu “BEN”i dost edinenler ve onu ortak koşanlar) üzerindedir.” Ayetteki “şeytanın sultası onu ortak koşanlar üzerindedir” kısmını özellikle çok dikkatli inceleyin. O zaman göreceksiniz ki vehmin zulmeti şeytani vasıftır, bu yüzden şeytanın sultası vehmin zulmetini yaşayanlar üzerinedir. Şeytan “A” Takdim Formu “BEN”i fiili olarak ortaya koyanları hâkimiyeti altına alır, onun sultası “A” yapısını Allah’a ortak koşup, “ben müstakilen varım, benim de gücüm var” demek suretiyle “La havle ve La kuvvete illa Billah” hakikatini unutanlar üzerinedir.
Kur’an okumaya başlarken “Euzü” ile beraber “Besmele” de var. Ancak “Euzü”nün farklı bir önemi var, onunla ilgili birkaç bilgiyi paylaşalım. Surelerin başında “Bismillahi’r Rahman’ir Rahiym” yazar ama Kur’an kıraatine başlarken “Euzü” ile başlamak gerekiyor. Eğer Kur’an surelerini peş peşe okuyacaksanız “Euzü”yü başlarken bir kere söylemek yetiyor. İsteyen her sureye başlarken de diyebilir, yanlış olmaz. O idrakı yaşamak için söyleyebilirsiniz de. Bir hadis var: “Bismillah ile başlamayan her önemli iş ebterdir (güdük kalır, tamamlanamaz).” Bismillah ile başlamayan işin akıbeti böyle tanımlanıyor. Bu yüzden kıraate başlarken “Euzü” yanında “Besmele” de okuruz.  Ama asıl olan “Euzü”dür. Kişi üç ana konumda “euzü Billahi mineş şeytanir raciym” diyebilir. Bu konumlar sizin “ben şu konuma göre Euzü söyleyeyim” demenizle çalışmaz. Böyle demeniz güzel olur ama yine de böyle demekle hemen yeterince çalışmaz. Onun çalışması idrakladır, idrakınız bu üç konumdan hangisindeyse “Euzü”nün kapsamı ona göre değişir! Nedir bu üç konum?
BİRİNCİ KONUM: Kişi “euzü Billahi mineş şeytanir raciym” derken ötesindeki berisindeki şeytanlardan, şeytani telkinle görevlilerden korunmak için “euzü Billahi mineş şeytanir raciym” der ve idrakine göre korunur. Bu idrakta olduğu için bu idraka göre korunur. “Euzü” diyerek ötesinde berisinde, uzakta olan şeytandan ilişkisini kesmeye çalışır.
İKİNCİ KONUM: Bu idrak “Euzü Billahi mineş şeytanir raciym”i Deccaliyet Kısır Döngüsü’ne söyler. Bu kişi B sıfır noktasında durur, vehmin zulmeti olan kısma “euzü” okur. Nefse zulüm denilen kısma, nefsin şerri denilen kısma, batıl denilen kısma, necis denilen kısma; bu kavramların hepsini toplayan Deccaliyet Kısır Döngüsü denilen kısma (örtücülüğün tamamına) “euzü Billahi mineş şeytanir raciym” der. Böylece örtücülük kapsamında olan her şeyden sıyrılır. Bizim için şimdi burası çok önemli olduğu için buraya dikkat edelim. Kişinin böyle dediğini, B sıfır noktasında “euzü Billahi mineş şeytanir raciym” dediğini ve bunu salâtta yaptığını düşünün. “Euzü billahi mineş şeytanir raciym” dedi, Deccaliyet Kısır Döngüsü’nden, örtücülükten tümüyle sıyrıldı ve “Bismillahi’r Rahman’ir Rahiym” deyip Fatiha’ya başladı. Bu noktada Fatiha’yı kim okur? Bu noktada okunanları artık İhlâs Hayat Döngüsü okumaya başlar. Burada “Bismillahi’r Rahman’ir Rahiym” diyen “B”dir, İhlâs Hayat Döngüsü’dür, “B” sırrı konuşuyordur. Yani “B” Takdim Formu “BEN” idrakı “B” sırrıyla okuyordur. Besmele’nin manası da B sıfır noktasındaki idrak için değişir, o idraktaki kişi “Bismillahi’r Rahman’ir Rahiym” dediğinde “Rahman ve Rahim olan Allah adına” olur, “Adına” şeklinde meal buradadır. “Allah adına” diyebilmek için Deccaliyet Kısır Döngüsü’nden çıkmış olmak gerekir. Aksi halde sahtekâr olur. Hem örtücü (müstakilim diyor, ilahlığını ilan ediyor) hem de “Allah adına” hareket ediyorum diyor. Olur mu? İşte o deccaldır, sahtekâr ve hilekârdır! Fark ettiniz mi? Besmele’de bile hile yapıyor. Hem müstakil ilahlığı var, hem de “Allah adına” hareket ettiğini ilan ediyor. Çift karakterli, sahtekâr! Kim “euzü Billahi mineş şeytanir raciym” derken Deccaliyet Kısır Döngüsü’nü atarsa, onu kabul etmezse, ona buğz ederek “Bismillahi’r Rahman’ir Rahiym” derse, o Besmele “Rahman ve Rahim olan Allah adına” olur. Bu konumda durum tespiti yapan, Allah adına Halifetullah olarak iş yapar, salâtta Fatiha’ya bu idrakla başlar.
ÜÇÜNCÜ KONUM: Bu da “euzü” der, ama nerede? Birinci konum vehmin zulmetinde “euzü” diyordu. İkinci konum B sıfır noktasında vehmin zulmetine “euzü” dedi. Üçüncü konum, vehmin zulmetine de vehme de “euzü” der. Yani hem birinci suiistimale hem ikinci suiistimale “euzü” der. O zaman Besmele’nin de tarifi değişir…  “Bismillah”la ilgili bir de süreç var. Bu süreci bize ayetler öğretiyor: Hud-41 “Bismillah” demeyi, İsra-110 “Bismillahi’r Rahman” demeyi, Fatiha-1 ve Neml-30 “Bismillahi’r Rahman’ir Rahiym” demeyi öğretir. Önce “Bismike allahümme: Senin adınla Allahım” söylenirdi. O zaman henüz “Bismillah” denilmiyordu. Sonra “Bismillah” denildi. “Bismillah” ifadesi aslında çok önemli bir idrak lütfu ve hediyedir, “Allah adıyla ve Allah adına” idrakının hediyesidir.
Kabir nedir hiç düşündünüz mü? Belki de onun açık net tarifine rastlamazsınız. Şimdi sizinle kabrin tarifini paylaşalım. Cüz yapı kendisindeki esma terkibinin oluşturduğu mana ile şartlanarak bu çerçevede kendisini hisseder. “Cüz yapı” ile şimdi Halifetullah yapısında olan insanı kast ediyoruz. İnsan kendisindeki esma terkibinin onda oluşturduğu mana ile şartlanarak kendisini hisseder. Aslında Samed vasıflı olan Kendini Hissetme Duygusu’nun bu durumuna biz “Kayıtlanmış Kendini Hissetme Duygusu” dedik. Samed vasıflı olan Kendini Hissetme Duygusu’nun cüz yapıdaki hali kayıtlıdır. İki tane Hissetme Duygusu tarif ettik. Birisi Samed vasıflı Kendini Hissetme Duygusu ki çok önemli olup esas somut olandır. Bunu, esas somut olanı, esas var olanı, Samed vasıflı Kendisini Hissetme Duygusu’nu, bu gerçeği hayata geçirmek lazım, ileri idrakta bu şarttır. Bir de Kayıtlanmış Kendini Hissetme Duygusu tarif ettik. Nerede kayıtlanmış? Cüz yapıda kayıtlanmış, şartlanmış, sınırlanmış. Cüz yapı Kayıtlanmış Kendini Hissetme Duygusu’na sahip olduğu için, kendini o kayıtla sınırlı sanıyor, kendisini o kayıt sanıyor. Hatta öyle bir sanıyor ki ona göre somut olan o kayıt. Onu o kadar somut sanıyor, ama esas somut olanı da (Samed vasıflı gerçek varı) soyut sanıyor, hatta göremiyor! İşte vehim nuru budur. Cüzü var sanabilen idrak gücü vehimdir. Bu cüz yapıyı var sandıran o cüzün kaydıdır, şartlarıdır. O cüz için Yaratan ne mana dilemişse o mananın gereği olan şartlara göre bir kayıtlanma, şartlanma! Örneğin, insanda Halifetullah şartları var, insanın kaydı o. Kendini Hissetme Duygusu insanda Halifetullah kaydında.
“Dünya yaşantısı şartlarına göre Kayıtlanmış Kendini Hissetme Duygusu, Al’u İmran-185 “her nefs ölümü tadacaktır” ayeti gereğince ölümü tattığında “Muhtariyeti Tercih Gücü”nün kalkmasıyla “A” Takdim Formu “BEN” bilinci geçersiz olur. Böylece, bu bilince ait olan kayıtlandırma da “Kayıtlanmış Kendini Hissetme Duygusu”ndan kalkar. Ancak, cüz olan birim yapının aynı doğrultuda birimsellik hayatı içerisinde yaşantısına devam edebilmesi için yeni bir kayıtlanma gerekir. Ölümü tattıktan sonraki bu yeni kayıtlanmanın şartları içerisinde “Muhtariyeti Tercih Gücü” yoktur. Bu sebepten yeni şartlarla oluşan cüz yapı “kabir” adını alır.”

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti