Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

KABİR HAYATI VE BERZAH ALEMİ

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 11 Nisan 2018 Çarşamba 13:26:43
 

– 153-
Al’u İmran-185 “her nefs ölümü tadacaktır” der. Ayette “her nefs” denildiğine göre “çokluk” var. “Her nefs” tabiri çoğul bir ifadedir, burada çokluk dili kullanılmıştır ama bu Nefs-i Küll demek değildir. “Her nefs ölümü tadacaktır” ayeti gereği Kayıtlanmış Kendini Hissetme Duygusu ölümü tattığında Muhtariyeti Tercih Gücü kalkıyor. Kalkmasıyla “A” Takdim Formu “BEN” de geçersiz oluyor. Demek ki insanda bulunan Kayıtlanmış Kendini Hissetme Duygusu ölümü tattığında onun “A” Takdim Formu “BEN” yapısı geçersiz oluyor, insan kendisinden bu gücün gittiğini görünce “eyvah, biz ne yapmışız, gerçeği anladık. Rabbim, bizi geri gönder de yapamadıklarımızı orada bıraktıklarımızla yapalım, şu işi düzeltelim” derler. Çünkü Muhtariyeti Tercih Gücü ölümü tatmakla birden geçersiz hale geldi, o gücü suiistimal eden “A” Takdim Formu “BEN” bilincinin bir zann olduğu anlaşıldı, o geçersiz oldu. Böylece bu bilince ait kayıtlandırma da “Kayıtlanmış Kendini Hissetme Duygusu”ndan kalkar. Ancak cüz birimsellik doğrultusunda yaşamaya devam eder. Bunun devam edebilmesi için yeni bir kayıtlanma gerekir. Dünyada yaşarken bir kayıt vardı, o kaydın miadı doldu ve ölümü tattı. Ölüm niye tadılıyor? Dünyada yaşarkenki kaydın miadı dolduğu için! Yeni yaşantı için yeni kayıt lazım, birimselliğin devam edebilmesi için yeni bir kayıt gerekiyor.
KABİR HAYATI VE BERZAH ALEMİ
Ölüm tadıldıktan sonraki yeni kayıtlanmanın şartları içerisinde Muhtariyeti Tercih Gücü yoktur. Ölüm tadıldıktan sonra yeniden Muhtariyeti Tercih Gücü olmadığı için, yeni şartlarla oluşan yeni cüz yapı “kabir” adını alır. Yeni şartlarla oluşan cüz yapıda Muhtariyeti Tercih Gücü olmadığı için o yaşantının adı kabirdir. Normalde de tüm hareketlerinizi sınırlayan bir yere soksalar “bu ne böyle, kabirde miyiz?” dersiniz. Onun gibi, Muhtariyeti Tercih Gücü’nün kalktığı yeni kaydın getirdiği özellik böyledir. Size verilen yeni kayıtta Muhtariyeti Tercih Gücü olmadığından, ölüm tadıldıktan sonraki şartlarda cüz yapının yeni bedeninin adı kabirdir, o halin ismidir kabir. Bedeni götürüp gömdüğümüz mezar değil, kabir (kabir hayatı) diye ona demiyoruz. Miadı dolmuş kayıttan sonra birimsel yapı devam ederken Kendini Hissetme Duygusu’na verilen yeni kaydın halinin ismi kabirdir. Çünkü orada Muhtariyeti Tercih Gücü yoktur. O olmadığı için o hayat kabir hayatıdır.
Bir dünya hayatı (dünya âlemi), bir de ahiret hayatı (ahiret âlemi) var. Dünya âlemiyle ahiret âlemi arasında ise “Berzah Âlemi” var. Dünya âleminde hayat Muhtariyeti Tercih Gücü veri tabanı üzerine, o gücün suiistimali üzerine bina olmuştur. Dünyada “A” Takdim Formu “BEN” üzerinde yürüyen bir yaşantı var. Berzah âlemi şartlarında Muhtariyeti Tercih Gücünün olmadığı bir boyut var, orada birimsel yapının aldığı halin ismi kabirdir. Berzah âlemi, berzah yaşantısı, dünya hayatı ile ahiret hayatı arasındaki süreçtir.
“Dünya hayatı “Muhtariyeti Tercih Gücü”nün varlığı üzerine kurulmuş ve cüz yapının da kendince SORGULAMASI vardır.”
“Muhtariyeti Tercih Gücü”nün varlığı üzerine bina edilmiş olan dünya yaşantısında cüz yapının kendine göre bir sorgulaması vardır. Bu önemli! Cüz yapı sorgulama yapıyor, ona sorgulama yetkisi verilmiş, sorguluyor. Sorgulamak nedir? Tefekkür etmektir. Sorgulamadan tefekkür yapılamaz. İbadet (kulluk yapmak) için sorgulamak gerekiyor. Ama sorgulama yeteneğini “A” Takdim Formu “BEN” kullanırsa hata yapıyor. O yeteneği ”B” Takdim Formu “BEN”e yönelik kullanan ise sorgulamayla Rabbine yönelmeyi öğreniyor. Sorgulamanın iki önemli faydası vardır. Bir: Kişinin Rabbine yönelmesini sağlar. İki: Sorgularken, Rabbine yönelmesini sağlayan hikmetleri bulur. Hikmet’in ortaya çıkabilmesi için sorgulama gerekiyor. Hikmet’in ortaya çıkmasını sağlayan başlatıcı işlem sorgulamadır. Siz dünyada sorgulayarak hikmete ulaşırsınız. İşin hikmetini tefekkürle öğreniyor olmamız nedeniyle dünya Hikmet Yurdu’dur. Burada sorgulama yapabiliyor olmamızın nedeni bize verilmiş olan Muhtariyeti Tercih Gücü’dür, onunla sorguluyoruz. “Dünya imtihanı” kavramını anlamak isteyen kişi, böyle bakarsa imtihanı tanımlayabilir, bu sorgulama imtihan olarak da isimlenir. Kişi kendini sorgular, İnsan-29 gereği ne yaptım; Rabbime mi, yoksa örtücülere mi yöneldim? Kişi ya örtücü ilaha ya Rabbine yönelir, mutlaka, başka yol yok! Bu yüzden, dünya yaşantısındayken sorgulamayı nasıl kullandığımız önemlidir.
KUDRETİN DOĞRUDAN SERGİLENDİĞİ,
GÖRÜLDÜĞÜ YER KABİR HAYATIDIR

“Dünya hayatı “Muhtariyeti Tercih Gücü”nün varlığı üzerine kurulmuş ve cüz yapının da kendince SORGULAMASI vardır; bu sorgulamayı meşru kılan dünyanın “hikmet yurdu” olmasıdır. Ancak; KABİR HAYATI, “Muhtariyeti Tercih Gücü” üzerine kurulu değildir. Orada artık “Muhtariyeti Tercih Gücü” yoktur! SORGULAMA değil, SORGULANMA vardır. Bu sebeple “KABİR HAYATI”nı bu hal KUDRET YURDU yapar.”
Bu yeni kayıt, senin dünyadayken sorgulamayı nasıl kullandığını sorguluyor. Kabir hayatında sorgulanma söz konusudur. Bu hal Kabir Hayatı’nı “Kudret Yurdu” yapar. Kudretin doğrudan sergilendiği, görüldüğü yer kabir hayatıdır. Bu yüzden, insan dünya hayatında kendini ne sandığı vasıtasıyla kabir hayatında kendini ne sanacağını hazırlamış olur. Yani siz daha önce kendinizi ne sanıyorduysanız, onun vasıtasıyla kabir hayatında kendinizi ne sanacağınızı da hazırlamış olursunuz. “Kendini Hissetme Duygusu”nun “var” dediği şey nedir? Onun “var” dediği şey onun sanışıdır. O kendini ne sandığına “var” diyor. “Var” diyeceğiniz bir şey orada da olacak. Onu siz dünyada oluşturursunuz. Çok önemli! Siz bu dünyada kendinizi ne sandığınıza “var” diyerek, kabir hayatında kendinizi ne sanacağınızı hazırlıyorsunuz.
ÇALIŞAN ÜÇ ESMA: HASÎB, MÜMİT VE BA’S İSİMLERİ
Ölümün tadılmasıyla, cüz yapıdaki kendini hissetme duygusunun kendini hissettiği durumu ve şartları barındıran yeni yapının adı olan kabir ana hatlarıyla iki gruba ayrılır: Dünya yaşantısında “Muhtariyeti Tercih Gücü”nü örtücü ilahlıktan yana yol tutarak, muhtariyet iddiası için kullananın yaşantısı olan “Deccaliyet Kısır Döngüsü”nün hazırladığı kabir. Deccaliyet Kısır Döngüsü yaşantısı size öyle bir kabir hazırlar ki, bu cehennem çukurlarından bir çukurdur. İkincisi, Rabbine bir yol tutanın kabri. Muhtariyeti Tercih Gücü’nü İnsan-29 ayetinde belirtildiği gibi “Rabbine bir yol tutarak” kullananın yaşantısı olan İhlâs Hayat Döngüsünün hazırladığı kabir cennet bahçelerinden bir bahçe misalidir. Demek ki, insan dünya hayatında kendini ne sandığı vasıtasıyla, kabir hayatında kendini ne sanacağını hazırlamış oluyor.
Kabir yaşantısında da birimsellik devam ediyor. Öyleyse “birimselliğin devamı” ne demektir? Cüz yapının devamı birimsel yapının devamı demektir. Birimselliğin devamı budur. Bu birimsel yapının devam etmesinde görev alan, çalışan üç esma vardır: Hasîb, Mümit ve Ba’s isimleri.
Hasib, hesap görendir. Bu isim sebep sonuç ilişkisi bağlamında çalışır. Bir sebep vardır, Hasib ismi bu sebebe göre bir sonuç oluşturur ve anında hesap görür, anında! Sebep-sonuç ilişkisi bağlamında birimin yeni statüsünü belirler. Yani cüz yaşantısı içerisinde öyle sebepler oluşturur ki, bu sebeplerin sonucu olarak cüzün yaşadığı statünün (esma manasının) miadı dolduktan sonra birimsellik yeni hayat şartlarında devam edeceğinde onun yaşayacağı yeni statüyü Hasîb ismi belirler. Daha önce birim bir statüde yaşıyordu, o statüyü değerlendirmenin sonucu olarak oluşan yeni statüyü de Hasîb ismi belirliyor. Hasib statüyü belirleyerek birimselliğe katkı sağlıyor, onun görevi statü belirlemektir.
Mümit ismi, süresi tamamlanan kaydın geçersizliğini sağlar. Yaşanan statünün/kaydın, Kendini Hissetme Duygusu’ndaki kaydın miadı dolmuşsa ömrü bitmişse, o kaydın, o statünün geçersizliğini Mümit ismi sağlar. Böylece Kendini Hissetme Duygusu’na ölümü tattırmış olur: Mümit, statünün miadını bitirir, ona “artık bu geçersizdir, bu kadardı” der.
BA’S ismi: Hasîb yeni statüyü belirledi, var olan kaydın/statünün miadı dolunca Mümit ismi onu geçersiz kıldı. Statü belirlendi, miadı dolan kayıt geçersiz hale getirildi, şimdi birimselliğin devam edebilmesi için yeni statünün devreye girmesi lazım. Bunun için Ba’s ismi devreye girer, daha önce oluşturulan yeni statüyü devreye sokar, hayata geçirir; Ba’s eder.
KABİR HAYATI, ÖLÜMÜ TATMAKLA BAŞLAYAN
BERZAH ÂLEMİNDEKİ HAYATTIR

