Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

BİZDEKİ “TANRI” HALİ

– 73 –
Paylaşımımıza kısa bir dua ile başlayalım inşaAllah.
Allahım, öncelikle Rasulullâh, Nebîullâh, Habîbullâh, Keremullâh Efendimiz Muhammed Mustafa aleyhissalatü vesselam’ın Güzel, Temiz, Latif Ruhu Şerifleri için ve O’nun muhterem eşleri ve yavrularının ruhları için; gelmiş olan tüm Nebi ve Rasul Efendilerimizin ruhları için; Allahım, Halife Efendilerimiz Hazreti Ebubekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazreti Ali radıyallahu anhüm’ün ruhları için; Allahım, Ashabı Kiram, Sahabe Efendilerimiz’in ruhları için; Allahım, indinde makbul kullarının ruhları için; Ve Allahım, yalnızca senin rızanı umarak, seni anlamak, tanımak ve senin razı olduğun yolda bulunabilmek amacıyla seni tanımaya ve gereğini yaşamaya çalışan kullarının senin rahmetine kavuşanlarının ruhları için; Allahım, onlardan razı oluver onlara merhametinle muamele ediver, onların günahlarını bağışlayıver, onların azabını yok ediver, onların mekânını cennet ediver Ya Rabbi. Allahım, bütün müslüman mü’min din kardeşlerimizin ruhları için; müslüman mü’min din kardeşlerimizin hastalarına acil şifa, borçlularına acil eda, dertlilerine acil deva, yolcularına acil selametlik hayrlısıyla, lütfunle, kolaylıkla nasib eyleyiver Ya Rabbi. Ey Allahım, bizlere ailelerimize, yavrularımıza ve inanan din kardeşlerimize sağlık, sıhhat, afiyet lütfeyleyiver; Allahım, bizlere merhamet ediver, bizleri bağışlayıver, bizleri affediver, bizlere hidayet nasib eyleyiver. Ve Allahım, bizlere hayırlı rızklar lütfeyleyiver. Ey Allahım, Rasulullah Efendimiz’in bize anlattığı senin yolunu anlamak ve O’na tabi olmak isteyen bizleri Selam’ın kaplayıversin, bizleri yolundan ayırma ve bizlerden razı oluver Ya Rabbi (Âmin).
TANRIYI GÜÇLENDİRMEK!!
Bir şeye inanmaya meyli olanın İslam’ı dinlemeye ve anlamaya çalışması, Allah’ı tanımak için değil de ilan ettiği tanrıyı güçlendirmek, onu tatmin etmek, onu hedeflerine ulaştırmak için olabilir. Maalesef, böyle. Bu yüzden, dikkat ederseniz İslam anlatımlarında bu tarz bir anlatım görürsünüz. Bunu iyi fark edelim, atlamayalım. Bu tür İslam anlatımlarının cemaati büyüttüğünü, genişlettiğini söylemiştik. Tanrılık iddiası ve ilan edilen tanrıyı güçlendirmekle ilgili genetik yapının istatistiksel oranı bunu gerektirir. Bu yüzden bu tür İslam anlatımı sevilir. Herhangi bir yeri eleştirmek için değil, bir durum tespiti olarak söylüyorum. Müminleri eleştirmek görevim değil, haddim de değil. Konuyla ilgili bir gerçeği tespit etmek için söylüyorum. Özellikle camilerde İslam’ın anlatılışını dinlediğinizde göreceksiniz, nasıl ahlaklı ve iyi, nasıl dürüst insan olunur, o anlatılır; hedef iyi insan üretmek. Bu insanların hoşuna gider, kişiler çocuklarını veya bir başkasını iyi insan olsun diye camiye götürür, vaaz dinlesin ister. Fark etmese de hedefi tanrısını güçlendirmektir!
ÖNCE TANRIDAN KURTULMAK, KENDİNİZİ
“B” İLE TAKDİM ETMEK. SONRA “B” TAKDİMİYLE SIFIR NOKTASINDA SABİT DURMAK
İslam’ı öğrenmeye, anlamaya gayret edenin dikkat edeceği ikinci husus şudur: İslam’ı bendeki tanrı mı dinliyor? Çeşitli bakış açılarıyla tanrıyı fark ettirmeye çalışmamın nedeni, hayatınızda o tanrıyı birbirinizi gördüğünüz gibi görebilmenizi sağlamak, hedefim bu. Çünkü bu yolda olanın üç şeyi tahminen değil net, somut görmesi gerekiyor. 1) Bu yoldaysanız birbirimizi gördüğümüz gibi tanrıyı görmeniz gerekiyor. Görmek gerekiyor, aksi halde Kelime-i Şehadet getiremeyiz, şahid olamaz, şahidlik edemeyiz. Zanla şahid olunmaz! Bu yüzden üstüne çok düşüyorum ki; tanrıyı yani “A” takdimini net görmek, iyi analiz etmek, bu tanrıyı iyi tanımak gerekiyor. 2) “B” halini net görmek gerekiyor. Tanrıyı çok net gördükten sonraki hedef “B” takdim halini somutlaştırmaktır. “B” takdimini net görmek son durak değildir, bu sıfır noktasına gelmektir. Bu ne demektir, “B” hayatına nasıl bakılır, o hayat nasıl yaşanır, bunları ele alacağız. 3) Nihayet hakikati net görmek gerekiyor. Burada hedef “B” takdiminin de olmadığını, o halin de olmadığını fark etmektir. Ancak o zaman hakikati net görülebilir. Hakikati net görebilmek için bu sıra şarttır: Önce tanrıdan kurtulmak, kendinizi “A” ile takdim etmeyip “B” ile takdim etmek. Sonra “B” takdimiyle sıfır noktasında sabit durmak. Daha sonra daha ilerisi… Biz şimdi Sıfır Noktası’nı hedeflediğimiz için orayı anlatacağız; Sıfır Noktası nedir, o nasıl bir haldir?
“BEN İSLAM’I TANRIMA MI DİNLETİYORUM?”
Demek ki, kendimize bunu diyeceğiz: Bende İslam’ı dinleyen tanrı mı? Onu benim ilan ettiğim rab mı dinliyor? İslam’ı seviyor görünen ve İslam’dan yararlanmaya çalışan o mu?” Bu neden önemli? Eğer İslam’ı sizdeki tanrı dinlerse, siz Allah’a teslim oluyorum sanarak Allah’ı teslim alırsınız, Allah’ı teslim almaya çalışırsınız. Mesela tanrınız “4444 salâvat okuyayım da Allah şunu yapsın” der, bir holdinge sipariş verir gibi talebini geçer. Bu bir tanrı işte! Güçlenmek, var olan yeteneklerine yetenek katmak ve Allah’ı kullanmak istiyor. Sıkıştığı yerde hobilerine, zevklerine, ideallerine göre Allah’tan yararlanmak istiyor. Bu Allah’a teslim olmak değil, Allah’ı teslim almaktır. “Ben İslam’ı tanrıma mı dinletiyorum?” sorusu bu yüzden önemlidir. Bu özellikle şu noktada da size iyi gelir. Örneğin veli bir zat tanıdınız, kendinizi test etmenizi sağlar. Acaba o zatı ilan ettiğim rab mı, o tanrı mı seviyor? Eğer seven oysa yararlanma farklı olur ki, Efendimiz (SAV)’e de öyle yaklaşanlar oluyor. Bir hadis var: Bakıyorlar ki Rasulullah her şeyi biliyor, her şeyi bilen bir Rasul var, yararlanmak ve bu fırsatı kaçırmamak lazım. Gelip diyorlar ki; ya Rasulallah, biz ekinimizi, hurmamızı, ağacımızı, ürünümüzü bir yıl şöyle, bir yıl böyle eker, şöyle ürün alırız. Bize ne tavsiye edersin, ne yapalım? “Gidin, şöyle yapın” diyor. Gidip yapıyorlar, o yıl hepsi zarar ediyor. Koşup geliyorlar; Ya Rasulallah, böyle dedin, biz de yaptık, mahvolduk! “Bana dünya işi sormayın” diyor. Bana dünya işi sormayın demek, bana tanrınızla ilgili taleple gelmeyin demektir. Bana tanrınızla ilgili taleple gelmeyin, ben ondan anlamam, çünkü o örtücü! Örtücü işlerle beni muhatap etmeyin. Bana “B” halinizle ilgili şeyler sorun, ona yönelik taleplerle gelin manasında bir hadistir bu.
BANA BUNU ANLATAN TANRI OLMASIN!!
Sen İslam’ı tanrına dinlettirmeyeceksin ama sana İslam’ı anlatan da tanrı olmayacak. Bu işin talibiyseniz ikisine de çok dikkat etmek gerekiyor. Evliyaullah anılarına, yıllar öncesine baktığınız zaman bu sebeple dünyayı dolaşan dervişler görürüz. Birisini duyar, İran’a gider. Sorusunu sorar, dinler, “yok” der, kalkar Hindistan’a gider, oradaki birine sorusunu sorar, “yok” der… Birisini arıyor ama neyi arıyor? Bana bunu ANLATAN TANRI olmasın, bunu anlatan tanrılığını ilan etmiş birisi olmasın. Çok önemli, çok önemsemek lazım! Dinlediğiniz tanrı mıdır, onun işaretleri vardır. Bu işaretlerden birisi, anlatanın kendisine ait şeriat geliştirmesidir. Anlatan kişi bir tanrı olarak anlatıyorsa kendisine ait bir şeriat geliştirir. Rasulullah’ın Şeriatı’nı (Efendimiz’in Uygulamasını) çok önemsemez. Onları gevşetmeye, onlar sanki yokmuş gibi bakmaya, “onları yapmasanız da olur, önemli olan şudur” gibi anlatmaya başlar ki bunlardan en önemlisi salâttır, salâta bakışı önemli işaretlerdendir. Kişi tasavvufla meşgul, tasavvuf anlatıyor ama salâtı çok önemsemiyor! İleride göreceğiz, tasavvufla meşgul olana şeytan telkinde bulunur, İblis (yani ikilem), kişi ilerledikçe ona telkinlerde bulunur. İnsan-ı Kâmil’i incelemişseniz Abdülkerim Ciyli Hazretleri bununla ilgili bazı örnekler verir. Birisi, Gavs-ı Azam Abdülkadir Geylani Hazretleri’yle ilgili bir örnektir. O mertebede olan bu zata bir çöl tenhasında şeytan sesleniyor: “Ey Abdülkadir Geylani, artık sana haramlar helal kılındı, rahat ol” diyor. Bu teklifin şeytandan geldiğini bilerek onu kovma cümleleri kullanıyor. Kendisine sorulduğunda, “Allah kesinlikle günahı teklif etmez” diyor. Yani, avama günah ama sen ilerlediğin için sana günah değil diye bir olay olamaz diyor. Eğer bir şey normal insan için haramsa ilerlemiş kişi için de haramdır!
BİRİSİ HER ŞEYİ BİLEMEZ!
“BİLİYORUM” DİYEN TANRIDIR!
İslam’ı öğrenmeye, anlamaya gayret edenin dikkat edeceği üçüncü nokta, İslam’ın ne için anlatıldığıdır. İslam “B” yapının “A” yapıdan ayrılıp, tanınıp hayata hâkim kılınması için anlatılır. İslam’da yalnızca “B” yapı anlatılır, “B” yapının hayata nasıl hâkim kılınacağı anlatılır. Bu gerçeği bilenin şu dikkatini çeker: İnsanlara çok cazip gelen bu anlatım tarzı başlangıçta belki geniş bir cemaat bile oluşturur. Ama iş uygulamaya geldiğinde cemaat gittikçe azalır. Bu “B” anlatımının gereğidir, doğal sonucudur. Çünkü “B” yapıyı sürdürülebilir şekilde umursamak, önemsemek ve onun talibi olmakla ilgili genin insan popülâsyonu içerisinde sayısı çok düşüktür. O malı alacakların sayısı belli ve çok az! Dolayısıyla, siz o malla ilgili tanıtım yaptığınızda toplanan kalabalık zamanla azalır. Cemaatin azalması konunun cazibesini yitirmesinden değil, talibinin azlığı yüzündendir.
İslam’ı anlamaya, öğrenmeye ve yaşamaya gayret eden için bir diğer önemli şey, İslam’ı anlatanın halidir. İslam’ı bize “B” halinde olan birinin anlatması gerekiyor. Ama anlatanın halini nereden bileceğiz? Bilemeyiz! Kimse de çıkıp “ben “B”yim, gelin size İslam’ı anlatayım” demez. Öyle bir şey olmayacağı için, bunu şıklardan biri olarak belirtip, dua ediyoruz; inşaAllah bize İslam’ı “B” halindekiler anlatır, inşaAllah İslam’ı “B”lerden dinleriz. Birisi gelip “ben “B”yim, size İslam’ı anlatayım” demez, onu dediği an tanrı olur, onu diyen onun tanrısıdır. Çünkü “önemliyim, önemli” veya “biliyorum, biliyor” konumu oluştu. Bu yoldaysanız buna çok dikkat etmelisiniz: “Önemliyim” veya “önemli olacağım” duygusu tamamen tanrıya aittir. Veya bir kişiye “önemli” derseniz de öyle! O kişi kendisine “önemli” demese bile, siz ona “önemli” diyorsanız; onu önemli bulan büyük ihtimalle sizin tanrınızdır. “Ben bilirim” demek veya “o bilir” diyerek olaya yaklaşmak tanrısaldır. Birisi her şeyi bilemez! Çünkü hiçbir şeyi bilemez! “Biliyorum” diyen tanrıdır! “Biliyorum” diyendeki “biliyorum” diyen tanrıdır. Birisine “çok şey biliyor” diyorsanız, bu sefer sizde onu diyen tanrıdır! Kişi gerçekten biliyor ve gerçekten önemli olamaz mı? Olabilir! Bilen “B” halindeki bir kişiyse, onu açıklamaya çalışalım: “B” halini yaşayan kişi de “biliyorum” der, ama nasıl der veya “B” birisini nasıl önemli bulur? Bunu ileride ele alacağız. Şimdi, “A” ne yapıyor onu inceleyelim. “Önemli birisi” diyerek İhlâs Hayat Döngüsü’nü yaşayan bir kişiye yaklaşır. Sonra onun tanrı yapısı o kişiyi çok sever. Hâlbuki ona ilk yaklaşma sebebi Allah’ı tanımak ve anlamaktı. Sonra yaklaştıkları kişiyi çok sevip Allah’ı unuturlar, o kişiyle meşgul olmaya başlarlar. Bu yüzden, “bu kişi önemli” diyerek birisine yönelen kişi eğer bir tanrıysa, sonuç ALLAH’I UNUTMAK ve o kişiyle meşgul olmak olur.

HİSSETMEK VE MUHTARİYET-73-

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti