SU, PETROL VE ENERJİ – Kocatepe Gazetesi

8 Mart 2011 Salı 02:00:00
  Bildiğiniz gibi Ortadoğu’nun yangın yeri olmasının sebebi dünyadaki süper güçlerin gelecekte bölgedeki su, petrol ve enerji kaynaklarını ele geçirme mücadelesidir. Dış güçlerin asırlık hedef-leri karşısında bizim günlük hedeflerimiz yüzünden dolayı da güzel memleketimiz ve bölgemizde kan ve gözyaşı bir türlü bitmiyor.
Dünya enerji ve su havzasında bulunan Türkiye topraklarında yaşamanın zor olduğunu azcık aklı erenler biliyorlar. Çünkü asrımız su, petrol ve enerji asrıdır. Komşumuz Irak’a ‘demokrasi götüreceğiz’ diye kimyasal silah bahanesiyle girip orada yaşayanları eski hallerine hasret bırakanların derdi de işte bu petrol ve enerji kaynaklarıdır. Afganistan’dan çıkmayanların da, İran’ı tehdit edenlerin de amacı aynıdır. Mısır’ı, Sudan’ı, Libya’yı karıştıran faktörlerde bunlardır. İlave olarak ta Ortadoğu da İsrail’i hakim kılma projesidir.
Tabi ki ülkemizi karıştıranlarında amacı su ve enerjidir. Bir de haclı zihniyetini kafalarından hiç çıkarmadıklarını eklersek, amaçlarına sonuna kadar ulaşıncaya kadar bu mücadelelerin devam edeceğini bilmemiz gerekir.
Ancak bütün bunları bilmemiz gerekirken millet olarak çok da uyanık olmak zorundayız. Eğer uyanık olmayı başaramazsak yabancılar bize sağ gösterip sol vuracaklar. Bakın her şeyi açtırmaya çalışıyorlar. Bunu yaptıracakları aktörler bile neyi, nasıl açacaklarını bilmedikleri ve her hafta adını bile tepkilere göre dört sefer değiştirdikleri, milletin uyuşukluk durumuna göre ‘hazmettire hazmettire’ dedikleri ucube bir emri uygulatmaya çalışıyorlar.
Bir düşünün ‘çok önemli ve tarihi’ olarak değerlendirilen Kürt açılımı ve Ermeni açılımı görüşmeleri madem bu kadar önemliydi ülkeyi 9 yıldır idare eden hükümet tarafından neden daha önceden değil de Obama’nın gelmesinden sonra gündeme getirildi?
Onlar bize dediklerini yaptırmaya çalışırken, bir taraftan da milletin sağlıklı düşünebilmesini engellemek için ikide birde kuş gribi, deli dana, kene, domuz gibi ve en sonunda da keçi gribi. Ne bitmez grip çeşitleri varmış böyle.
Kısacası adamlar bulanık suda balık avlıyorlar, yerli işbirlikçileri de pazarlamakla meşguller.
Kafası karışmış olan bu millet de ne olduğunu anlayamadan sessizce seyretmektedir. Bu sessiz ve tepkisiz seyir sürerse, bu büyük millet uyuşukluğunu üzerine atamazsa, ‘benim gemi yürüsün de milletin gemisi ne olursa olsun’ anlayışı devam ederse bu günler bana göre de, tarihe korkarım kara sayfalar olarak yazılacaktır.