Birimselliğin devamında Hasib, Mümit ve Ba’s isimlerinin nasıl çalıştığı anlaşıldı mı? Hasîb ismiyle ahiret hayatı belirleniyor, aslında ahir olan herşey belirleniyor, her ahir Hasib’le belirleniyor, her ahir Hasib’le devreye giriyor. Biz ana statülerle ilgilendiğimiz için, anlatırken sebep sonuç ilişkisine göre sadece ana hayatlara/statülere değindik, detayları geçiyoruz. Örneğin, Dünya’daki ana statü Muhtariyeti Tercih Gücü üzerine bina olmuştur. Bunun değerlendirilişine göre Hasîb ismi yeni statüyü yani kabir ve ahiret hayatlarının statüsünü belirliyor. Muhtariyeti Tercih Gücüne dayalı bu statünün miadı dolunca, yani bize göre “ömrü bitti” dediğimiz noktada onun geçersizliğini Mümit ismi sağlıyor, ölümü tattırıyor. Ölüm tadıldıktan sonra birimsellik yeni statüyle devam eder. Berzah Âlemindeki bu statünün adı kabir hayatıdır. “Muhtariyeti Tercih Gücü” olmadığı için! “Amentü” diye bildiğimiz sıralamada “vel ba’su ba’del mevt; ölümden sonra Ba’s olmak” var. Ba’s ismiyle onun ilişkisini şimdi kurabilirsiniz.
İnşikak-19: “Mutlaka siz boyutlar değiştirerek o boyutların uygun bedenlerine dönüşeceksiniz.”
“Boyutlar” tabiri ayetin orijinalinde “tabakalar” olarak geçer. Tabakayı “boyut” olarak ele aldığımızda ayette verilen manayı kavramak kolaylaşıyor. Boyutlar değiştirmek, birimsellik devam ederken demektir. Boyutlar yani statüler/tabakalar değiştirerek o boyutların/statülerin uygun bedenlerine dönüşeceğimiz bildiriliyor. Bunun ilki ölümü tattıktan sonraki hayattır ve o hayata uygun bedenin adı da kabirdir. Kabir hayatı, ölümü tatmakla başlayan Berzah Âlemindeki hayattır.
Hac; 6, 7: “Bu böyledir! Çünkü Allah, O Hakk’tır. Muhakkak ki O ölüleri diriltir. Çünkü O her şeye kadirdir. O dirilme saati muhakkak gelecektir, onda hiç şüphe yoktur. Kesinlikle Allah KABİRLERDE olan NEFSleri Ba’s edecektir.”  
Nefs Kayıtlı Kendini Hissetme Duygusu’dur. Nefs ölümü tattıktan sonra yeni statünün, yeni boyutun, yeni tabakanın bedeni olan kabirdedir, yaşantısına o bedenle devam edecektir. Nefsler kabirdeyken, kabir adlı bedendeyken o saat gelecektir: Ölülerin diriltildiği saat! Ne için? Ahiret Âlemi’nin başlaması için! Ayetteki “Allah kabirlerde olan nefsleri Ba’s edecektir” gerçeği Ahiret Âlemi içindir. Dikkatinizi çekti mi, yeni bir Ba’s var. Bu sefer de kabirlerdeki nefsler Ba’s ediliyor ve şimdi yeni başka bir statüye geçiş var…

Edep; Ya Hu-153-

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti