İSTİKLÂL MARŞI

Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal marşı olan “İstiklâl Marşı”nın, sözleri Mehmet Akif Ersoy’a (1873-1936), bestesi Zeki Üngör’e aittir.
12 Mart 1921’de Büyük Millet Meclisi toplantısında yasalaştı. İstiklâl Savaşı’nın en bunalımla günlerinde Kahraman Ordumuza sunulmuş çok anlamlı bir şiirdir.
Büyük Millet Meclisi’nin armağanlı yarışmasına katılan 724 eser içinde uygun bir şiir bulunamamıştır. Milli Eğitim Bakanı aynı zamanda şair olan Hamdullah Suphi Tanrıöver 5 Şubat 1921 tarihinde Mehmet Akif Ersoy’a mektup yazarak, para verilmeyeceği güvencesi vererek yurdumuz için bir ulusal marş yazmasını istemiştir. Mektubu olumlu karşılayan şair zafere olan inancıyla özgürlük, bağımsızlık, yurt sevgisini dile getiren 10 kıtalık 41 dizelik (sonuncu kıta 5 dizeliktir) şiirini içtenlikle ve coşkuyla yazmıştır.
Şiirin ilk iki dörtlüğü 1930’a kadar Ali Rıfat Çağatay’ın, 1930’dan günümüze kadar Zeki Üngör’ün bestesiyle resmi törenlerde bayrağa saygı duruşuyla birlikte çalınıp söylenir.
Her Türk çocuğunun okul çağındaki en unutulmaz anılarından biri de okul da İstiklâl Marşı’nın hep bir ağızdan söylendiği tören saatleridir.
Göğsümüz kabarık başımız dik.
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak!
***
Çatma, kurban olayım, çehreni, ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl.
Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin İstiklâl
mısralarını gür sesimizle söylerken Türk egemenliğinin sembolü olan bu marşın yazarı Mehmet Akif Ersoy’un rahmet ve minnetle anıyoruz.
12 Mart 1921’de Mecliste aynı zamanda şair olan Hamdullah Suphi tarafından üç defa okunan İstiklal Marşı, gözyaşları içinde ayakta coşkuyla alkışlanarak kabul edilmiştir.
Büyük şairimi 1873 yılında İstanbul’da doğdu. Babası Fatih Medresesi’nde müderris (profesör) idi. Babası Tahir Efendi oğlunun eğitimine önem verirdi.
Mehmet Akif Fatih Rüştiyesi’ni, (ortaokul) İstanbul İdadisi’ni (lise) başarıyla bitirdi. Daha sonra Baytar (Veteriner) mektebinden mezun oldu. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde görev aldı. 1908 Meşrutiyetinden sonra şiir hayatına atıldı. Şiirlerinin kolay anlaşılır ve güzel oluşu onu kısa zamanda tanıttı. Büyük şair Kurtuluş Savaşının başlaması üzerine Anadolu’ya geçerek Büyük Millet Meclisi’nde Burdur Milletvekili oldu. Savaş sırasında halkı uyarıyor ve aydınlatıyordu.
Mehmet Akif Cumhuriyet’in ilânından sonra Mısır’da üniversitelerde ders verdi. 1936 yılında yurda döndü. Hastalanmıştı. Hasta yatağındayken kendisine
-Yeni bir istiklâl marşı yazman istenirse yazar mısın? diye sorulan bir soruya
-“Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın.” demiştir.
Mehmet Akif Ersoy 26 Aralık 1936 yılında hayata gözlerini yumdu.