Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

ZİKİRDE NASIL ODAKLANABİLİRİZ? – Kocatepe Gazetesi

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 16 Aralık 2017 Cumartesi 12:21:54
 

– 54 –
Önemli şey hep şu: Tanrıyı fark etmek, onu yaşantıda yakalamak! Şimdi o tanrılıkla ilgili basit bir örnek verelim. Bu örneği detaylandırırsanız o mantıkla birçok şeyi o sorgu listesine alabilirsiniz. Bir kişi saçını tarayarak cehenneme gidebilir mi? Gidebilir! Veya saç tarama ameliyle cennete gidebilir mi? Evet! İkisi de aynı amel oysa? Ama birisi tanrının saçı ve yapılan iş tanrının saçını güzelleştirmek. O tanrıya ün ve itibar katacak bir iş yapıyor; tanrısını güzelleştiriyor. Diğeri Halifetullah’ı güzel kılmaya çalışıyor. İkisi tamamen farklı! Bir Halifetullah’ın bu dünyada nasıl olacağını tespit edip uygun biçim oluşturmak başka şey, tanrıyı bu dünyada nasıl dolaştıracağını belirlemek başka şey! “Hele bir saç görsünler, insanlar bir saç görsün” diye yapıyorsanız işte size tanrı! Halifetullah düzgün olmalı diyorsanız o başka bir şey. Aynı hareket ama birisi cehennemlik, diğeri cennetlik amel! Çünkü tanrılar giremez! “Bu saç tanrının, tanrılar giremez” diyecekler!
“LA İLAHE İLLALLAH” HAKİKATİNİ, İKİ KAŞINIZIN ARASINDAN FIŞKIRACAĞINI DÜŞÜNEREK SÖYLEYİN
“La ilahe illallah” bu tanrıyı mahveden bir zikirdir. Onu, bu paylaşımlarda açıkladığımız duygu ve düşüncelerle yapmak çok önemlidir. Bu amaçla bir yöntem paylaşalım: “La ilahe illallah” derken bütün konsantrasyonumuzu iki kaşımızın ortasının hafif yukarısına getiriyoruz ve sanki biz oradayız. Ayak parmaklarınızın en ucundan başlayıp tüm kanınızı, tüm hücrelerinizi toplayıp, hepsini tefekkürünüzle oraya getiriyorsunuz, getirmeye çalışıyorsunuz; her şey iki kaşınızın arasında. Bu tefekkürle de “La ilahe illallah” diyorsunuz. Bunu ağzımız kapalı, dilimiz damağımıza yapışık söylüyoruz, sanki orası söylüyor; konuşan, gören, yaşayan yer orası. Asıl konuşanı, göreni, yaşayanı iki kaşınızın ortasının hemen üstü gibi farz edin ve La ilahe illallah Kelime-i Tevhidi’yle oradan bir şey çıkacakmış gibi düşünün. Böyle tüm enerjinizi çekip getirdiniz, getirdiniz, getirdiniz, buraya topladınız, şimdi tüm vücudunuz ve enerjiniz sanki buradan fışkıracak gibi hissedin, oradan bir ışık/nur fışkıracak gibi tahayyül edin. “La ilahe illallah” hakikatinin iki kaşınızın arasından fışkıracağını düşünerek söyleyin. Bu söylediğim tefekkürü salât ikame ederken de yapabilirsiniz. Salâtta vücudunuz salât hareketlerini yapıyor ama ana merkez orası gibi bir tefekkürle yapın, salâtı ikame eden ana merkezin iki kaşınızın ortasının hafif yukarısı olduğunu düşünün. Orada küçük bir para gibi bir daire düşünün, salâtı oradan yönettiğinizi hissedin, tüm salât hakikatinin oradan fışkıracağını hayal edin ve secdede onu daha yoğun yaşamaya çalışın…
SALAVAT OKURKEN, “O RASULÜNÜ TANIMASAYDIM HALİM NE OLURDU?” DİYE DÜŞÜNMELİ
Salâvat da çok önemli bir duadır. Uygun zamanlarımızda kelime-i tevhid gibi onu da bir tur yani yüz adet okuyabilirsiniz. Ancak o okumalarımızda, yani salâvatımızda hayatta yaptığımız bir şeyi yapmaya çalışmalıyız. Bize çok iyiliği dokunmuş biriyle karşılaştığımız zaman hemen onun o iyiliğini hatırlar ve ona bir anda çok candan bakar, hayr duada bulunur, ona duacı oluruz değil mi? Hatta ona bir vesileyle o iyiliğini hatırlatır “Allah senden razı olsun” deriz ve bunu çok gönülden deriz. Mesela birimizin çok önemli bir operasyon geçirdiğini düşünelim. Operasyondan sonra ona “şu doktor olmasaydı seni kurtaramazdık” dediler. O artık, bu doktor bana Allah’ın izniyle hayat verdi, yeniden can verdi diye düşünür ve belki de özel hayatını hiç bilmediği, tanımadığı o doktora çok dua eder, hiç tanımadığı o doktor zalim bile olsa, yanlış ve kötü huyları olan biri bile olsa onu gördüğü zaman “Allah senden razı olsun” der ve bunu çok candan söyler. Şimdi düşünün: Hiç mi, hiç mi bu örnekteki kadar önemi yok mu Rasulullah’ın? O’nu (SAV), bu kadar bile önemseyip düşünmeyelim mi? Hiç tanımadığımız birisine yaptığımız dua kadar da mı önem vermeyelim? Sonsuz hayatımızı düşündüğümüzde, o sonsuz hayatımız içerisinde Efendimizin yerini, önemini ah bir fark edebilsek… Ah! İnanın tanrıları sizi gördüğüm gibi gördükten sonra, size söylediğim o tanrıları hayatta böyle net gördükten sonra, hele bir de “ya ben bu tanrıları tanımadan gitseydim?” diye düşününce ödüm kopuyor! Ya, ben bu tanrıları bilmeseydim ve bir tanrı olarak kalsaydım? Ödüm kopuyor!!! Bana sonsuz hayatımla ilgili bu hakikatleri öğreten Rasulüm (SAV)’i nasıl hiç önemsemem? O’nu nasıl önemsemez insan? Böyle düşündüğünüzde, işte o zaman salâvat nasıl önemli, nasıl farklı bir duaya dönüşüyor, yaşayın lütfen. Bu şekilde düşünüp de “Allahümme; Allahım” diyorsunuz ya… Ciğerden “Allahım” diyen bir Allahümme ile salâvat okuyorsunuz ya, o salavatı anlatabilmek mümkün olur mu acaba? Allahım, işte o Rasulüne salât eyle, Allahım O’na, O neye layıksa onu lütfediver: Cezallahu anna seyyidena Muhammeden ma Huve ehlüh: Allahım O’nu layık olduğu şekilde mükâfatlandır (cezalandır). CEZA kelimesi Türkçedeki gibi değildir. Kişi neye layıksa onun verilmesidir ceza. Bu yüzden Allah’a böyle sesleniyoruz: Allahım, Rasulünü biz hakkıyla kavrayamıyoruz, O’nun, kıymetini sen takdir edip de ikramda bulun… Onu (SAV) ben anlayamam, kavrayamam. Sen O’na değeri neyse onu ver Allahım.” Böyle yakaran halle bir salâvat öyle önemlidir ki… “Cezallahu anna seyyidena Muhammeden ma Huve ehlüh” salatının anlamı budur ve bu salavat çok müthiştir. “Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed” diyerek de salâvat okumak çok makuldür, elbette. Zamanınız olduğunda İKİZ SALAVATları yani “Salli-Barik” salâvatlarını yapmak da çok güzel olur inşaAllah. Demek ki, Efendimiz (SAV)’e salâvat okurken en azından şöyle bir düşünceyle olmak gerekiyor: “Ey Allahım, o Rasulünü tanımasaydım halim ne olurdu? Bana merhamet etmişsin, O’nu biliyorum, tanıyorum, o yolda gayretteyim elhamdülillah. Bunun şükründen acizim, ilminin adedince şükrediyorum ya rabbi.” İşte bu duygu ve bu sevinçle salât-ü selam okumak önemlidir: Allahım işte O Rasule salât eyle, selam eyle…” Salâvatı inşaAllah bu hisle yapalım: Allahümme salli ala Muhammedin ve ala âli Muhammed…  Efendimiz (SAV)’i doğru anlayabilmemize vesile olanları da aynı şekilde duayla anmak çok önemlidir, güzel olur inşaAllah.
İHLÂS SURESİ’Nİ OKURKEN BİR TEFEKKÜR
ZİKRULLAHI DA YAPMIŞ OLURSUNUZ
İhlâs Suresi okumak bir başka önemli zikirdir ve gün içinde onu da yapabilmeyi önemsemek ve yapabiliyorsak en az yüz adet okuma güzel olur. İhlâs okurken hızlıca şöyle düşünebilirsek aynı zamanda bir TEFEKKÜR ZİKRULLAH’ı yapmış oluruz: “Kul HUv Allahu Ehad, Allahus Samed” derken o cümleyi, oradaki manayı duyan gibi düşünün kendinizi. Size “Allah Ehad’dır Samed’dir” denildi ve siz kesret âlemine gelmeden bu gerçeği duydunuz; bildiniz: Allah Ehad’dır Samed’dir. Ehad ve Samed’den gelirken bildiğiniz bu: Allah Ehad’dır Samed’dir! “Lem yelid ve lem yûled” derken artık kesret âlemindesiniz, dünyadasınız. Burada doğma ve doğurulma var. Ama siz daha önceki bilginiz nedeniyle hemen “Lem yelid ve lem yûled” dediniz: Allah bunlardan müstağnidir, beridir; doğmamıştır, doğurulmamıştır. Dünyaya baktınız, doğma ve doğurulma var, “lem yelid ve lem yûled” diyerek Allah’ı SÜBHAN yaptınız ve tanıma çalışmalarına başladınız. Bu çalışmalar sırasında bir gerçeği tespit ettiniz, çokluk âleminde yaşarken çalışmalarınızla bu gerçeği tespit ettiniz: Ve lem yekün leHU küfüven ehad. Tespitiniz artık bu, bu gerçeğe ulaştınız. Ehad ve Samed’den o bilgiyle geldiniz, kendinizi çokluk âleminde bulur bulmaz; “Lem yelid ve lem yûled” diyerek bir itirafta bulundunuz; Allah Sübhanallah’tır dediniz ve hakikat için çalışmaya başladınız, çalıştınız, çalıştınız, sonunda tespit ettiniz ki; ve lem yekûn leHU küfüven ehad. Yani tekrar Ehad’a ulaştınız. Ehad’dan geldiniz, tespitinizle Ehad’a gittiniz: İhlâs Suresi böyle bir döngüdür aslında… Tüm hayatı, hayatın tümünü içeren böyle bir döngüdür. İhlâs Suresi’ni okurken bu tefekkürü çok hızlıca düşünebilirseniz, bir Tefekkür Zikrullahı da yapmış olursunuz ki çok makbuldür inşaAllah. Başlarken okuyacağınız “euzü besmele” yeterli olur, her İhlâs için ayrıca “Besmele” gerekmez. Euzü Billahi mineş şeytanir racim, Bismillahi’r Rahmani’r Rahim. “Kul HUv Allahu Ehad, Allahus Samed, Lem yelid ve lem yûled, Ve lem yekun leHU küfüven ehad….”
HEP BİRLİKTE DUADA BULUNALIM
Haftanın son paylaşımını bir tövbe ve dua ile tamamlayalım mı inşaAllah?
Euzübillahi mineş şeytanir racim, Bismillahi’r Rahmani’r Rahim. “Kul HUv Allahu Ehad, Allahus Samed, Lem yelid ve lem yûled, Ve lem yekun leHU küfüven ehad.” Bismillahi’r Rahmani’r Rahim. “Kul HUv Allahu Ehad, Allahus Samed, Lem yelid ve lem yûled, Ve lem yekun leHU küfüven ehad.” Bismillahi’r Rahmani’r Rahim. “Kul HUv Allahu Ehad, Allahus Samed, Lem yelid ve lem yûled, Ve lem yekun leHU küfüven ehad.” Sadakallahul azim. “Sübhane Rabbike Rabbil Izzeti amma yasifun ve Selamün alel Mürseliyn, velHamdü Lillahi Rabbil alemiyn.” Âmin.
Allahım, öncelikle Rasulullah, Nebiullah, Habibullah, Keremullâh Efendimiz Muhammed Mustafa aleyhissalatü vesselam’ın Güzel, Temiz, Latif Ruh-u Şerifleri için ve O’nun muhterem eşleri ve yavrularının ruhları için; Allahım, gelmiş olan tüm Nebi ve Rasul Efendilerimiz (SAV)’in ruhları için; Allahım, Halife Efendilerimiz Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali radıyallahu anhum’un ruhları ve onların eşleri ve yavrularının ruhları için; Allahım, Sahabe Efendilerimizin ruhları ve eşleri ve yavrularının ruhları için; ey Allahım indinde makbul kullarının ruhları için; ve yalnızca Senin rızanı umarak bir araya gelen bizlerin senin rahmetine kavuşmuş olan yakınlarının ruhları için, Ve Allahım rahmetine kavuşan bütün müslüman mümin din kardeşlerimizin ruhları için;
Allahım, onların günahlarını bağışlayıver, onlara merhametinle muamele ediver, azaplarını yok eyleyiver, onların mekânlarını cennet eyleyiver ya Rabbi. Ey Allahım, müslüman mü’min din kardeşlerimizin hastalarına acil şifa, borçlularına acil eda, dertlilerine acil deva, yolcularına hayrlısıyla, lütfunla, kolaylıkla acil selamet nasib eyleyiver. Ey Allahım, müslüman mü’min din kardeşlerimize sağlık, sıhhat, afiyet lütfeyleyiver; Allahım, bizlere, ailelerimize, yavrularımıza, din kardeşlerimize merhametle muamele ediver, bizlere merhamet ediver, bağışlayıver ya Rabbi. Ve Allahım, yalnızca RIZAN için El-FATİHA.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti