Nöbetçi Eczaneler
24 Ağustos 2010 Salı 03:00:00 1919 Yılında 1.cihan savaşından yeni çıkıp, her kafadan bir sesin çıktığı, İstanbul’daki bazı kesimlerinde bugünkü torunlarına benzer düşünceler içerisinde olduğu ortamda Atatürk arkadaşı Ali Fuat Paşa’ya yazdığı mektupta şöyle der;
“Bahsedilen Amerika himayesi ve yardımının çok dikkatli olarak incelenmesi ve milli amacımızla karşılaştırılması çok önemlidir. Ahmaklar! Amerikan mandası, İngiliz koruyuculuğuna bırakmakla ülke kurtulacak sanıyorlar. Kendi rahatlarını sağlamak için bütün bir vatanı ve tarih boyunca devam eden Türk bağımsızlığını feda ediyorlar. Oh ne ala! Mücadele yerine mandayı kabul edeceğiz ve rahata kavuşacağız. BU ne gaflet, ne körlük ve ne budalalık; öyle bir manda istenecek ve verilecekmiş ki, bu egemenlik haklarımıza, dışarıda temsil hakkımıza, kültür bağımsızlığımıza, vatan bütünlüğümüze dokunmayacakmış; buna Amerikalılar değil, çocuklar bile güler. Amerikalılar kendilerine çıkar sağlamayan bir şeyi neden kabul etsinler? Amerikalılar bizim kara gözümüze mi âşıklar? Hayır. Bu ne hayal ve aymazlıktır?”
Sevgili okuyucum; bu topraklarda yaşamanın zor olduğunu, işimizin kolay olmadığını hepimiz biliyoruz. Tarih boyu bu milletin düşmanları hiç eksik olmamış. Dış düşmanlar her dönemde de iç uydularını bulmuşlar. 1919 da varmış bu uydular,2010 da var, korkarım 2023 te de olacak.
Sebepler ne olursa olsun, sonuçta Amerika’dan izinsiz bir şey yapamaz hale geldik. Onların icazeti olmadan bir adım dahi atamadığımız kesin. İşte en son açılım konusu. Obamanın Türkiyeye gelmesi ile birlikte gündeme gelmedi mi bu konu? Evet. Peki, bunun anlamı ne? Obama talimatlandırdı bizde konuşmaya başladık. Haburdan PKK’lıları devlet töreni ile karşıladık ve çadır mahkemesi ile affettik. Açılımın hemen arkasından anayasa değişikliği gündeme gelmedi mi? Geldi. Bunlar sizce tesadüf mü? Amerikalı yetkililer ikide bir”PKK, Amerika’nın da, Türkiye’nin de düşmanıdır” deyiveriyorlar. Eee, diyorlar da ne oluyor? Hemen bizimkilerden bir açıklama;”Büyük kazanç elde etmişiz. Buna da çocukları bırakın, kediler bile güler. Amerika istese PKK’yı bitiremez mi? Bitirir. Neden bitirmiyor? Çünkü istemiyor. Neden istemiyor? Çünkü o bölgede istediği gibi kullanıyor. Ya en son PKK li-derlerinden Karayılanın yaptığı açıklamaya ne demeli? Hükümetin talebiyle PKK ile görüşüldüğü ve ateşkes konusunda anlaşıldığı konusu. Sonrada başbakan “ispat etsinler” deyip işin içinden çıkıyor. Gizli görüşmenin neyi ispat edilsin. İşte taraf olan adam açıklıyor? İçine sindirebilenler referanduma evet verirler. Ama Amerikanın birileri vasıtası ile Ortadoğuyu konrolünde tutma planıdır bu oyun. Artık bunları dünya biliyor. Bizi yönetenler daha iyi biliyor. Biliyorlar ama yine de milletin gözüne bakarak yalandan vazgeçmiyorlar. Senin boyun kaç cm? Yok tepe tepe kullan vs. Konuşarak gündemi dolduruyorlar, icraata gelince de sanki ciddi meseleleri sulandırıyorlar ve oyalıyorlar. Peki, millet ne yapıyor? Milletin de yüreği yanmaya devam ediyor. Bu işlerin böyle çözülmeyeceğini, mevcut hükümete oy verenlerde biliyor. Biliyorlar ama boya, posa vs. oy verdikleri için de bir şey söylemiyorlar. Hatta birçoğu oy vermediklerini söyleyip, yine riya yapı-yorlar. Sonra da “terör bitmez” şeklinde çok basit ve teslimiyetçi bir ifade kullanıyorlar. Tam yabancıların istedikleri gibi değil mi? Başımıza ne geldiyse bu teslimiyetçilikten gelmedi mi?
Değerli dostlar, ülkenin bu ciddi problemleri lafla çözülmüyor. Artık herkes bilmeli ki; bu problemler güçlü ve kararlı bir siyasi irade ile çözülebilir.
Şimdi Atatürk yaşasaydı diye düşünen insanların, düşündükçe içlerinin karardığını ve suratlarının buruştuğunu görür gibiyim.
Sağlıcakla kalınız.
