AFET VE ACİL DURUM BAKANLIĞI KURULMALIDIR

Değerli dostlarım, yaşadığımız felaketten sonra başka konuları yazmamız uygun düşmezdi. Elbet bu zor günler de geçecek. İnşallah yazılanlar ile kamuoyu oluşmasına katkımız olur.
Malumunuz Ülkemiz deprem bölgesidir. Ortalama üç beş yılda bir deprem yaşıyoruz. Tarih boyunca depremlerde binlerce insanımızı kaybettik.
Karadeniz gibi bazı bölgelerimizde sıkça sel baskınları oluyor. Akdeniz ve Ege’de neredeyse her yıl orman yangınları yaşıyoruz. Her felakette ülke olarak onlarca yıl geriye gidiyoruz. Gelişimimiz sekteye uğruyor.
Her afetin can kayıpları yanında sosyal ve maddi yönü de var. Giden canlar, yok olan veya dağılan aileler, yalnız kalan çocuklar, evsiz, işsiz kalan, şehir değiştirmek zorunda kalanlar. Bazı hikâyeler yarım kalır. Ne güle, güle giden olur, ne de hoşça kalan.
Bir sürü bakanlığımız var. Acilen Afet ve Acil Durum Bakanlığı da olmalıdır. Felaketler kapımızı çalıyor. Hazırlıksız yakalanmayalım. Devlet insanını güvende yaşatmak durumundadır.
OKULLARDA ACİL DURUM DERSİ ZORUNLU OLMALIDIR
Rehberimiz ilim, irfan ve fen ise, afetler, fakirlik, cehalet kader ve alın yazısı değildir. Depremde birçok insanımızı cehaletimiz öldürüyor. Binanın temeli ne ise, toplumun temeli de insandır. İnsanımızı özellikle çocuklarımızı geleceğe hazırlamalıyız. Onun içinde okullarda sürekli eğitimle acil durumlara karşı geleceğimizi bilinçlendirmeli ve geleceğimizi kazanmalıyız.
Eğer depremlerde, sel baskınlarında veya orman yangınlarında masum çocuklarımızı kaybediyorsak suçlu biz büyükleriz. Onların suçu ne?
Bir sürü gerekli gereksiz, uygulamaya faydası olmayan ders varken böyle çok önemli, hayati konuda bir zorunlu ders olmaması da biz büyüklerin eksiğidir. Bu çok mu zor?
KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ UYGULAMALIYIZ
Oturmaya uygun olmayan eski binaların olduğu bölgelerde devlet-millet uyum ve uzlaşmasıyla kentsel dönüşümü başarmalıyız. Bu konuda mülk sahipleri de küçük hesapları ve inadı bırakmalı, siyasiler ve idareciler de duygusal kararlar almadan hak sahiplerine değerlerini vermelidirler.
Şehrimizde de yakın zamanda yaşanan ve fiyaskoyla sonuçlanan kentsel dönüşüm tartışmaları siyasi malzeme olmaya devam ediyor. Bırakalım siyasi rant elde etmeyi de iş yapalım.
Neticede, ülkemizi yönetenlerin birinci ve öncelikli görevi vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlayacak önlemleri almalıdır. Ama çok geç olmadan!