ŞER CEPHELERİ

107 yıl önce Çanakkale zaferini, 100 yıl öncü Büyük Zafer’i kazandık. Rus Çarı Nikolay’ın “Hasta Adam” dediği “Devlet- Âlî”ye öldürücü darbeyi vurmak için Çanakkale’ye denizden ve karadan yüklendiler. Müttefiklerinin amaçları arasında Rusya’ya yardım götürmek, buğday almak, gibi hedefleri sayılabilir. Bunların başında bu yeni cephe ile Avrupa üzerindeki Alman askeri yığınağını hafifletmek, bölmek geliyordu. Çanakkale deniz savaşı bunların yediği ilk tokat oldu. Arkadan Gelibolu, Anafartalar savaşları ile beyinlerine balyoz yediler.
Ve Büyük Taarruz’un ardından Büyük Zafer ile gelişlerindeki şımarıklığa layık bir rezillikle gittiler. Ne gariptir 100 yıl sonra hiç bitmeyen düşmanlarımız Türkiye’ye karşı yeni yeni şer cepheleri etrafında birleşiyorlar. Aslında şaşırmamak gerekiyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu dün yaptığı açıklamalarda “ABD’nin taziyesini kabul etmiyoruz” diyerek İstanbul İstiklal Caddesi’nde yaşanan hain terör saldırısının sorumlularının adresini gösterdi aslında.
5-6 yıl önce önce kendilerine “Birleşik Devrim Hareketi” diyen terör örgütleri Avrupa’daki bazı sivil kuruluşların da desteğiyle biraraya gelmemişler miydi, hatırlayınız…
Ya bugün? Türk Devletleri Teşkilatı Özbekistan’da toplanıp, Türk Devletleri’nin liderleri hep birlikte dünyaya poz veriyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AB kapısında 52 yıldır bizi süründürdüler. Ama biz de onlara gereken cevabı vereceğiz” diyor. Cuma günü bunlar yaşanırken, pazar günü İstanbul’da bomba batlıyor.
Diğer tarafta Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde terörün belini kırıp “in”lerine doğru yürüdükçe karşıdan hain hamleler geliyor.
Bu hamleleri görmek, gerisindeki oyun kurucuları bilmek, bu topraklarda yaşamanın ön şartıdır. Aynen 100 yıl önceki gibi, 107 yıl önceki gibi milletin dev yumruğuyla beyinlerine inmekten başka çare yoktur. Terör tamamen bitirilmeden bu millete huzur olmadığı aşikardır. Kandil’e şanlı bayrak dikilmedilir.
Türk Devletleri kenetlendikçe, terörle mücadelede destanlar yazıldıkça, Türk düşmanlarının iyice marjinalleşeceğinin farkına varılmıştır. Bunun için PKK terör örgütü bir yandan canlı bomba eylemleriyle zevahiri kurtarmaya çalışırken diğer yandan kardeş cinayet şebekelerini yeni eylemlere yönelteceğini görmek için istihbarat uzmanı olmaya gerek yok.
Kravatlı PKK’lıların siyasi partisi olan HDP’den medet ummak da ayrıca büyük bir gaflettir. Vatandaş bu gafleti görmekte, öfkesini ona göre büyütmektedir.
Terör geçmişte canımızı yakmış ama kazanamamıştır. Yarın da belki canımız yanacak ama duruşumuz değişmeyecektir.
Şimdi bize düşen; büyüyen öfkemizi içimizde tutup, Türkiye’nin içinde ve dışında “şer cepheleri”ne karşı destan yazan kahramanlarımıza dua dua, fert fert, tek tek destek vermektir. Birlik ve beraberliğimizi muhafaza ederek, kazanılan cepheleri tahkim etmektir. Tarihimize bakıp eski hataları tekrarlamamaktır. Allah yardımcımız olsun.