TÜRK DESTANLARI

Geçen ki yazımızda Türk Mitolojisinin destanlardan oluştuğunu belirtmiştik.
Destanlar, ilk sanat eserleri arasındadır. Ferdi eserler değildir. Konularını, kahramanlarını, maceralarını milletin ortak hayali belirler.
Destanlar, bir milletin geçmişteki kadim varlığını ve geleceğini aydınlatmak için kültürel birikimlerdir. Dünyanın en eski milletlerinden olması ve muhteşem bir geçmişin sahibi olan Türkler, destanlar bakımından çok zengindir.
Her milletin belki bir destanı varken, Türkler birçok destanla bütün milletlerin başındadır.
Türk destanları, halk dilinde asırlarca yaşadıktan sonra yazıya geçirilmiş, duygu, görgü, hayal ve hatıralarla zenginleşir.
Türk destanları, Türk tarihinin ilk devirlerini hikaye eden eserlerdir.
Türk destanlarını İslamiyet öncesi ve İslamiyet sonrası diye iki bölümde toplamak mümkündür.
İslamiyet öncesi Türk destanları; Yaradılış destanı, Oğuz Kağan destanı, Atilla destanı, Bozkurt ve Ergenekon destanları, Türeyiş ve Göç destanları, Alp Er Tunga Destanı, Şu destanlarıdır.
İslamiyet’ten sonraki Türk destanları; Saltuk Buğra Han destanı, Manas destanı, Edigey destanı, Battal Gazi destanı, Danişmend Gazi destanı, Köroğlu destanı, Dede Korkut destanlarıdır.
Dünyada bu kadar destanı olan Türklerden başka millet yoktur. Tarihi geçmişi, kahramanları, heyecanları, yaşanmışlıkları ve gelecekle ilgili hedefleri büyük olan başka millet de yoktur.
Değerli dostlar; İmkan olsa da bu destanların ayrıntılarını da bu köşede paylaşabilsek. En azından Türklük şuuruna katkı sağlayacak önde gelenlerini yazabilirsek iyi olur.
Gençlerimizi bilgilendirme adına da olsa bu konuları paylaşmamız faydalı olabilir.
Aziz Türk Milleti büyük millettir. Onur ve gurur duyuyoruz.
“Ne Mutlu TÜRKÜM Diyene.”