Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet Şenkaya

AĞZI OLAN KONUŞUYOR – Kocatepe Gazetesi

Mehmet Şenkaya 29 Kasım 2013 Cuma 02:00:00
  Meclis’teki Bir Vekil: “Dershaneler önemli. Eğer ben dershaneye devam etmeseydim. Üniversite kazanamazdım. Şimdi burada olmazdım. Çocuklarımı da dershaneye gönderiyorum” diyor.
Demek ki okullarda verilen eğitim yetersiz. Dershane eğitim ve öğretimin olmazsa olmazı haline getirilmiş. Yani:“Dershaneye gerek kalmaması için okul sisteminin çok iyi bir hale gelmesi gerekir. Eskiden dershane mi vardı? Türkiye’de Başkent’te ilk defa Büyük Dershane’yi açan Hoca: İbrahim Bağış’tır.
Avrupa’nın birçok ülkesinde eğitim kaliteli olduğu için dershaneye gerek kalmıyor.
Üniversitede gidilecek bölüm çok önceden belirlendiği için herhangi bir hazırlık söz konusu olmuyor.
Dünyada merkezi sınav yapan iki ülke biri; Türkiye diğeri Rusya olduğu söylenir.
Siyasi irade 2008 yılında dershanelerin kapatılacağı sinyalini verdi. 2013’te daha tam karara varılmadan bazı tv kanalları ve gazeteler veryansın etti. Sanki yer yerinden oynadı. “Dershaneler kapatılmasın” o zaman Devlet okulları kapatsın. Özel sektör zarar ediyor. Bunun telafisi için Dershaneler Özel okul’a dönüşsün. Olmaz. Bu: “Ne şiş yansın ne kebap.”
Taslağın mimarı Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin “Etüt merkezleri ve okuma salonları asla kapanmayacak” şeklinde teminat vermiştir.
Herkes biliyor. Müfredat bitmeden okulun kapanmasına ya da derslerin kesilmesine 1–1,5 ay kala öğrenci devamsızlığı başlıyor. Derslikler adeta boşalıyor. Kimi dershaneye gitmek üzere rapor, kimi izin alıyor. Kimi kafasına göre devamsızlık gösteriyor. Öğretmen sınıfta kalan 3-5 kişiyle ders işlemeyip serbest bırakıyor. Bu ya dershane ya okul tercihi ikilemini ortaya çıkarıyor. “Yumurta tavuktan mı çıkar, tavuk yumurtadan mı?”
Bu gün devlet okullarında 800.000 öğretmen görev yapmaktadır. Bu meslekte çalışanlar onuru ve gururu olan şahsiyet sahibi kişiler oldukları için ister istemez yetersiz bir hezimete düşüyor. Aynı fabrikadan çıkan mamullerden biri itibar görüyor. Diğeri hafife alınıyor.
Bir başka görüş açısı; toplumdaki kanaat: “Dershaneye gitmeyen öğrenci sınavı başaramaz” savı gelişen veli; Dişinden tırnağından artırıp imkânlarını zorlayıp “yarış atı” etkinliğine katılıyor. Hafta sonu; çocuğun oyun ve dinlenmeye, ana-babayla beraber olmaya ayrılan saatler feda edilerek zaman dershanede geçiyor.
Devlet okullarında parasız verilen ders ve kurslarla onca emek ve kazanım; hafta sonu para ödeyerek gittiği dershanenin başarısına mal ediliyor.
Bırakın haftada bir gün ailesiyle olsun. Oyununu oynasın, çocukluğunu yaşasın. Şefkatin muhabbetin ne olduğunu kavrasın. “Ana başa taç imiş / Her derde ilaç imiş / Bir evlat pir olsa da / Anaya muhtaç imiş.”
Sağlam bir aile yapısında; çocuğun ana-babaya ihtiyacı olduğu kadar; Büyüklerin de evlatlarına o kadar ihtiyacı vardır. Yoksa çocuk hırçınlaşır, yabancılaşır. Anne ve babadan uzaklaşır. Sevgi, saygı, muhabbet gibi yüce duygular ortadan kalkar.
Bakın: İki kız bir oğlan sahibi bir aile tanırım. Kızlar gelin oldu. Oğlan Liseyi burada bitirdi. İstanbul’a yatılı dershaneye gitti. Gözden ırak, gönülden de uzak olurmuş. Baba esnaf, işten; dükkânı kapatıp gidemedi. Çocuk ders yoğunluğu bahane, kimsesizliğe alışmış, gelemedi. Bayramda seyranda, adettendir hal hatır sorulur. İyidir. Telefonda herkese selamı iletilir. İsmi var, cismi yok. Anlayacağınız: Ana-Babadan kopmuş, ailenin bireyi olmaktan çıkmış. Ama Üniversite bitirmiş bir şirkete müdür olmuş. Bir gün hak vaki olup, baba kalp krizi geçirmiş, oğul; babasının soğuk yüzünü görmemiş. Vefatına bile gelmemiş. Talihsiz ana yalnız, kimsesiz.
***
28-29 Kasım Merkezi Sınavı Okulda kazanılan bilgilerin ölçülerek değerlendirilmesi işin ciddiyetini anlatıyor.
Yeni getirilen 4+4+4 sistemi ile okuldaki başarının etkin olacağı, zamanla Üniversite Sınavının kalkacağı, dershanelere de ihtiyaç kalmayacağı düşünülürse; “Bir bardak suda fırtına koparma”nın gerçeği ortaya çıkıyor. Cumanız mübarek olsun.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti