Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

ŞEKER VE FABRİKASI ÜZERİ HATIRLATMALAR

Sezer Küçükkurt 23 Mart 2018 Cuma 14:33:11
 

7 yıl önce, 28 Eylül 2011’de bu sütunlarda Şeker fabrikası konusunu ele almışız ve şunları söylemişiz:
Şirketleşme olayını acı hatıralarla hatırlayan bir il maalesef Afyonkarahisar. “Birliktelik” fikri üzerinden kurulan pek çok firmanın bugün ticari hayatına ya belli bir aile ya da kişinin yönetiminde devam ettiği, ya da çoktan tarih olup gittiği biliniyor.
Özelleştirme sürecinde de Afyonkarahisar’ın acı hatıraları var. Çimento Fabrikası, ÇAY Seka Selüloz İşletmesi, Süt Endüstrisi Kurumu, Et Balık Kurumu tesisleri ya yok oldular, ya da sorunlar yumağı içindeler. Örnekler artırılabilir.
Şimdi özelleştirme sırası Şeker Fabrikası’nda.
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ürün, Afyon Şeker Fabrikası’nın özelleştirme şartnamesinin en geç 2012’nin Şubat ayında açıklanacağını söylüyor. Şartname açıklanmadan evvel Afyonkarahisarlıları Afyon Şeker Fabrikası’nı almak için birlik olmaya davet eden Ürün, “Birlik ve beraberlik içinde, bu fabrikayı Özelleştirme İdaresi’nden almalıyız” diyor.
Ürün, “Bu özelleştirme kaçınılmazdır. Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün şeker fabrikaları için gösterdiği hedef ve ihtiyacın karşılanmasına yönelik hedefler, bugün fazlasıyla gerçekleşmiştir” diyerek şu noktalara dikkat çekiyor:
“Kamu otoritesinin şeker fabrikalarının özelleştirilmesi yönünde kesin bir kararı var ve bu karardan dönüş yok. En son aldığımız bilgilere göre şartname Aralık ayında ya da en geç Şubat ayında açıklanacaktır. Şartname açıklandıktan sonra sürecin ne kadar devam edeceği, kararın nasıl vereceği noktası belli olacak. Ancak bundan önce biz Afyonkarahisarlılar olarak bir araya gelmeli, tüzel kişiliğimizi oluşturmalıyız. Bu fabrika ve bu fabrikamızla beraber blok olarak satışa çıkan diğer 4 fabrikayı alacak güç, Afyonkarahisarlılar’da var. Bütün sorun, bu parayı güvene dayalı bir şekilde bir şirkette toplayabilmek. Sizi temin ediyorum bu fabrikayı Uzun Çarşı’daki sarraf esnafımız 3 defa satın alır. Yine sizi temin ediyorum. Pancar üreticileri eğer bu güveni sağlayabilse, sadece pancar üreticileri bu fabrikayı satın alabilir. Diğer tasarrufu olan insanlar da katılırsa bu fabrika bu şehre çok büyük katkılarda bulunmaktadır. Sadece çiftçiye 73 milyon liralık bir para verecek. Kaç tane böyle şirket var Afyonkarahisar’da? Daha ürünü almadan 23 trilyon avans veren başka hangi şirket var ekonomide? O zaman biz bu şirketi neden kaçıralım? Birlik olan esnaf kazanıyor. Bu duruma en güzel örnek Afyonkarahisar Otogarı”
Geçmişte yaşanan kötü hatıralar bir yanda… Afyon Şeker Fabrikası’na ait rakamlar bir yanda… Hükümet’in “ille de satacağım” kararı bir yanda… Milletvekili Halil Ürün’ün birlikteliğe davet sözleri bir yanda…
Afyonkarahisar’ın karar verip harekete geçmek için fazla vakti yok. Şunun şurasında 3-4 ay içinde bu iş “et-yağ” olacak. Haydi hayırlısı…
***
2011 yılında sözlerimizi “Haydi hayırlısı” diye bağlamışız. Gelmişiz 2018’e…
Afyon Şeker Fabrikası’na yeni yatırımlar yapılıp, rekabet kapasitesinin artırılması konuşulurken birden yine satış kararı ile sarsıldık. “Afyonlular alır mı?”, “Ortaklık kurulur mu?”, “Ülker talipmiş” gibi tartışmalar içerisinde yumurta kapıya dayandı. Satış işlemiyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “10 yıldır gündemde. Bu konuda kararlıyız, Şeker fabrikaları özelleştirilecek” sözleri basına yansıdı dün.
***
1974’te merhum Başbakanlardan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Afyon Şeker Fabrikası temel atma töreninde yaptığı konuşmadaki şu sözlerini hatırlayalım önce: “Türkiye’nin sanayileşmesi davası ana davamızdır. Milli, güçlü, süratli ve yaygın kalkınma mutlaka gerçekleştirilecektir. Bu hamlemizi hiçbir bahane, hiçbir zihniyet, hiçbir tutum engelleyemeyecek ve geciktiremeyecektir. Milletimiz bu hamleyi istemektedir ve yapacak imkanlara sahiptir. Milletimizin bu arzusunu yerine getireceğiz. Yeniden büyük Türkiye ideali mutlaka gerçekleşecektir. İnşallah!”
***
Ve sonrasında Güngör Uras’ın Dünya gazetesinde 1 Aralık 2015’deki yazısını okuyarak tamamlayalım Şeker Fabrikas�� konusundaki sözleri:
26 Kasım 1926 tarihinde; Alpullu Şeker Fabrikası ilk Türk şekerini üretmişti. 26 Kasım 2015 ilk Türk şeker fabrikasının üretime başlamasının 89’uncu yıl dönümüdür. Okuyucularımdan Yüksek Mühendis Erkin Çetinkaya, şeker sanayiindeki gelişmeleri özetleyen bir not gönderdi.
Şeker ekonomiyi, çiftçiyi, tüketiciyi ilgilendiren bir konu.
Çetinkaya diyor ki; şeker sanayi Cumhuriyet sanayi devriminin başlangıcıdır.
-Türkiye İş Bankası’nın iştirakiyle, Şakir Kesebir ve Hayri İpar öncülüğünde İstanbullu tacirler tarafından 14 Haziran 1925 tarihinde “İstanbul ve Trakya Şeker Fabrikaları AŞ” adıyla kurulan şirket, Cumhuriyet’in verdiği sanayileşme arzu ve heyecanıyla 22 Aralık 1925 tarihinde Alpullu Şeker Fabrikası’nın temelini atmıştı.
-Uşak da şeker fabrikası yatırımı 19 Nisan 1923’te kurulan “Uşak Terakki Ziraat AŞ” tarafından gerçekleştirildi. Sermayesi halktan yumurta toplanarak temin edildi. 6 Kasım 1925 tarihinde temeli atılan Uşak Şeker Fabrikası ilk şekerini 17 Aralık 1926’da çıkardı.
-1933 ve 1934 yıllarında Kemal Atatürk’ün direktifleriyle Eskişehir ve Turhal Şeker Fabrikaları kuruldu.
-Bu sanayi öncüsü mühendislerin gayretleriyle Turhal ve Eskişehir Şeker Fabrikaları’nın yanlarında birer makina imalat atölyeleri de kuruldu.
Bu atölyelerin kurulması şikâyet konusu olmuş, şeker fabrikalarının sadece şeker üretmesi gerekirken makine imalat işiyle de uğraşması kaynak israfı olarak görülmüştü. Ne var ki II. Dünya Savaşı döneminde yedek parça temini imkansız hale geldiğinde, bu atölyeler sayesinde fabrikalar çalışabildi.
-1953-1957 yılları arasında 11 şeker fabrikası daha yapılarak sayı 15‘e ulaştı. Anahtar teslimi olarak Alman ve Fransız firmalarına yaptırılan bu fabrikaların, montaj ve devreye alınmasında teknolojik bilgileri gelişen Türk mühendislerimiz, yeni şeker fabrikalarının tamamen yerli olanaklarla kurulabileceklerine inandılar. Bu bilgi birikimi ile önce Irak Musul’da Alman Krupp firmasıyla ortak bir şeker fabrikası kurulması girişimi başlatıldı. Öncü mühendis ve işçiler Musul’ a gönderildi. 1957 yılında Irak’ta ihtilal olması üzerine bu girişim sonuçsuz kaldı.
1962 yılında Ankara, 1963 yılında Kastamonu Şeker Fabrikaları tamamen ulusal teknolojiyle projelendirildi, büyük ölçüde yerli makine ve donanımla inşa edildi. Türkşeker sadece şeker üreten bir kuruluş değildi. Kuruluşundan itibaren bilimsel ve teknolojik gelişmelere önem verildi.
-Eskişehir Şeker Fabrikası, bünyesinde kurulan zirai ve teknoloji araştırma laboratuarları daha da geliştirilerek Ankara’da bir Şeker Enstitüsü kuruldu.
-Enstitü 1965 yılında çalışmalarına başladı. Araştırma ve geliştirme çalışmalarıyla ülke tarımına ve sanayine bilimsel ve teknolojik destek sağladı. Türkiye şartlarına uygun pancar tohumları yetiştirildi, anaç ve elit tohumlar geliştirildi. Böylece tohumda dışa bağımlılık sona erdi. Tohum ve hayvancılık konusunda şeker fabrikalarının çevrelerinde örnek çiftlikler oluşturuldu. Özellikle Lüleburgaz Sarımsaklı çiftliğinde elde edilen sonuçlar, Amerikan çiftlikleriyle boy ölçülecek düzeydeydi. 1967 yılında Ankara Makine Fabrikası’nın kurulmasıyla şeker sanayinin makine imalat kapasitesi artırıldı.
-1974 yılında temeli atılan Afyon Şeker Fabrikası’yla yeni bir atılım başladı. İki yılda üç şeker fabrikası yapılarak fabrika sayısı 30 a çıkarıldı.Bu fabrikalar tamamen Türk mühendislerinin projeleriyle yerli emekle yapıldı. Sadece türbo alternatör grupları ithal edildi. Avrupa’da sanayi devriminde hızlandırıcı etki yapan şeker, Türkiye’de de sanayinin başlangıcının kurucu gücü oldu. Türkiye’de sanayileşmenin temelinde şeker fabrikaları vardır.”

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER