Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Olimpi-yat – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 9 Eylül 2013 Pazartesi 03:00:00
  Olimpiyatı da “ulusalcı-muhafazakâr”, ya da “muktedir-muhalif” tartışmasına dönüştürdük. Bu konuda son 11 yılda çok mahir bir millet hâline geldik. Oysa meselemiz bir organizasyonun Türkiye’ye getirilip getirilmemesi ise, farklı konuları düşünmeli, o konular hakkında fikirler üretmeliydik.
Örneğin, 4 milyon kayıtlı lisanslı sporcunuzdan, 2 milyonu faal. Geri kalanların ise lisansları duruyor, ya da belki “vefat eden” sporcular da kayıttan düşülmemiş.
75 milyon kişide 2 milyon “sporcu” var. Gelişmiş ülkelerde ise bu sayının “3’te bir oranında” olduğu belirtiliyor. Her 3 kişiden biri sporcu…
Türkiye’de sporun gelişmesinin tek kıstası “spor kompleksleri”nin yapılması şeklinde tanımlanıyor. Spor kompleksine gidecek sporcu olmadıktan sonra, binaların bir öneminin olmadığı, pek kabul edilmiyor.
Hem son zamanlarda görüyoruz ki, bu “spor kompleksi” meselesi, şehirlerin başını ağrıtıyor. Ben sadece Afyonkarahisar’da şehir merkezindeki bir spor salonunun yıkılıp şehir dışına yeni binaların inşa edildiğini zannediyordum. Ama meğer “spor kompleksi” her yerde böyle oluyormuş. Sporu şehir dışına sürdüğünüzde, merkezde kalan geniş alanları alışveriş merkezleri ile donatmanız daha kolay oluyor tabii.
Her önemli organizasyonda İstanbul’un isminin yer alması da bizim için olumsuz bir puan. Çanakkale’de olimpiyat yapılamaz mı mesela, ya da Kayseri’de. “Kültürlerin birleştiği yer İstanbul” önermesinin tutmadığı, değerlendirmenin daha farklı ölçütlere göre yapıldığı bilinmiyor mu?
Okullardaki “beden eğitimi” dersinin, “not yükseltme” ve “stres atma” işlevinden başka bir özelliği var mıydı? Ben takla atamıyordum, ama 5 üzerinden 5 alıyordum örneğin. Reva mı bu? Beden eğitimi dersinde, vücudun nasıl korunacağı, nasıl geliştirileceği, sporun faydası öğretildi mi hiç?
Olimpiyat ya da başka bir organizasyonu almak için, en iyi lobicilik, uygulamalarınızdır. “Şike yaptı” diye 2-3 takımın 2-3 yöneticisini yargılayacaksınız, sonra şike yapanları aklamak için kanun çıkaracaksınız, o kanuna direnen milletvekilini “hain” ilan edeceksiniz… Sonra da organizasyon almayı bekleyeceksiniz…
Daha çok bekleriz…
Ata sporunuz olan güreşte doping yapacaksınız, atletizmde, halterde, birçok spor dalında gayrimeşru yollardan başarı kazanma yoluna gideceksiniz.
Yerel yönetimlere sporu desteklemeyi yasaklayacaksınız, bu yasakta esnek pay bırakılsa bile yöneticileri Sayıştay denetimiyle korkutacaksınız…
Spor deyince sadece futbol ve basketbolu düşüneceksiniz… Yüzme dalında Türkiye birincisi sporcular “çalışacakları bir salon” bulamadıkları için çaresiz kalacak. Sporcuların babası, çareyi Afyonkarahisar-Ankara arasında yürümekte bulacak. Binbir rica-minnetten sonra kerhen “hadi çalışın bakam” denilerek salon tahsis edilecek.
Sonra olimpiyat alacaksınız öyle mi?
Ülkede sigara, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı artmış olacak. Gençler koşmaktan aciz, yürümeye mecalsiz bir şekilde yetişecek. Çalışmaktan ziyade “evime makarna gelir” diyen bir ruh hâline bürünecek.
Birey “yat len, neyneycen” fikriyle hareket edecek, devlet bunu destekleyecek. Ardından 20 yıldır gündeme getirilen olimpiyat, Türkiye’ye verilecek. Gerçekleşmesi mümkün olmayan bir rüya…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti