SEN TANRI MISIN? – 38-

KUR’AN’DA TEK BİR HAYR VARDIR; KÜFRETMEMEK, EŞ KOŞMAMAK! TEK BİR ŞER VARDIR; ALLAH’A EŞ KOŞMAK!
Zilzal Suresi 7, 8: “Euzü Billahi mineş şeytanir raciym. Bismillahi’rRahmani’rRahiym. “Femenya’mel miskale zerratin hayran yerah. Ve men ya’mel miskale zerratinşerranyerah: Miskal (zerre) hayr yapsanız karşınıza çıkacak, miskal şer yapsanız karşınıza o çıkacak (karşılaşacaksınız).”
Ayeti okuyanın “hayr” ve “şerr”in ne olduğunu çok iyi bilmesi lazım. Eğer hayr ve şerri zulmani sahnedeki roller içerisindeki gibi tarif ederseniz kaybedersiniz. Kur’an’da tek bir hayr vardır; küfretmemek, eş koşmamak! Tek bir şer vardır; Allah’a eş koşmak! Zulmani benlik Allah’a eş koşmak olduğu için, siz zerre kadar zulmani benlikle davranmışsanız, öyle yaşamışsanız karşınıza o çıkacaktır. Ve zerre kadar vehmi “ben” demişseniz veya ilerleyip vehimsiz “ben” demişseniz karşınıza o çıkacak! Maalesef, insan kendini zulmani bende buluyor, doğal olarak da zulmet içinde “ben” diyor. Bu karşısına çıkacak. Bunları telafi edecek nuru mutlaka, mutlaka biriktirmeliyiz…
ZULMANİ BENLİK HÜSRANDIR,
ONDAN KURTULMALIYIZ
Euzü Billahi mineşşeytanirraciym, Bismillahi’rRahmani’rRahiym. “Vel Asr! İnnelinsanelefihusr! İllelleziyneamenü ve amilussalihati ve tevasavBilHakki ve tevasavBisSabr.” Sadakallahulaziym. (Asr Suresi)
Suredeki “insanlar hüsrandadır!” diyen yemini iyi anlamalıyız. Hüsran zulmani benliktir. Başka bir hüsran tarif eden hüsrandadır! Zulmani benlik hüsrandır, bu yüzden ondan kurtulmamız öneriliyor.
“Onlar Hakk’ı tavsiye ederler.” Bu ayet bize “Hakk’ı tavsiye” önerisidir. Hakk’ı tavsiye etmek, zulmani benlikten kurtulmayı tavsiye etmektir. “Ve Sabrı tavsiye et.” Bu tavsiyeye uyup talib olana da “bu yolda dayanmayı/sabrı telkin” edin buyruluyor. Asr Suresi, zulmani sahne yaşantısına ait haklara riayet etmeyi ve o yoldaki sıkıntılara karşı sabrı tavsiye etmeyi öneriyor değildir. Çok dikkat edin, bu ayetler zulmani sahnede bulunanların haklarını anlatmıyor. Hakkı tavsiye, zulmani benlikten kurtulmayı tavsiyedir. Zulmani benlikten kurtulmak Hakk demektir. Sizin bir kişiye “zulmani benliği terk et” demeniz, onunla bu amaçla ilgilenmeniz o kişiyi Hakk’a yöneltmektir. Zulmani benlikten kurtulan kişi, yeni idrakı gereği tüm yaratılanların haklarına zaten riayet eder, kendiliğinden. Siz “Hakk’ı tavsiye” diye zulmani sahnede rol yapanların rablar savaşındaki kişisel haklarına riayeti tarif ederseniz olmaz, ayette bahsedilen o değildir. Zulmani benlikten kurtularak Hakk’a yönelen kişi,yaratılanların Hakk’ına saygının zaten Allah’a saygı olduğunu görür.
Kafirun-6: “Lekümdiynüküm veliye Diyn: Senin dinin sana, benim Din’im bana.”  
“Senin dinin sana, benim Din’im bana” diyerek karşı çıkacağımız zulmani benliktir. Zulmani benliğe böyle diyeceksiniz! Kafirun’u okurken hedefiniz odur, zulmani benliğinizdir.
Tevbe-28; “İnnemelmüşrikunenecesün: Kesinlikle müşrikler necistir.” Müşrik zulmani benliktir ve o benlik necistir. Allah indindeki pis;müşrikliktir, zalimliktir, fasıklıktır. Necis olan zulmani benliktir.
Vakıa-79:“Euzü Billahi mineşşeytanirraciym, Bismillahi’rRahmani’rRahiym. “La yemessühuillelMutahherun: Temizlenmeyenler dokunmasın.” İllelmutahherun, yani arınmışlar! Arınmamışsan ona dokunma. Zulmani ben bilincinden temizlenmeyen Kur’an’ı anlayamaz, bu işi kavrayamaz.
BURÇLAR VE “BEN”LİK
Özellikle tasavvufla meşgul olanları yanıltan bir konu var; burçlar. Zulmani benlik ve vehmi benlik karıştırıldığı için bu konuda yanılırlar. Bu yanılgıyı şu bilgiyle düzeltebiliriz: Zulmani benlik burçların yönetimindedir, zulmani bilinçle “BEN” diyeni gezegenler yönetir. Mesela güneş zulmani beni yönetir. Lütfen dikkat edin, onların tesiri ve yönetimi vehmi “BEN” bilincine değildir. Tam tersine vehmi benlik, güneşi yönetir. Vehmi ben ne kadar önemli, gördünüz mü? Zulmani ben güneş tarafından yönetilirken vehmi ben güneşi yönetiyor. Gezegen saatlerinden birisi Güneş saatidir. Güneş saati özellikle zulmani benliği besler. “Güneş zararlıdır” demiyorum. Eğer kişi zulmani “BEN” bilinci ile yaşıyorsa güneş saati o bilinci coşturur, güneş ve güneş saati bu bilinci teşvik eder, coşturur. Diğer burçlar da öyle! Burçlarla ilgili çok önemli şu açıklamaya lütfen çok dikkat edin: Enteresandır, kişiler biraz maneviyatla ilgilenince burçları okumaya başlıyor. Bu doğru değil. Maneviyata ilgisi olmayanlar bazen daha doğru davranıyor, burç işiyle ilgilenmiyor. Ama biraz maneviyatla, biraz metafizikle ilgilenen hemen burçlarla meşgul olmaya başlıyor. Bunu müslüman olan da, diğer felsefelere inanan da yapıyor. Kendi burcunu veya birisinin burcunu, karakterini merak ediyor. Peki, burçlar yok mu? Var ama onlar zulmaniBENle ilgilidir, tesirleri zulmani BEN üzerinedir. “Güneş saati şöyle etkiler” derken zulmaniBEN’i tanıyabilmeniz için söylüyoruz. Mesela, zulmaniBEN’i güneş yönetir. Ama vehmî BEN güneşi yönetir dedik. Hele de vehim tükenmişse bu yönetim çok kuvvetlenir, Şimdi düşünün, böyle bir yönetim olunca ayı ikiye bölmek hiç zor olur mu? Ama zulmaniBEN’ler o olaya şaşırabilirler. Şaşırsınlar da.
Burçlara ait karakterlerden bahsedilirken “Koç şöyledir, Balık böyledir, Kova şundan etkilenir…” gibi yazılır. Onları okuyunca şunu bilin; o bilgilerin tamamı, o özelliklerin tümü zulmaniBEN’e aittir. “Şu burç cömerttir, şunlar liderliği sever, öbürü kıskançtır, iki karakterlidir…” gibi yapılan tanımların hepsi zulmaniBEN’e ait özelliklerdir. Buna dikkat edin, uyanın yani, uyanınız. Amerikalıların dediği gibi, kahvenin kokusunu alın. Bunların tümü zulmaniBEN’e ait özellikler. Müstakilliğini ilan etmiş birisi var ve o “ben cömerdim, ben cimriyim, ben kıskancım” diyor. Veya bir başka müstakil olan ona “sen böylesin” diyor. Bunlar tamamen zulmaniBEN’e aittir, zulmani sahnede rol yapanın karakterleridir. Bu karakterler var ama zulmani sahneye ait, hepsi zulmani yapının özellikleri.
ZULMANİ BENLİKTEN KURTULMAK
İÇİN BURÇLARDAN YARARLANILABİLİR
Rahmani sahnede iş farklıdır, orada yaşayan vehmi BEN’dir ve vehmi “BEN”in burcu olmaz. Onun için o işler bitmiştir. Vehmi BEN idrakını yaşayanın burcu bitmiştir. Peki, bu yolda burçlara ait bilgilerden yararlanılır mı? Evet! Zulmani benlikten kurtulmak için yararlanılır. Zulmani benliğimizin açıklarını oraya bakıp erken öğreniriz ve “demek ki bendeki tanrılık böyle, bunu bilerek mücadele edeyim” deriz. Kişi eğer “ne yapayım ben Koç Burcuyum, ben böyleyim, beni böyle kabul edin” diyorsa o zulmaniBEN’dir. O size “beni bu zulmeden halimle kabul edin” diyor. Zulmetten kurtulmak gibi bir telaşı ve hedefi olmayanın, birisine “sen hangi burçsun?” demesi “senin ne tür zulmani yanların var?” demektir. Zulmetten kurtulma yolunda yararlanılmıyorsa, burçlara göre hareket etmek gibi saçma bir şey olabilir mi? Bir de bunu tasavvufun içine getirip koyuyorlar. Burcunda “lider olmayı sever” yazıyor diye kişi onunla övünüyor; burcum böyle, ben lider olmayı seviyorum… Bu kişi eğer düzeltmezse, neticede feth-i zulmaniye, narsist tanrılığa doğru gidiyor. Bunlar zulmani sahnenin işidir. Rahmani sahne için bunlar birer ipucudur, kurtulmanız gereken bilincin ipuçlarını verir. Mesela, burcunuzda “sen lider olmaya yatkınsın, liderliği seviyorsun” diyorsa dikkat edersiniz, çünkü o liderlik sizi daha zulmani bir bilinç yapacak demektir. Bu zulmani halden kurtulmak için o bilgiler talib olana ipucu olur. Övüneceği şeyler değil!
ÖNEMLİ OLAN CEHENNEM
ÜNİFORMASINI ÇIKARABİLMEKTİR
Zulmani sahnedekilerin olduğu gibi, Rahmani sahnedekilerin de mizaçları var. Çok önemli fark şu ki Rahmani sahnedeki elbise şirk elbisesi değildir. Bir kişi Rahmani sahnede de doktordur zulmani sahnede de. Zulmani sahnedeki doktorun üstünde şirk elbisesi vardır. Aynı doktorluğu Rahmani sahnede icra edenin şirk üniforması yoktur, fark bu! İşte bu üniformayı fark edip çıkarabilmek önemlidir. Bu üniforma cehennem üniformasıdır, bu üniformayla cehenneme gidilir. Neyle meşgul olursanız olun, o üniformayla ne yaparsanız yapın, o sizi cehenneme götürecek demektir, o üniforma onun işaretidir. Bu yüzden, o üniformayı çıkarmak cehennemi çıkarıp atmaktır.
Zulmani “BEN”le kendini takdim edeni, o benlikle yaşayanı güneş yönetir. Neden? Çünkü güneş ona zebaniler için, semum alevi için nar biriktirtir. Cehennemin ateşi insanlardandır. Kişi zulmani benliğiyle yaşarken güneşin (özellikle güneş saatinin) teşvikiyle bu dünyada cehennemin ateşini toplar, nar biriktirir. Haftanın günleri içerisinde, güneşin bu yönetiminin, bu tesirinin en yüksek olduğu an Cuma günü öğlen vaktidir, Cuma saatidir. Dikkat edin, Cuma vakti hep güneş saatidir, hiç şaşmaz. Cuma saati güneş saatine denk gelir ve o saat, hafta içerisinde güneş yönetiminin en kuvvetli olduğu saattir, zulmani “BEN”i en coşturan saattir. Dolayısıyla, Cuma salâtı için toplanmakla, zulmani benlikten korunmak için insanlar büyük kalabalıklar halinde bir Rahmani Şemsiye’ye girmiş olurlar. Cuma salâtı tam o saatte inananları zulmetten koruyan önemli bir sığınıştır, korunmadır. Bir kaç Cuma mazeretsiz o işi yapmayan, güneşin coşturmasından kendisini kurtaramaz. Üst üste Cuma salâtlarını ekarte eden zulmani benliğini sıyıramaz, ondan kurtulamaz. Kurtulması kolay olmaz, operasyon gerekir… Bir de; Cuma salâtı erkeklere farz diye bilinir ama insana yani mümine farzdır. Kadın erkek ayrı değil. Ama kadınlara o an o salâtı evinde ikame edebilme ruhsatı verilmiş. Bir hanımefendi “Cuma günü camilerde kadın yerleri kapatılıyor, nasıl olacak?” diye sormuştu. Dışarıdaki her şey, her uygulama doğru demiyoruz, ama son yıllarda hanımların Cuma salâtı için gidebildiği mescitlerin arttığını görüyoruz.