Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

SEN TANRI MISIN? -11 – Kocatepe Gazetesi

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 19 Nisan 2019 Cuma 14:24:28
 

NARSİST TANRILAR
Narsist tanrılar; örtücü ilahlıklarına aynel yakin halleri en kuvvetli ve fiilde en belirgin olanlardır. Lütfen ifadeye dikkat edin: “Örtücü ilahlıklarına” aynel yakin. “Allah’a” aynel yakin değil! “Aynel yakin” bir özelliktir, özellikle nefsî isimlerin kuvvetle açığa çıktığı bir haldir. Biz “aynel yakin” denildiği zaman hep veli yaşantısındaki aynel yakini düşünüp yalnızca onu aynel yakin sanıyoruz. O Rahmani aynel yakindir. Nasıl, fethin bir Rahmani bir de zulmani yanı varsa, zulmani yanına “feth-i zulmani” diyorsak, aynel yakin de öyledir. Fetih kelimesi geçince fethin Rahmanî yanını düşünüp, “tanrılarda fetih olamaz” dersek yanılırız. Tanrılarda meydana gelen fetih benzeri hallere feth-i zulmani denir. Bir de asıl fetih var ki ona Feth-i Rahmani veya Feth-i Nurani denir. Bunun gibi, tanrılığa ait aynel yakin vasfı en belirgin olanlar narsist tanrılardır. Bu yüzden dünya yaşantısı içinde en güçlü yaşayanlar onlardır. Onunla birlikte yaşayan çevresindeki “A” yapılar narsistlere yaranmaya, onun gözüne girebilmeye çalışırlar. Onun tarafından sevilebilmek onları memnun eder. “A” yapıda tanrısal aynel yakine karşı böyle bir muhabbet, böyle bir sevgi vardır.
Aynel yakin kavramını bir termometreye benzetelim. Termometrede cıva, sıfırın üstünde gösterdiği aynı dereceleri bir de sıfırın altında gösterir, -20 ve +20 gibi. Eğer +20 bir velinin aynel yakini ise, -20 de örtücünün, tanrının aynel yakinidir.
“SENDEN SANA SIĞINIRIM” DİYEN SIĞINIŞ
İlerleyen paylaşımlarda örtücü ilahın vasıflarını ve gücünü ele alacağız. Örtücü ilahın gücünü, vasıflarını düşündüğünüzde elinizdeki dualardan sizi en çok memnun eden birisi de “euzü biKE minKE” olacaktır: “Senden Sana sığınırım” diyen bu sığınış, bu dua insana ilaç gibi gelecektir. Çünkü örtücü ilahlardaki özellikler kimin? Hepsi O’nun! La ilahe illallah diyorsak, başkası olabilir mi? Başkasına ait bir varlık, bir özellik olabilir mi? Olamaz. O güç var! O güçten korunmak için yine o güce sığınıyorsun: O gücü tanıyan için “EUZÜ BİKE MİNKE” sığınışı önemli bir dua haline gelir.
Narsist Tanrılar, kendi örtücü ilahlıklarına aynel yakin halini çok kuvvetli ve fiilde de çok belirgin ortaya koymuşlardır ve bunlarda feth-i zulmani de gelişebilir. Böylece bunlar örtücü ilahlıklarına âşık olurlar. Kendilerindeki örtücü ilah vasıflarına, kendilerinde ortaya çıkan aynel yakin güçlerine âşık olurlar. Narsist tanrıların kendilerine âşık olmalarını sağlayan en önemli şey açığa çıkan GÜÇ’leridir. Dünya Yaşantısı Sistemi içerisinde bu özellikleri yüzünden çok başarılı ve her olaya karşı çok sağlamdırlar. Biz narsist tanrıyı çok gündemimize almayız, çünkü narsist tanrı tasavvufla uğraşanların içine düşeceği girdaplardan değildir. Tasavvufla uğraşanlar için hümanist tanrı, mecbur tanrı, komando tanrı gibi diğer tanrı tipleri daha önemli risktir.
