Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kemal DEMİRKIRKAN

SİYASET MÜHENDİSLİĞİ

Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan’ın “Müthiş Haber” başlıklı köşe yazısına göre, CHP’li olduğu belirtilen önemli bir kişi gizlice Külliye’ye gidip Tayyip Erdoğan ile görüşüyor. Görüşme sırasında Erdoğan “Türkiye’nin güvenliği için senin CHP Genel Başkanı olman gerekir.” deyip aldığı cevaba göre “Düşün, karar ver. Memleketin iyiliği için bu gerekli. Ben de yardımcı olurum!” şeklinde yanıt verdiği belirtiliyor. Bunun ardınan “Kim bu CHP’li” diyerek adeta bir cadı avı başlatılıyor.
Rahmi Turan oldukça deneyimli “Duayen” bir gazeteci. Yazdıklarının doğru olduğunu düşünenlerdenim. Kaldı ki CHP Genel Başkanı sayın Kılıçdaroğlu da bu bilgiyi doğruladı. Kendi adıma oraya gidenin kim olduğundan öte olayın iki yönü benim daha çok ilgimi çekiyor. Birincisi ülkenin Cumhurbaşkanı’nın ana muhalefet partisini dizayn etmek için yaptıklarına inanamıyorum. Ortaya atılan bu iddia bir kez daha gösterdi ki bu ülkede herşeyi “tek adam” belirliyor.Tek adam;
Hem kendi partisini dizayn ediyor, hem de muhalefeti,
Gerektiğinde seçimle gelen HDP’li belediyeleri mahkeme kararı olmaksızın görevinden alıyor,
Seçim sonuçlarını beğenmezse sudan bahaneler uydurarak seçimi yeniletiyor,
Tank-Palet Fabrikası örneğinde gördüğümüz gibi devletin fabrikalarını kimseye sormadan, ihale yapmadan, tek kuruş almadan (devlete tabi ki) istediği kuruluşa verebiliyor,
Meclisi devre dışı bırakarak istediği kanunu çıkartıyor,
Fonlarda biriken paraları kendi belirlediği yandaş şirketlere verdiriyor,
İşçiye yüzde 3, memura yüzde 4, emekliye %5 zam yaparken 74 bin 500 lira olan maaşına yaptığı % 9 zamla 81 bin 250 liraya yükseltiyor. Bu arada Emeklilkte Yaşa Takılan milyonlarca insana da kapıları kapatabilir.
Cevaevinde tutuklu bulunan Amerikalıları mahkemesi tamamlanmadan Amerika’ya iade edebiliyor.
Olayın diğer yönü daha da vahim. Seçim sürecine giren CHP’de sayın Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkacak her adaya “Külliye’nin adayı” yaftası yapıştırılmasına zemin hazırlayacak.
Diğer yandan eğer bu haber gerçeği yansıtmıyorsa, yani asparagas ise durum daha da vahim. Daha önce CHP Genel başkanı Deniz Baykal’a uygulanan Kaset skandalı gibi birileri CHP’yi dizayn etmeye mi çalışıyor, acaba ülkede yapılanlara yüksek perdeden muhalefet edebilen tek kuruluş olan CHP bu yöntemlerle susturulmak mı isteniyor? Düşünmeden edemiyorum.
Neresinden bakarsanız bakın, sakat bir olay.
***
Meclis görüşmeleri sırasında AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’nin rahmetli Ecevit hakkındaki olumsuz konuşmalarını eleştiren CHP’li Engin Özkoç “Sayın Bülent Ecevit’le ilgili konuşmak sizin haddiniz değildirI” der. Ardından da Meclis Başkan Vekiline dönerek “Bu hanımefendiye haddini bildirin” diye devam eder. TBMM’de hergün yaşanan cinsten bir atışmann ardından, aman Allahım dünya yerinden oynar. Vay efendim sen, nasıl bir hanımefendiye haddini bildirin dersin. Bu cümle 28 Şubat’ı hatırlatıyormuş. Ardından partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Grup Başkanvekilimiz Özlem Hanım’a ‘Susturun bu kadını’ diyecek kadar ahlaksız, edepsizce davranan CHP yetkililerine prim verecek değiliz.” diyerek olayı daha da tırmandırır.
“Cibiliyetsiz” sözünü çok kullanan, “Ananı da al git” diyenlerden bu tepkilerin gelmesi çok ilginç değil mi? Ülkemizde yaşanan onca zulüm, onca haksız ve hukuksuz işler varken, herkes mum ışığında adalet ararken “Bu hanımfendiye haddini bildiriniz” cümlesi üzerinden mağduriyet yaratmaya çalışmak ne kadar doğrudur. Bu olsa olsa işsizlik, yoksulluk, borç batağına saplanmış Türk insanına “Kuşa bak, kuşa” diyerek gündemi değiştirme niyetidir.
***
Eski Genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt dün vefat etti. Bu konuşmalar 28 Şubat’ı hatırlatıyor diyenlere hatırlatmak istediğim birkaç şey olacak. 2007 yılında e-muhtırayı veren Yaşar Büyükanıt hakkında hiç soruşturma açılmadı. Muhtıranın hemen ardından dönemin Başbakanı Erdoğan ile Büyükanıt arasında meşhur Dolmabahçe görüşmesi yapıldı. Burada neler konuşulduğu hala büyük bir sır. Neden büyük bir sır? Çünkü bu görüşmeden 1 hafta sonra bir döneme damgasını vuran FETÖ kurgulu, ABD ve AKP destekli Ergenekon soruşturmaları başladı. Bu sırlar Büyükanıt’la birlikte toprağa gömülecek mi, yoksa birgün ortaya çıkacak mı? Göreceğiz.
Son Söz; “Politikada hiçbir şey kazayla olmaz. Olmuşsa, öyle planlanmıştır.” Franklin D. Roosevelt

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti