Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

KİŞİ, TANRILIK İLAN EDEBİLİR Mİ?

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 18 Ekim 2017 Çarşamba 13:41:58
 

– 3 –
Talibi için bir önemli şey de Fatiha Suresi’dir. Salâtta ve hayatta Fatiha’dan maksimum yararlanabilmek gerekiyor. Bu yüzden, Fatiha Suresi’ni anlamak ve ondan yararlanmak için onu sürekli gündem yapmak gerekiyor. Çünkü ASIL İŞİMİZ Fatiha’yı anlamak! Öncelikle salâtta! Salât ikame ederken Fatiha Suresi’nden maksimum yararlanabilmek için günlük yaşantı içerisine monte etmemiz ve adet haline getirmemiz gereken bir alışkanlığı bu vesileyle paylaşmak istiyorum.
İşimiz Fatiha… Fatiha’yı didik didik etmeliyiz
Salât ikame ederken Fatiha Suresi’nden maksimum yararlanabilmek için günlük yaşantıya şöyle bir alışkanlığı monte etmemiz, onu adet haline getirmemiz gerekiyor: Diyelim ki bir yanlış yaptınız, yaptığınız iş, düşündüğünüz şey Allah indinde yanlış. Yanlış olduğunu biliyorsunuz, hemen tövbe ettiniz, “estağfirullah” dediniz. O anda, o hisle şöyle de deyin, öneririm: “İyyaKE na’budü VE iyyaKE nestaıyn, ihdinas sıratal müstakiym, sıratelleziyne en’amte aleyhim, ğayril mağdubi aleyhim ve laddaalliiyn.” (Amin) Bu bir dua, Fatiha’nın tamamı değil, tümünü okumuyorsunuz.
“İyyaKE na’budü VE iyyaKE nestaıyn”in kaderle ilgili nasıl bir manası var? “İyyaKE na’budü VE iyyaKE nestaıyn” diyerek dua ederken ne demek istiyoruz? Onu söylerken nasıl bir halde olmak gerekiyor, o esnada nasıl bir hale giriyoruz? İnşaAllah bir paylaşımımızı yalnızca bu soruların cevaplarına ayıralım. Ama siz önce her yanlış halle beraber bu duayı, “iyyaKE na’budü VE iyyaKE nestaıyn, ihdinas sıratal müstakiym, sıratelleziyne en’amte aleyhim, ğayril mağdubi aleyhim ve laddaalliiyn” duasını günün içine yayabildiğiniz kadar yayın. Bir iş yaptınız, bir şey düşündünüz ve biliyorsunuz ki o yanlış. Düzeltemiyorsunuz. Düzeltmeniz mümkün de değil, hemen bu duaya sarılın. Onu düzeltmenizin mümkün olmadığını fark ettiğinizde, siz artık “Allahım, şu yanlışı bir daha yapmayacağım” diyemezsiniz. Çünkü öyle bir şey mümkün değil. Karar almanızla, “yapmayacağım” demenizle kurtulmanız mümkün değil, Allah dilemedikçe! Ancak O dilerse. Aslında “Allahım, bir daha yapmayacağım” demek bir şirktir ve Allah indinde suçtur. Çünkü Allah’a söylenen o cümle tanrılar dünyasına aittir. İnsan bu cümleyi kendine söyleyebilir ama Allah’a yönelişte söyleyemez. Manası şudur: Tanrılığını ilan eden birisi kendince güç ve kuvvetinin olduğu bir dünya oluşturuyor ve Allah’a “ben bir yanlış yaptım, bir daha yapmayacağım” diye sesleniyor. Bunu söylerken “ben müstakilen varım, bir karar verdim: O yanlışı bir daha yapmayacağım” diyor. Olmaz! Ancak Allah yapmamanı dilerse yapmazsın, senin “bir daha yapmayacağım” demenle olmaz. Bu yüzden Allah’tan isteyeceksin: “Allahım bana onu yapmayacağım bir rol ver. Hayatta bana öyle bir rol ver ki, ben o işi, o yanlışı yapmayayım” diye yakaracaksın. İşte “iyyaKE na’budü VE iyyaKE nestaıyn” budur, bunu isteme yoludur. “İYYAKE NA’BUDU VE İYYAKE NESTAIYN: Allahım, biliyorum ki sana teslimim. Bu yüzden, sana ben bunu bir daha yapmayacağım diyemiyorum. Sen bana onu yapmayacağım bir kader, bir hal veriver. “İyyaKE na’budu” derken bu yakarışı yapıyoruz. Talep ettiğimiz kader, arzuladığımız hal ne peki? “İhdinas Sıratal Müstakiym, sıratalleziyne en’amte aleyhim, ğayril mağdubi aleyhim ve laddaaalliiiyn: Senin razı olduğun bir yol var, onu ver bana. Beni sapanlardan ve nankörlerden yapma Allahım.” Böyle sığınıyoruz. Bu duayı günün içine yaymamız, bununla haşır neşir olmamız lazım. İşimiz Fatiha çünkü! Talib olanın hayatının en önemli işi, hayatının direği salâttır. Salât ise Fatiha’dır. Bu yüzden işimiz Fatiha… Fatiha’yı didik didik etmek gerekiyor.
Fatiha’dan öğrenerek istemek çok önemlidir
“İyyaKE na’budü VE iyyaKE nestaıyn, ihdinas sıratal müstakiym, sıratellezine en’amte aleyhim, ğayril mağdubi aleyhim ve laddaalliyn” duasını seher vakti (namaz haricinde) secdeye giderek yapabilirsiniz. O önemli anda sistem karanlıktan aydınlığa geçiyor, sen de aydınlığa/nura girmek istiyorsun ve secdeye gittin; “Allahümme ahricniy min zulümâtil vehmi ve ekrimniy bi nuril fehmi” yakarışıyla secdede duadasın. Allahım, bu dua ile ilgili müjdeyi veren ayetinin bilincindeyim der gibi bir de başına ��Allahümme” ekleyip o ayeti dua gibi okuyorsun: “Allahümme, Allahu veliyyülleziyne amenü yuhricühüm minez zulumati ilen nur (Allah iman edenlerin velisidir, onları zulmetten alır, nura çıkarır).” Sonra da bunu hadisle öğretilen dua ile istiyorsun: “Allahümme ahricniy min Zulümâtil Vehmi ve ekrimniy Bi Nuril Fehmi (Allahım, beni vehmin zulmetinden/karanlığından çıkar ve bana indinden bir anlayış, bir nur lutfediver).” Bu istediğini de Fatiha’dan dua ile açıklıyorsun: “İyyaKE na’budü VE iyyaKE nestaıyn, ihdinas sıratal müstakiym, sıratellezine en’amte aleyhim, ğayril mağdubi aleyhim ve laddaalliyn.” İstediğim bu Allahım…
Fatiha’dan daha önemli bir işimiz yok
Fatiha’yı namazda okunan bir evrak olmaktan çıkarıp günlük yaşantıda kullandığımız sürekli bir dua haline getirmeliyiz. Sürekli buna devam ederseniz, zihniniz “iyyaKE na’budü VE iyyaKE nestaıyn…” ile öyle bir bütünleşir ki, siz salât ikame ederken bunun en gerçek halini yaşar hale gelirsiniz. Gün içindeki “iyyaKE na’budu”leriniz salât anındaki için antrenman olur. Olimpiyat hazırlıkları, antrenmanlar öyle değil midir? Gün içindekiler de sizin için bir antrenmandı, salâtta artık olimpiyattasınız. O anda halteri kaldırırsın veya yüksek atlamaysa atlarsın. Çünkü hayatta çok antrenman yaptın. Baktın yanlış gidiyorsun hemen; “iyyaKE na’budü VE iyyaKE nestaıyn: Ya Rabbi, ihdinas sıratal müstakiym…” Birisine yanlış bir şey yaptın, yapmaman lazımdı, hemen; “iyyaKE na’budü VE iyyaKE nestaıyn…” Ne olursa, ne zaman olursa, her yanlışında hemen Fatiha’ya, bu duaya sarıl. Bu yolla istemek, yani Fatiha’da öğretilen yolla istemek, “iyyaKE na’budü VE iyyaKE nestaıyn, ihdinas sıratal müstakiym….”diyerek istemek çok önemlidir. Buna alışınca kişi gün içinde o kadar antrenman yapmış oluyor ki, seccadeye geldiğinde yani salât ikame ederken bankamatiğe gelmiş gibi basıp tıkır tıkır alıyor. Bankamatiğe nasıl gidilir, nasıl işlem yapılır diye çok antrenman yaptınız, şimdi (salâtta) onun gerçeğini yapıyorsunuz. Bu antrenman yapılmazsa ne olur? Sübhaneke’den sonra Fatiha okunurmuş diye okursunuz, “Amiin” deyince sıra zammi surede dersiniz. Bu neye benzer? Size çok lazım malzemeler olan bir markette gözleriniz bağlı gezip çıkmaya benzer. Marketi gezdin mi? Evet, gezdim. İçeride ne vardı? Gözlerim kapalıydı, görmedim. Bir şey aldın mı? Hiç bir şeye dokundurtmadılar ki alayım. İşte halin buna benzer. Ama gözlerin açıksa “bana şu lazım, bu lazım” der sepeti doldurursun. Fatiha okurken gözler açık olmak lazım! Fatiha o kadar önemli ki insanın hayatının ondan önemli bir işi yok. Salâtta okuduğun Fatiha’dan daha önemli bir işin yoktur. Bu dünyada, salâtta okuduğumuz Fatiha’dan daha önemli bir işimiz yoktur. Bunu bilmek lazım! Bundan daha önemli bir işin, bundan daha öncelikli bir işin yok! Kişi için, onun sonsuz hayatında lazım olacak bundan daha önemli bir şey yoktur: O an Fatiha’yı gözü açık, bilerek okumak çok, çok önemlidir. Fatiha okurken zahiren de göz açık olmalıdır. Salâtta gözü yummamak gerekiyor, orada gözün açıklığı önemli. Bazıları salâtta, özellikle de secdede gözünü yumar. Yummayın! Oralarda zahiren de göz açık olacak. İlk gözü açıklık mecazdı, şimdi söylediğim zahiren gözü açık olmaktır.
Kişinin Tanrılık iddia etmesi nasıl olur?
Özellikle tasavvufla meşgul olanlar “iyi konsantre olayım” diye salâtta gözlerini yumarlar. Salâtın her anında göz hep açık olacak. Secdede gözün salâttan nasibini alması lazım. Özellikle secde halinde (alın-burun, iki el, iki diz ve iki ayak uçları olmak üzere) yedi uzvun yere değmesine dikkat edilmezse onlar “beni niye oraya değdirmedin” diye davacı olur. İşin önemini fark etmiş kişilere göre, bunları rastgele yapmak birisinin bir şeyini çalmaktan daha önemli bir hırsızlıktır. Birinci secdeden kalkınca hiç beklemeden ikinci secdeye giderseniz; “çaldınız” diyorlar. Düzgün rükû yapmadıysanız veya rükûdan kalkınca tam doğrulmadan secdeye gittiyseniz; “çaldınız” diyorlar, bunları o ibadet alışverişi içerisinde hırsızlık kabul ediyorlar, salâttaki davranış biçimlerini bu kadar önemli görüyorlar.
Hakk olarak yaratılana dönelim, o ne yapıyordu, ona bakalım. Aslında biz şimdi Efendimizin İKRA’ ile okuduğu gerçeğe geliyoruz. Allah’ın ilminde Hakk olarak yaratılan insan, hakikatin içinde olan kişi dünya yaşantısında kendisi bir zann oluşturuyor ve “ben de müstakilen varım” diyordu. Çok dikkat edin, oluşturduğu bu zann ile o kişi hayalinde kurduğu dünyanın tanrısıdır, tanrı kendisidir. Fark etsin etmesin, o dünyanın tanrısı odur. “Ben de müstakilen varım” demek KENDİNİ TANRI İLAN ETMEKtir. Kişi “Ben müstakil bir varlığım, müstakilen varım” dediği an kendi oluşturduğu sanal dünyada kendisini tanrı ilan etmiş oldu. Efendimiz (SAV)in okuduğu işte budur! Efendimiz “La ilahe illallah” ile bize bu tanrılık ilanının batıl olduğunu anlatıyor, bu iddianızdan vazgeçin, ona “La ilahe” deyin diyor. Çünkü o zann, o iddia cehennemliktir, oluşturduğu bu zannla kendisini tanrı edinenlerin, kendisini tanrı ilan edenlerin yeridir CEHENNEM. Efendimiz (SAV) böyle diyor. Sakın, “ben kendimi tanrı ilan etmiyorum, kimseye ben tanrıyım demiyorum” diye düşünmeyin, böyle düşünmek yanılgıdır. Tanrılık ilan etmek, “Allah dışında, Allah’tan başka ben de varım” demektir. Kişinin kendini veya başkasını tanrı ilan etmesi şudur: “Ben de müstakilen düşünebiliyorum, ben de müstakil karar verebiliyorum, Allah’ın gücü ayrı, tamam, ama benim de kendime göre bir gücüm var” demek, tanrılık ilan etmektir. Bu durumda, sormazlar mı? Hani sen “Ve la havle ve la kuvvete İlla Billâh” diyordun, ne oldu? “Ve la havle ve la kuvvete İlla Billâh” boşa gitti. Hâlbuki bize “Ve la havle ve la kuvvete” manasını ve idrakını bu hakikati anlayalım diye öğretiyorlar: “Ayrıca ben de varım” diyen yok, İlla Billâh! Ama kişi “ben de varım” diyor. İşte bu tanrılık iddiasıdır, tanrılık ilanı budur.

 

HİSSETMEK VE MUHTARİYET-3-

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti