KAİNATI OKUMA – Kocatepe Gazetesi

1 Haziran 2012 Cuma 03:00:00
  Ateşin bulunması, Tekerleğin icadı, Benzin motorunun bulunması, Elektriğin, Haberleşme araçlarının bulunması, Pusulanın, Buhar gücünden faydalanma, bunların her biri; başlıbaşına bir zaman içinde bir devir açılmasını sağlamış, toplumda bir değişim meydana gelmesine sebebolmuştur.
Esas mesele kainatı keşfetmek ve okumaktır. Yürürken elde edilen elektrikten bir telefon şarj edilebilecek enerjinin elde edilmesi gibi. Türkiye ve yabancı ülkelerde açılan Türk okulları ve buralarda çok iyi yetişen öğrencilerin Türkçe – Matematik – Fizik – Kimya Olimpiyatlarına katılarak başarılı bir performans gösterip birinci olmaları perde arkasında çalışan eğitim gönüllülerinin, yorulmadan yılmadan çalışmaları ile mümkün olmuştur.
Emekli olduktan sonra; Özel Zafer Koleji, Cihan Kız Koleji, ve Emirdağ ilçesi merkezinde Kocatepe Dershanesi gibi kurumlarda çalıştım. Hukuk, Tıp, Ekonomi, Tahsili gören öğrencilerimiz Hakim, Savcı, Avukat, Doktor, Mühendis, Mimar, İş adamı vs. Bazıları master yapıp Akademik Kariyer sahibi oldular hepsini kutluyorum.
Bunlar toplumun gelişmesinde söz sahibi oldular.Görünen odur ki; bu insanlar gelecekte dünyanın da lideri olacaklar. Mesele: Adam gibi adam yetiştirmek olduğuna göre;yarınların daha güzel olacağından şüphemiz olmasın.
Dersine girdiğim öğrencilerimden biri; Avusturya’nın Başşehri Viyana’da Tıp tahsili görüyor. Anne ve Baba da bir Üniversitemizde Tıp Profesörü.
Bir yazarımız: “Bakmakla usta olunsaydı, kasap dükkanının önündeki köpekler de usta olurdu” demiştir. Hakikaten bakmakla usta olunmaz yapmakla usta olunur. Beden Eğitimi, Resim, Müzik gibi Güzel sanatların hepsine karşı bir merakım ve sempatim vardır. Mesleğinde kendi alanında söz sahibi olan kişilerin toplumun büyük kesimi üzerinde değeri olup, her zaman aranan örnek kişiler olduğu hepimizce bilinmektedir.
Dün Kocatepe Üniversitesi Kültür merkezinde açılan bir Resim sergisini gezdim. Asılan tablo ve siyah kalem çalışmaları gördüm. Hoşuma gitti. Eser sahipleriyle konuştum, tanıştım, onları tebrik ettim. Bunların hepsinden: “Hocamız sayesinde” gibi övgülü ifadeler işittim. Hocanın orda olduğunu duyunca, onu da daha yakından tanıyıp onure etmek istedim. Meğer; övgüye değer Hoca; Lisede dersine girdiğim talebemmiş, çok sevindim bu beni mutlu etti. İşte, İnsanın diktiği ağacın meyvesini görmesi kadar güzel bir şey yok. Emekte biter yemek.
10. Türkçe olimpiyatları 30 Mayıs – 14 Haziran 2012 yılında 5 Kıtadan 135 Ülkenin Türkiye’ye gelerek 1500 öğrencinin 65 Sahnede Şarkı-Türkü-Halk oyunları- Şiir – Güzel Konuşma -Özel Beceri gibi farklı kategorilerde gösteri yapması bekleniyor. Bir ayağı geçen sene ilimiz merkezinde sahne alan organizasyon bu sene de Afyonkarahisar Stadyumunda beklenen gösteriyi yapacaktır.Tüm Türkiye’de itibar gördüğü gibi. İlimiz merkezinde de gereken ilgiyi görerek büyük bir taktir toplamıştır. Geçen yıl stad almadı. Halkın çoğu yarışmayı saha dışında, televizyondan seyretti. Programa katılmak için; Komşu il ve ilçelerden de ilimize gelen vatandaşlar, yarışacak misafirlerini heyecanla beklemektedir.
Tarihimizde Sultan Aziz devrinin Dışişleri bakanı olan Keçeçizade Fuad Paşa Avrupa’da diplomatlar toplantısında ortaya latife yollu bir soru atılır.
-Zamanımızın en kuvvetli devleti hangisidir ? denildi. Keçecizade Fuad Paşa, bu soruya güzel bir cevap verdi:
– Osmanlı İmparatorluğu!..
– Nasıl olur ? dediler.
– Çünkü, siz dışarıdan, biz içeriden, var kuvvetimizle yıkmaya çalıştığımız halde, hala ayakta duruyor.
Milli birliğimizi ayakta tutan dil gibi mukaddes varlığımızı bozmaya çalışan, kelimeleri yanlış ve metodsuz bir şekilde kullanarak politikaya alet eden uydurmacı ihanet şebekesinin idolojik oyunları, zamanımızda daha iyi anlaşılmıştır.
“Vatan çocuklarına bir milletin yarattığı ve yaşattığı dili, bütün güzellikleri, incelikleri güzel sesleriyle öğretmek. Onları böyle bir dilin sihirli ifadelerine; yükselterek; her an, daha çok duyan, düşünen, anlayan ve yaratan insanlar olarak yetiştirmek.” lütfünde bulunan eğitim gönüllülerini tebrik eder, başarılarının devam etmesini dilerim.
Ayrıca; Programı Afyon ayağını tertip eden Başta Doktor Celalettin Soner Beyi ve organizeye katkıda bulunanlara saygılar sunarım.