HÜMANİST TANRILAR
Hümanist Tanrılar, tabiat sevgisi, insan ve diğer yaratılanlara sevgi, yaratılanların haklarına saygı gibi özellikleri ağır basan örtücü ilahlardır. Bu özellikleri sayesinde çevrelerinde “iyi hatta kutsal insan” ilan edilebilirler, cennete uygun insanlar sanılırlar. Buraya çok özen gösterin lütfen. Özellikle hümanist tanrıya, ondaki bu vasfa dikkat etmek gerekiyor. Çünkü bu özellikteki kişi hele de tasavvufla meşgulse; “düzeliyorum, değişiyorum” deyip kendisini ilerliyor sanabilir. İlerlemiştir ama tanrı skalasında, hümanist tanrılık yolunda! Şuna da çok dikkat edelim: Yapılan zikirler tanrılıkta ilerlerken de etkili olabilir. Zikrullah aslında yalnızca örtücü olmaktan kurtulmak için bir ibadet yolu olmasına rağmen, bu araç yanlış yerde, yanlış amaçlarla da kullanılmaktadır. “A” takdimiyle yaşayanda açığa çıkan her türlü vasfın da Allah’a ait olduğunu fark ederseniz, zikrullah yapmakla zaten farklı bir şey yapmadığınızı görürsünüz. Örneğin, kişi tasavvufla meşgul ve öfkeli olduğunu anlıyor. “Ben öfkeli biriyim, iyi bir insan olmak için Halîm zikri yapayım” diyor. Ve başlıyor; “Halîm, Halîm, Halîm”, yani halim selim insan olma çabasına giriyor. Tamam, Halîm zikriyle bunu başarır, ama “halim selim bir tanrı” olur. Veya “Âlim” zikri yapayım da biraz bilgim artsın diye “Âlim” zikri yapıyor. Bu sefer de “bilgili tanrı” olur. Ç��nkü kullandığı esmaya ait mana, o kapasite onda açılır. Yani “A” takdimiyle yaşamaktan kurtulmak gibi bir telaşı olmayan kişi Zikrullah yapmakla örtücü olmaktan kurtulmaz. Kendindeki güç ve kapasiteye sahip çıkıp onu ilan ettiği muhtariyet için kullanan biri varsa, hangi zikri yaparsa yapsın, yaptıkları ondaki örtücü ilahı kuvvetlendirir. Bunu fark etmek tasavvufta çok önemlidir. Bu yüzden, İslamiyet’i “iyi insan” olma gayretiyle uygulayan bir kişi bu yolda ilerlediğini sanabilir, ancak ilerleyemez. Neden? Hümanist tanrı haline geleceği için. Evet, ilerler ama tanrılıkta. Hümanist tanrı olarak, iyi insan olarak farklı yönde ilerler. Bizim hedefimiz “iyi insan” olmak değil. Bu bilinmezse işin esasından perdeli kalınır! İslamiyet diye “nasıl iyi insan olunur?” anlatılırsa, bu yanlış hedef yüzünden insanlar yanıltılmış olur. Dışarıda maalesef böyle anlatılıyor ve iyi insan olmayı iyi müslüman olmak sanıyorlar. Oysa hümanist tanrı oluyorlar. Hümanist de olsa cennet tanrılara kapalıdır. Cennete girmenin tek yolu örtücü olmamaktır. Cennet örtücü olmayana açılır. Örtücülerin gideceği mekân cehennemdir. Örtücü olmama halinin, örtücü olmayan idrakin adı/boyutu cennettir. Örtücülüğün mekânı cehennem! Dolayısıyla, iyi bir insan gördüğünüzde “cennetlik adam, cennetlik kadın” diye hüküm vermek yanlış olur. Ne kadar iyi olursa olsun, insan eğer örtücüyse hali cennetlik hal değildir. Hadis var: Cehenneme giden bazıları “biz çok hayırseverdik, hep hayrla meşguldük” dediklerinde, onlara “siz o işleri cömert insan olmak için yaptınız, siz muhtariyetinizi ilan etmiştiniz, örtücü ilahlık iddiasındaydınız, o işleri o tanrı cömert olsun diye yapıp onu kuvvetlendirdiniz, bu yüzden cennette değilsiniz” denir.
STRESSİZ TANRILAR
Bir başka tanrı tipi Stressiz Tanrılar. Tanrı tiplerini okurken “ben öyleyim” dediğiniz yerlerde, “nasıl öyle olmam?” diye araştırıp mutlaka Muhammedî bir bakış açısı bulmanız gerekir. Bu karakterlerin hiç birisi Muhammedî değildir, düşünceleri de Muhammedî bakış açısı değildir. İyi insan olabilirler ama Muhammedî değildir. Muhammedî bakış açısına sahip olmak çok farklı bir şeydir… Stressiz tanrı genellikle uzak doğu öğretilerinde üretilen bir tanrı tipidir. Nasıl bakın: Birisi tasavvufla biraz meşgul olur, bu arada bazı felsefeler duyar ve onlara ilgi duyar. Tasavvufla meşgul olduğu halde ona Allah ve Rasulü yetmiyorsa, üstadı yetmiyorsa, uzak doğudan, oradan buradan felsefeler okumaya başlar ve “onlar da bizim gibi düşünüyor” deyip o tanrısal yollara kayar. Bir başkasının düşüncelerinin Efendimiz Muhammed (SAV)’in Düşüncesi ile aynı olması mümkün değil! Mümkün değil ya! Mümkün değil! Kabuğun benziyor görünmesi aynı olduğu anlamına gelmez. Benzediği sanılan yapı sizi Allah haşyetine götürmez, size örtücü ilaha ait özellikler kazandırır. Bunu fark etmeyen mutlaka hata yapar, mutlaka. O felsefeler stressiz tanrıyı şöyle oluşturuyor: Allah ve Rasulullah kendisine yetmeyen kişi, farklı felsefe ve öğretileri okuyup onların etkisinde kalınca olaylara karşı vurdumduymaz olmayı başarır ve der ki: “Bu bilgiler beni ilerletiyor. Daha önce hayata kavgalı gürültülü yaklaşırdım, araba kullanırken kızardım, ama şimdi çok sakinim. Önceden çocuklarımla ilgilenirken hırçınlaşırdım, şimdi öyle sakinim ki.” Olabilir ama bunlar onun ilerlediğinin işaretleri değildir. Eğer kişi farklı felsefelerden, farklı öğretilerden yararlanarak boş vermeyi, vurdumduymaz olmayı öğrenmişse stressiz bir ilah haline gelir, bu stressiz tanrıdır. Bunu fark edin lütfen. “Ben zikrullahla meşgul olduktan sonra stressiz oldum” dediğinizde de siz hala örtücü ilahsanız, stressiz tanrısınız demektir. Elinde tesbih de olsa fark etmez. Eğer yöntemi yanlış kullanıyorsanız, Allah ismini zikretmekle örtücü ilahlıktan kurtulamazsınız. Çünkü Allah ismini zikretmenin diğer bilimlerle meşgul olmaktan farkı yoktur. Diğer bilimler de sünnetullahtır, bir nevi zikrullahtır. Siz isimlendirirken “Allah” ismini kullansanız da kullanmasanız da onlar sünnetullahtır, onlar da zikrullahtır. Kişi yaptığı işi Allah ile ilişkilendiremiyor olabilir ama mühendislik okuyorsa da, tıp okuyorsa da, öğretmenlik okuyorsa da yaptığı zikrullahtır; diğer zikirlerden bir farkı yok, aynı şey. Siz Esma’ül Hüsna diyorsunuz, onlar Tabiat Kanunları diyor, bir farkı yok. Ha Mürid ismini kullanmışsınız formülünüzde, ha Yer Çekimi Kanunu’nu kullanmışsınız, aynı şey; ikisi de zikrullah. Yer Çekimi Kanunu da zikrullahtır, Mürid ismi de. Önemli olan onları örtücülükte kullanmamaktır! Eğer onları örtücü ilahlığı kuvvetlendirmede kullanıyorsanız bu zikir sizi bu yolda ilerletmez.
POLLYANNA TANRILAR
Bir başka tanrı tipi Pollyanna Tanrılar’dır: Bunlar her şeye olumlu yaklaşma sanatını geliştiren örtücü ilahlardır.”Her şeye olumlu yaklaşmayayım mı?” diyebilirsiniz. Lütfen özneye dikkat edin, bütün tanrılarda özne önemli: Örtücü ilah! Her şeye olumlu yaklaşmayı başaran örtücü ilah, vurdumduymaz olmayı başaran örtücü ilah, her yaratılanı seven örtücü ilah… Kişi yaratılanları seviyor, onların haklarını korumak için koşturuyor, ama örtücü ilah!İşi yapan örtücü ilahsa, tanrı sınıflarından birine girer. “Her şeye olumlu yaklaşan örtücü ilahlar” tanımını duyunca, “ben de her şeye olumlu yaklaşıyorum, yanlış mı?” derseniz olmaz. “Sende olumlu yaklaşan kim, örtücü ilah mı?” Her şeye olumlu yaklaşan örtücü ilahsa Allah’a eş koşuyorsun demektir. Her şeye olumlu yaklaşma becerisini yakalamış ama eş koşan bir şey var! Pollyannacılık oynayan bu tanrı her şeye olumlu yaklaşıyor, her olaya gülümsemeyle bakıyor, gülümsemeyi gerektirecek gerekçeler üretiyor. Ona iltifat ederler, “sen bu işle meşgul olalı çok değiştin, her şeye iyi yanından bakmaya başladın” derler. Onların takdir edeni çoktur, “A” Takdim Formu “BEN”ler arasında puanları yüksektir. Ama unutmamak lazım ki “A” Takdim Formu “BEN” olarak yaşayanın rütbesi, vasfı, yetenekleri ne olursa olsun o cehennemliktir, onların her biri bir cehennemlik yapı çeşitidir.
Örtücü ilahlıktan uzak bir şekilde Rabbimiz bizleri, beratını sağından alanlardan eyleyiverir inşaAllah… Berat Kandilimiz mübarek olsun.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER