İslam, Müslüman bireyi en yakınındakilerden başlayarak çevresindeki insanlara karşı sorumlu tutmuştur. Akrabaların yakınlığına göre bu hak ve sorumluluklar maddi ve manevi olarak farklılık göstermektedir. Bu hakları gözetmek sıla-i rahim kavramı ile ifade edilmiştir. Sıla-i rahim; kadın ve erkeğin ana ve baba tarafından akrabalarına iyilik etmek, imkân ölçüsünde sıkıntılarına kol-kanat germek, ihtiyacı olanlara tasadduk etmek, hasta olanları ziyaret etmek, davetlerine icabet etmek, sevinç ve üzüntülerini paylaşmak ve akrabalar arası ilişkileri güçlendirecek her türlü çabayı göstermek olarak tanımlanabilir. Bir kudsî hadiste Allah’ın Rahman ismi ile akrabalık ilişkileri anlamındaki rahim sözcüğünün birlikte zikredilmesi sıla-i rahimin önemini ortaya koymaktadır. Kur’ân-ı Kerim’de; “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir.” (Nisâ Sûresi, 1/4) buyrulmaktadır.
Kişinin durumuna göre hükmü değişmekle beraber, sıla-i rahimin normal şartlarda vacip olduğu, aile bağlarını koparmak anlamındaki kat-i rahimin ise büyük günahlardan olduğu ifade edilmiştir. Bu şekilde akrabaları ile ilişkiyi sürdüren kişiyi insanların sevgisi, Allah’ın rızası ve mükâfatı beklemektedir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) sıla-i rahim yapan kişiyi, rızkının bereketleneceği ve ömrünün uzayacağı ile müjdelemektedir: “Rızkının çoğalmasını, ömrünün uzamasını isteyen kimse, akrabasını kollayıp gözetsin.” (Müslim, Birr, 20)
Hz. Peygamber’in (s.a.s.) kendisi de söz ve davranışlarında sıla-i rahim üzerinde çokça durmuş, sıla-i rahimi imanla ilişkilendirmiştir. Bir hadis-i şerifte; Allah’a ve ahiret gününe inananların; misafire ikram etmesi, sıla-i rahim yapması ve güzel söz söylemesi istenmiş ve bu davranışlarla iman arasında ilişki kurularak, insanlar arasında yardımlaşmanın gerçekleşmesine ve sapasağlam bir toplum ve aile yapısına vesile olacak unsurlara dikkat çekilmiştir. (Buhârî, Edeb, 85). Ayrıca akraba ile ilişkileri devam ettirmenin sadece ilişki kuranla, bu ilişkiyi sürdürmek değil; gelmeyene gitmek, vermeyene vermek, hatta kötülük yapana bile iyilik yapmak suretiyle hasıl olacağı ifade edilmiştir: Resûl-i Ekrem’in öğretisine göre, “Sıla-i rahim yapan, akrabasından gördüğü iyiliğe iyilikle karşılık veren kimse değil, akrabası kendisine iyiliği kestiğinde dahi onlara iyilik yapandır.” (Buhârî, Edeb, 15).
Velhasıl; Sıla-i rahim, Rahman’dan bir bağdır; koruyanı saâdete, koparanı felakete taşıyacak bir ameldir. Rabbim bu felaketten bizleri muhafaza eylesin!
(Alıntı: Diyanet işleri Başkanlığı, Diyanet “Ailem” dergisi)
Misafir Kalem