TOPLUMSAL DAYANIŞMA

Günümüzde insanlar giderek yalnızlaşmaktadır. Eski geniş aileler yerini “çekirdek ailelere” bırakmakta bu ailelerde çocukların evi terk etmesi ile iyice güdükleşmektedir. Giderek modernleşen dünyada insanlar bir o kadar da yalnızlaşmaktadır. Sonra da hayat çekilmez gibi algılanıyor.
İnsan insana muhtaçtır. Hayat şartlarının zorlaştığı, acımasızlaştığı, rekabetin arttığı ortamda aile ve dost dayanışması daha da önemlidir.
Türk kültüründe de var olan 3-4 neslin bir arada yaşadığı geniş aile yapısının hem yaşlılar, hem de gençlerin ruh ve beden sağlığı için çok faydalıdır. Böyle toplumlarda uzun ve sağlıklı yaşamın yanı sıra “ depresyon “ diye bir maraza olmuyor.
Dini İnanç , aynı zamanda toplumsal dayanışmayı gerektirir. Bu duygular, insanlara güven duygusu vermekte, kendilerini huzurlu hissetmelerine yol açmakta, bu yolla stresi azalttığı ve kronik hastalıkları engellediği biliniyor.
Yine toplumsal dayanışmanın güçlü olduğu toplumlarda insanlar içki, sigara gibi zehirlerden uzak duruyor, gösteriş ve aşırılıktan sakınıyor, doğal gıdalarla besleniyor ve sağlıklı yaşamanın yollarını buluyorlar.
Büyüklerimizi sayalım, bereket büyüklerle beraber olmadadır.
Özellikle orta yaşlarda insanların aile, dostluk, toplumsal dayanışma ve bir şeye ait olma ihtiyacı artmaktadır. İlişkilerin gözden geçirilmesi, onarılması ve güçlendirilmesi acil olup, ilerideki mutluluğun temellini atmak için gereklidir.
Değerli dostlar; Millet olarak toplumsal dayanışmayı sağlayamazsak huzur, dirlik, birlik, dirlikten mahrum kalırız. Sosyal sorumluluk projeleri,hak hukuk anlayışı, eğitim, kültür faaliyetleri ile toplumsal dayanışmayı başarmak zorundayız. Her taraftan yapılan saldırılara karşı Millet mücadelemizi güçlendirelim. Toplumsal dayanışma, sağlıktır, huzurdur, güvendir, yükselmektir.
Bunun için dostluğa sahip çıkalım. Eften, püften şeyler için dostluklarımızı bozmayalım. Çünkü bize bizden fayda var.