Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet Şenkaya

DİMYAT’A PİRİNCE GİDERKEN EVDEKİ BULGURDAN OLMAK

Mehmet Şenkaya 10 Ağustos 2012 Cuma 03:00:00
  Antalya’da dolaşırken şehrin ortasında içerisi boş, çok katlı bir bina gördüm. Merakıma gitti. Orda yaşayan vatandaşlardan birinden öğrendim. Burası Özel İdare Hizmet Binası olarak yapılmış. Plan proje aşaması bitmiş yapı “sağlam oturulabilir” raporu ile teslim alınmış.
Sonradan alınan bir kararla; görünüşü görkemli, duvarları mermer kaplama olsun, sıva boya, badana istemesin tasarrufta bulunulsun gibilerden. Bunun bir Mühendislik işi olduğu göz ardı edilerek; hemen hazırlık yapılmış, ölçülmüş, biçilmiş kaç metrekare ise sipariş verilmiş, başlanmış mermer kaplanmağa. Belirli bir süre sonra iş tamamlanmış. Ama ne yazık ki; evdeki hesap çarşıya uymamış. Yük ağır geldiği için; binayı taşıyan ana kolonlar başlamış çatırdamağa. Atalarımız: “Tehlikeden hazar kıl “ demiş. Hemen boşaltılmış.
Bankanın biri, şehrin göbeğinde; güzel bir semt ve en işlek caddelerden birinden bir bina satın almış. Tabi öyle bakım yapmadan geçilmez. Restore gerekli. Estetik ve aydınlık olsun. Cazip gözükmesi için masraftan kaçınılmasın. Denilmiş. Emri vaki üzere duvarlar, temelden çatıya cam olsun istenmiş. Ameliye başlamış yerine getirilmeğe. Tabi bu camlar şu bizim bildiğimiz; piyasadaki hemen kırılıveren camlardan değil. Kalın olduğu için sağlam; ağırlığı fazla, fiyatı da yüksek. Anlayacağınız: Hem özel, hem güzel. İşlem bitmiş ama sonuç: istenildiği gibi olmamış. Camlar ağır bastığı için; bina öne doğru eğilmiş, başlamış, yoldan geleni geçeni selamlamağa. Aman tehlike var ! Kaş yapalım derken göz çıkacak. İyisi mi vaz geçelim bu sevdadan.
Yollarımız çok güzel oldu. İnşallah “dışı seni yakar, içi beni” sonucuna varmaz. Asfaltlanan caddenin alt yapısında: Kanalizasyon, Su, Elektrik, Telefon, Afjet, Doğalgaz, Yağmur suyu şebekeleri geçiyor. Üstelik, bunların hepsi de olmazsa olmazlardan. Çare yok, cadde dar, binalar sık yerleri bitişik. Arıza vukuunda kazıda Allah vere birbirine zarar vermesin.
Geçenlerde bir yağmur yağdı, Kurtuluş Caddesini Karayollarına bağlayan kavşakta sel suları etrafa taştı. Her taraf su ile doldu. Yollardan karşıya geçilmez oldu. Bazı yerlerde Mazgallar unutulmuş, açılmamış. Tespitlerle açılan öz, gideri merakıma gitti baktım.15-20 çaplı büz. Akan seli bunlar önleyecekse; vay halimize yollar sudan geçilmez olur.
Güvenevler mahallesinde seli önleyecek devasal yağmur suyu şebekesi döşediğini biliyoruz. Eskiler hatırlar; Yukarı mahallelerden inen kanalizasyonun; içinden bir kamyonet geçecek kadar geniş ve büyük tünel olduğunu. Bazı yerler göçerdi, çocukluğumuzda özün bir tarafından girer, başka yerinden çıkardık.. Çavuşbaş Mahallesinden başlayan bu devasal kanalizasyon yolu (tünelinin), çizilmiş bir akış planı vardı. Bu Rahmetli Tezhipçi Ömer Faruk Atabek tarafından ortaya çıkarılmıştı. Atalarımızdan örnek almak gerek.
Yapılacak iş de şu özellikler aranmalı;
.1. Asil olmalı: Herkes tarafından beğenilmeli taktir toplamalı.
2. köklü olmalı. Zaman geçse de değerini yitirmemeli.
“İdrak-i meali bu küçük akla gerekmez,
Zira; bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.” “İnsanın aklı mahdut, idraki sınırlı olduğu için, birçok hususu anlamak noktasında aciz ve cahildir. Cennet ve cehennem, ruhun mahiyeti, evrenin derinlikleri ve sınırları, aklın kapasitesi gibi yüzlerce konuda, insan aklı aciz ve cahildir.”
En iyisi: Düşüne düşüne görmeli işi, sonra pişman olmamalı kişi.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti