SUÇLU KİM ?

Hocanın evine hırsız girmiş. Adettendir ya komşuları geçmiş olsuna gelir. Evin nasıl soyulduğunu öğrendikten sonra, başlarlar velveleye kimi “hocam kapıya sürgü yapacaktın” öteki: “Kilit takacaktın” bir başkası: “Pencerelere demir çakacaktın” Hoca: Kaşlarını çatar: “Durun ! Siz hep beni suçladınız. Yahu hırsızın hiç mi suçu yok ?”
Sabahın köründe gürültü. Koca otobüs apartmanın önüne yanaşmış yarım saattir gırgır gırgır durmadan çalışıyor. Çalışırken verdiği istim cabası; kapı ve pencereler açık tutulsa, gaz kokusu evin bütün odalarını saracak, insan kirli hava teneffüs edecek.
Bereket ertesi gün yerine ufak arabalar park etmiş de otobüs görünürde yok. Hiç olmazsa o gün şanslıyız. Gaz kokusundan ve gürültü kirliliğinden kurtulduk.
Sabahleyin; İstasyon Caddesi’nden geçiyorum. Yolun her iki tarafına arabalar sıralanmış. Elinde makine, otomobillerin teker teker fotoğrafını çeken trafik polisini görüyorum. Güzergahın sağında, Karaman İşhanı var, Belediye Binası yapılmış. Bir yarısı da Milli Eğitim’e tahsis edilmiş. Anlaşılan o ki; vatandaşların; arabasını koyacak başka yer yok, işini görüp gidecek.
Belediye her kesimin uğradığı örnek bir halk kurumudur. Binasının içi kadar dışına da özen gösterilmelidir. Projesi yapılan Binanın konumu çok önemlidir ama her nedense bu ihmal edilmiştir. Buraya uzak yerden ulaşanların taşıt kullanacağı, kimsenin aklına gelmez.
Yere olan ihtiyaç, asıl gerçeği öteletir.
Yollar zıngazık vasıta dolu. Bazı sürücüler, yayaları düşünmeden kaldırım işgal etmiş. Haksız da olsa, araç koyacak başka yer kalmadığı için kendini haklı bulmuş.. Her yer taksi, otobüs, minibüs, dolmuştur.
İstatistikler Afyonkarahisar’da her üç kişiye bir araba düştüğünü tespit etmiş.
Nüfus yoğunluğunun geniş alana dağılması. Toplumu ikametine uzakta olan: Çarşı – Pazar – Sanayi – İşyeri – Sağlık – Eğitim – Resmi ve Özel Kurum gibi ihtiyaç duyduğu merkezlere ulaşmasını sağlayan taşıtların artmasına neden olmuştur.
Geleceğe yönelik olmayan yapılar, rastgele oluşturulmuş günü birlik proje ve planlar; düzensizlik ve trafik karmaşası doğurmuştur.
Aynı hatalar yeni kurulan yerleşim birimlerinde de yapılmış, telafi edilmez olumsuzluklardan zarar gören hep halkımız olmuştur.
Trafik akışını sağlamak ve olabilecek kazaları önlemek için hastane önüne geçit yapılmış. Can güvenliğini koruma açısından güzel. Gel velakin hastaneye gelenler hasta. Kiminin tansiyonu var başı dönüyor. Düz yolda yere düşecek. Kiminin gözü görmüyor. Kimileri ayağı sakat yürüyemiyor ya da yaşlı dizlerinde dermanı yok. Hepsi himmete muhtaç. Bunları; 100 basamak çıkar – 100 basamak iner geçitten karşıya geçir bakalım nasıl geçirirsen. Sağlam biri refakat etse de eziyet çekecek. Hasta; ana-babası yakını da olsa, kucağına almakta, sırtında taşımakta güçlük çekecek.
“Ölmek değildir, ömrümüzün en son feci işi / Müşkil odur ki; ölmeden evvel ölür kişi”
Sağlıklı ve Hayırlı Ömür Dileğiyle. Hoşça Kalın. Cumanız Mübarek olsun.