SORUYORUM – Kocatepe Gazetesi

16 Nisan’daki halkoylaması için “Evet” diyenler de, “Hayır” diyenlerde kampanya sürdürüyor. Bazı cümleler, seçmeni etkiliyor. Konuşmalardaki vurgu artırıldığında, kampanyaların aleyhine görüşler beliriyor.
“Evet” diyenleri de “Hayır” diyenler de anlatımlarında yakın tarihten örnekler veriyorlar. Bu örneklerden yola çıkarak inandıkları konuları etraflıca anlatıyorlar.
Kampanyaları takip ederken akıllarda bazı sorular şekillendi.
Bugün bu soruları sormak istiyorum:
EVET DİYENLERE SORULAR
-Anayasa Değişikliği Paketi’ni baştan sona okudunuz mu? Bulunduğunuz makam ya da mevki olmasa, yine de “Evet” der miydiniz?
-Halk “İdam gelsin” dedi, “Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’ne rest çekin” dedi. Fakat böylesine maddeleri Anayasa Değişikliği Paketi’nde neden görmüyoruz?
-Cumhurbaşkanlığı makamının böylesine kuvvetli olması, “dış”a yönelik mi, “iç”e yönelik mi?
-Yetkilerin nasıl ve ne şekilde kullanılacağına ilişkin bir çerçeve var mı?
-Geçinme yaşının ortalama 30 olduğu bir ülkede seçilme yaşının 18’e düşürülmesinin toplumsal boyutlarını da ele aldınız mı?
-Halkoylamasında ‘Evet’ çıkarsa, sistemin asıl olarak hayata geçmesi 2019’u bulacak. 2 yıl daha istişare edilmesi, faydalı olmaz mıydı?
-Sistemdeki “çift başlılık” anlatılırken, 1960’tan, 70’ten, 90’lardan örnek veriliyor. 2007’den bu yana Cumhurbaşkanları ile Başbakanlar, aynı siyasi kadro hareketlerinin içinden geliyor. 2007’den bu yana hangi çift başlılık yaşandı?
-Örnekler verilirken 2007’deki 27 Nisan Muhtırası da anlatılıyor. Muhtıra’nın bizzat sahibi olan Yaşar Büyükanıt’ın neden ifadesi bile alınmadı?
-Güneş Motel misali üzerinden siyasetteki transfer çalışmaları değerlendiriliyor. Yakın dönemde Süleyman Soylu’nun, Numan Kurtulmuş’un, Tuğrul Türkeş’in partilerini bırakıp iktidar partisine geçmelerini nasıl yorumluyorsunuz?
-2010 yılındaki referandum için “beraber yürünen” kişiler hakkında geniş bir özeleştiriye ihtiyaç yok mu?
HAYIR DİYENLERE SORULAR
-Anayasa Değişikliği Paketi’ni baştan sona okudunuz mu? Bulunduğunuz makam ya da mevki olmasa, yine de “Hayır” der miydiniz?
-Halkın idam talebine, AB ve ABD ülkeleriyle ilişkilerin gözden geçirilmesi istediği karşısında sizin görüşünüz nedir? “Stratejik müttefik” tanımı, sizin içinize siniyor mu?
-Cumhurbaşkanlığı makamının güçlenmesi, Mustafa Kemal Atatürk’e saygının da bir ifadesi olarak yorumlanamaz mı?
-Türkiye’nin İkinci İstiklal Harbi’nde olduğuna inanıyor musunuz?
-Tek adamlık, yalnızca yeni önerilen sistemde mi var? Mevcut sistemin Genel Merkez/Genel Başkan çerçevesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Bir taraftan Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi ve Bursa Nutku’nu vurgulamak, diğer yandan 18 yaşındaki gençlerle ilgili düzenlemelere karşı çıkmak doğru mudur?
-50 milletvekilinin ülke ekonomisine getireceği yük hakkındaki düşüncelere ilave olarak, mevcut sistemde milletvekilleri lehine yapılan tüm düzenlemelerin neredeyse oybirliğiyle kabul ediliyor olması hakkında ne diyorsunuz?
-Bir taraftan “Erdoğan’ın siyaset yolunu biz açtık” demek, diğer taraftan Erdoğan’a hakarete varan eleştiriler yöneltmek, nasıl bir tutumdur? Bu 2 seçenekten biri için özeleştiriye ihtiyaç yok mu?
-Yakın dönemde 28 Şubat ve 27 Nisan’da demokrasiden yana bir tavır sergilenseydi, yaşanan süreç farklı olur muydu?