Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ramazan Balkan

12 HAZİRAN ve KASET.

Türkiye geçen haziran ayında bir seçim süreci yaşadı. Bu süreçte rakipler birbirle-rine karşı bütün kozlarını kullandılar. Bunlardan birisi de hiç şüphesiz MHP’li adayların kasetleridir. Yakın geçmişte Özal ve Necdet Calp arasında; “sattırmam efendim, bal gibi satarım” polemiği; Erdal İnönü’nün “limon gibi sıkılacaksınız” deyimi; Süleyman Demirel’in “iki anahtar” vaadi seçimlere damgasını vurmuştu. 12 Haziran seçimlerinden akıllarda kalacak olan ise MHP’li adayların kasetleri olacaktır.
Türkiye, gökte uçan kuşun bile izlendiği-dinlendiği bir dönem yaşıyor. Öyle ki, Genelkurmay başkanları bile dinlenip konuşmaları internete verilebiliyor. Böyle bir dönemde dostunu otel odasına atıp halvet olmaya çalışan siyasetçinin tongaya basması tam bir aptallıktır. En hafifinden bu adamlar nasıl bir Türkiye’de yaşadıklarının farkında değiller. Benim anladığım bu. Aynı zamanda bu kaset olayını organize edenlerin örgütlü bir yapı olduğu da ortada. Çünkü böyle bir örgütlenme olmadan, bu kişileri izlemek, dinlemek, takip etmek, buluşacakları yeri tespit etmek ve önceden tedbir almak mümkün değildir.
Gelelim bu olayın insani boyutuna; benim gördüğüm kadarıyla kameralara takılan bu siyasetçilerin hepsi orta yaşın üzerinde. Bu yaşın üzerine çıkan erkekler genelde yeni zevkler, yeni heyecanlar, yeni tatlar aramaya başlar. Bu duruma halk arasında “kırkından sonra azmak” denir. Kasete alınan siyasetçilerin durumu bu, hepsi kırkından sonra azmış.
İnsan, içinde nefis denen bir canavar barındırır. Bu canavar şeytan tarafından sürekli dürtüklenir. İnsan, nefsine hâkim olamayıp şeytana uyduğunda taze bedenler aramaya çıkar. Neticede kontrolden çıkar ve işin sonu teneşire kadar gider. Hepimiz biliriz ki; “kırkından sonra azanı da teneşir paklar”. Bu siyasetçileri de kaset pakladı.
Bu olayın diğer bir boyutu daha var ve benim kanaatime göre siyasetçileri kasete düşüren de olayın bu yönü. Yakın zamana kadar siyasi partiler finansmanlarını sağlamak için tabanlarına muhtaçtılar. Bu muhtaçlık sebebiyle partiler siyasal tabanlarından ve hedeflerinden kopmazlar, dolayısıyla ahlak düşüklüğü pek yaşanmazdı.
Partileri tabanlarından koparan ve diplomatik tabirle Parti Oligarşisi veya Parti Bürokratı yaratan sistem partilere hazine yardımıyla başladı. Bu hazine yardımlarıyla birlikte partiler dev genel merkezler yapma anlayışına kaydı. Önce ANAP sonra MHP, CHP ve AKP plaza görünümlü dev genel merkezler inşa ettiler. Ardından bu dev binaların içinde parti bürokratlarını oluşturdular. Bu bürokratlar genel merkezlerdeki siyasal ikballerini her halükarda genel başkanlarını destekleme yolu ile sağladılar. Denilebilir ki, İstanbul’da 1923’de kaldırılan saltanatın yerine Ankara’da genel başkaların padişah olduğu yeni saltanatlar ortaya çıktı.
MHP’de bu modaya uyarak dev bir genel merkez inşa etti. Bu plaza görünümlü genel merkezde parti bürokratlarını oluşturdu. Bu bürokratlar genel başkanla birlikte hükümdarlığını sürdürmek için; parti politikalarına itiraz eden il teşkilatını feshetmek, ilçe teşkilatını görevden almak, üyeleri ihraç etmek anlayışına kaydı. Çünkü parti saltanatı ancak bu şekilde devam edebilirdi. Ahde vefa unutuldu. Örneklemek gerekirse; bugün milletvekili adayı yapılan Ümit Özdağ geçen dönem partiden ihraç edilirken kendisine ne hakaretler yapılmıştı. Genel başkanlığa aday olan Ramiz Ongun ya da davanın ozanı Ozan Arif bugün nerede? Sadi Somuncuoğlu’na reva görülenler doğrumuydu?
Bu özetlediğimiz yapılanma neticesinde parti bürokratı, tabanından ve ideallerinden koptu. Onun tek derdi; genel merkezdeki makam odasını, kendisine tahsis edilen makam otosunu, makam şoförünü ve sekreterini korumak oldu. Bu vakitten sonra artık parti üst yönetimi süflileşmiştir. Düşünceden, davadan ve büyük hedeflerden kopmuştur. Bu süflileşmenin neticesinde gününü gün etmek, günü kurtarmak tek amaç haline gelir, şahıslar nefislerinin peşine düşerler, ondan sonra ver elini otel odaları. İşte torun torba sahibi koca koca adamları rezil eden sürecin sebebi bu yapılanmadır.
Bu kişiler temsil makamında olmasalardı bizi hiç ilgilendirmezdi, ister yirmi yaşındaki kızla ister altmış yaşındaki kadınla nefislerini tatmin etsinler. Bu ahlaksızlığın ateşi de günahı da onlara aitti. Lakin temsil makamında olduklarından bir camiaya zarar verdiler. Unutulmamalıdır ki, MHP bir siyasi parti olduğu kadar şehitler, gaziler ocağıdır.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti