Birleşerek dağılmak…

Eğitim sendikalarının daha önceki yürüyüşünü eleştirmiş ve katılımın düşük olduğunu belirtmiştim. Talep haklı bile olsa, Cumhuriyet Meydanı’ndaki basın açıklamasını gövde gösterisine dönüştüremediğinizde “Eğitimciler haklı” izlenimini sağlayamıyorsunuz.
Yürümekle yollar aşınmıyor, evet. Ama uzun vadeli etkiyi düşünerek hareket etmek, kitlesel başarıları da beraberinde getirebilir.
Türk Eğitim-Sen, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş’in dün ortaklaşa düzenlediği basın açıklamasında “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganları atıldı yine. Oysa görüntü, “Birleşe birleşe dağılmak”tan ibaretti.
3 sendika birlikte ancak 150-200 kişiyi alana taşıyabiliyorsa, oturup düşünmek lazım değil midir?
Sendikalara, Cumhuriyet Meydanı’nda ayrılan alan, yaklaşık 2 bin metrekareydi. Her metrekarede bir vatandaş olsa, 2 bin kişinin orada olması gerekirdi. Ama ara ki bulasın.
Böyle bir yürüyüş öncesi, sendikaların “Ben önde olacağım”, “Hayır ben önde görüneceğim” tartışmasına girmesini ise yadırgadım.
Karşınızda büyük bir kuvvetin olduğundan bahsedeceksiniz…
Haksızlıkların yapıldığını söyleyeceksiniz…
“Sıra herkese gelecek” diye uyarıda bulunacaksınız…
Sonra da kameralara ve fotoğraf makinelerine kim daha çok girecek diye, basın mensuplarının önünde tartışacaksınız…
Mücadele ruhuna ters bir durum.

Ama benim konum “katılım”.
Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Nizamettin Şenol’a sordum, “Başkanım, neden katılım az?”
Şenol, “İleride daha iyi olacak, şimdi bu sayıyı toplamak da olumlu” dedi.
Bakış açısı.
Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Hüdaverdi Kılınç’a sordum aynı soruyu.
“Alanı görüyorsunuz. Merkezdeki üyelerimizin yarısını getirdik. Birlikte eylem yapma bilincini geliştirmemiz gerekiyor” cevabını verdi.

Yılmaz, yeni bürosuna geçecek

Milliyetçi Hareket Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz, 2011 Genel Seçimleri’nde verdiği sözü tuttu ve Afyon’da “Milletvekili İletişim Bürosu” kurdu. 12 Haziran 2011’den bu yana etkin bir şekilde vatandaşla iletişim kurulmasını sağlayan Büro, 15-20 gün içinde Saraçlar Çarşısı’ndan Ordu Bulvarı’na taşınacak. Yılmaz, yeni bürosuyla daha çok vatandaşın sorununu dinlemeyi hedefliyor.

“Güvenliksiz” çalışanlar…

Türkiye’de iş kazaları gündemdeyken, birçok işçi “tedbir” alınmaması dolayısıyla hayatını kaybederken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik “Önlem alın” diye uyarıda bulunurken, Afyonkarahisar’daki bir görüntü dikkatimizi çekti.
Gazlıgöl Caddesi’ndeki bir binada mantolama işlemi yapılıyor. Fakat mantolama yapılan iskele dayanaksız, korunaksız. Güvenlikle ilgili en ufak bir ayrıntı yok.
Ben Afyon’da “iş kazası” haberi yapmak istemiyorum!

“Sevgi çiçeği”ne sahip çıkalım

Sevgi çiçeğini ilk kez Twitter’da gördüm. Meğer nesli tükenmek üzereymiş. Bazı kaynaklar Afyonkarahisar’da yetiştiğini yazsa da, şu anda Ankara-Gölbaşı’nda sınırlı bir alanda yetiştiği belirtiliyor. Her ne olursa olsun, anavatanı Türkiye olan bu çiçeğe elbirliğiyle sahip çıkmak, bir çevre görevi.

Trafikteki sorunlardan birisi: Mülkiyet

Trafik konusunu ele alıp da “mülkiyet” kelimesini görmemek olmaz. Trafikteki sıkışıklığın nedenleri arasında mülkiyet sorunu da bulunuyor.
Ne demek istiyorum?
Birincisi “emlak” bakımından mülkiyet.
Şehir birkaç caddeden ibaret kaldıkça emlak piyasası da ona göre davranıyor. Bunun sonucunda ise çoğu kişinin işyeri “merkez”de kalıyor. Bununla birlikte “merkez”e yakın konutlar da cazibe noktaları hâline geliyor.
Bu konunun üzerine düşülüp şehrin yeni ve tercih edilebilir bölgelerinin oluşturulması, trafik için bir öneri olabilir.
“Mülkiyet” meselesinin ikinci kısmı, sürücüleri ilgilendiriyor. Minibüsler ve özel halk otobüslerinin ayrı ayrı “mülkiyet” iddiası bulunuyor. Kazanılan haklar, vazgeçilmeyecek kazanımlar arasında gidip gelirken biz, olan da trafiğe oluyor.
Sadece minibüs ve özel halk otobüsleri sürücüleri ve sahipleri değil, otomobil sahibi hiçbir vatandaş, kendi kullandığı araçtan vazgeçmiyor.
100 metre ileriye bile kendine ait araçla gitmek isteyenler, trafik sorununun da bir parçası oluyor.

Sinada Dergisi’nden müjdeli haber

Şuhut’un eski isminden yola çıkan ve edebiyatta yerelden genelle doğru yayılan bir akımın temsilcisi olan Sinada Dergisi’nden müjdeli bir haber geldi. Sinada Dergisi gönüllüleri, Afyonkarahisar Valisi Hakan Yusuf Güner’i ziyaret etti. Vali Güner, edebiyata olan yatkınlığını, AfyonPrestij Dergisi’nin ilk sayısında anlatmıştı. Güner’in bu merakı, Sinada’nın gönüllüleriyle birleşince, ortaya hoş bir sohbet çıktı. Vali Güner, Sinada Dergisi’ne başta büro olmak üzere her konuda destek olma sözü verdi.
Bir de sürprizle karşılaştı Sinada gönüllüleri. Her sayıda yurdun çeşitli yerlerinde kütüphane kuran Sinada, artık Valilik’in “Her Kıraathanede Bir Kütüphane” projesinde görev alacak. Afyonkarahisar’daki kıraathanelerde okuma alışkanlığını geliştirmek için kütüphane oluşturulacak. Kitaplar, Sinada tarafından tedarik edilecek, Valilik kütüphane kurulmasını sağlayacak.
Böyle haberleri duyunca mutlu oluyor insan.