CAHİLLİĞİN ALAMETLERİ

Değerli okuyucum; bildiğiniz gibi son haftalarda ülke meselelerinden ziyade insani ilişkilerimizde bizlere lazım olduğunu ve bunları halletmeden diğer problemlerimizi zor halledebileceğimizi düşündüğüm konulara ağırlık veriyoruz. İşte bu konuları halledememiş olduğumuzdan dolayıdır ki, bizi idare edenler dahi ortamı sözleri ile germeyi marifet kabul etmektedirler.
Hep eğitim deyip duruyoruz. Fakat ülkemizdeki eğitim ve öğretim insanların cahilliğini gidermelerine yetecek düzeyde değil ise, ki öyledir, o zaman ne olacak?
O zaman insanlar bir taraftan sistemle ilgili olumsuzluğu gidermenin yollarını ararken bir taraftan da hem bu dünyada, hem de öbür dünyada rahat ve saadete ermeleri için çaba göstermeli ve bunun bir yolunu bulmalıdırlar. Bu, insan hayatının bir gereği olduğu kadar makro düzeyde ülke kalkınması için de gereklidir. Ancak hemen belirtelim cahillik deyince günümüz Türkiye’sinde diplomasızlık anlaşılmasın. Zira ülkemizde birçok okumuş cahil olduğunu üzülerek müşahede etmekteyiz.
Din büyüklerinin bildirdiğine göre bir kimsenin cahil olduğu 6 vasfı ile tanınır. Bunlar;
1-Her şeye kızar; taşa çarpsa taşa kızar, hayvana kızar, insana kızar. Çok çabuk kızarlar ve öfkelerini çabuk yenemezler. Kızmakla olayların ve zorlukların üstesinden geleceklerini zannederler. Üstelik kindardırlar.
2-Faydasız söz söyler. Evet, bu insanların bir çoğu çok konuşurlar ama konuştuklarından somut bir sonuç çıkarmanız mümkün değildir. Boş konuşarak vakit öldürürler. Her konuda her şeyi bildiklerini düşündüklerinden durmadan konuşarak aslında kendilerini de karşısındakileri yorarlar. Söylediklerinin de arkasında hiç durmazlar.
3-Sır saklayamaz; çünkü sır saklamanın ne kadar önemli bir vasıf olduğu ehemmiyetini kavrayamamıştır.
4-Malı yerinde harcayamaz; Elde bulundurduğu malını ya hoyratça harcar ya da cimrilik hastalığına kapılmıştır. Bolluk içindedir ama kazancını kendisi de yememektedir. Canını verir, parasını ve malını vermez. Yani, ne yer, ne yedirir.
5-Herkese güvenir, Çünkü iyi ile kötüyü ayırmaya kendi değer yargıları yeterli değildir.
6-Dostunu düşmanını bilemez, kötülerle arkadaşlık eder. Çünkü bu tür insanlar kendilerinin çok bildiklerini zannederler. İstişareye kapalıdırlar ve çok hata yaparlar. Danışmayı sevmezler, bildiklerinden taviz vermezler. Dostlarının rahatsızlıklarına ve ikazlarına kolay aldırmazlar.