Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Vekil Cumhuriyeti – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 31 Ekim 2011 Pazartesi 02:00:00
  Artık hemen herkesin dilinde ciddi bir milat olarak kullanılıyor 2002 yılı. En tarafsız olması gereken bürokrat ve devlet adamlarından, en keskin muhalif-lere kadar, her dönemin adamı olanlardan, şimdiki iktidar partisinin kuruluşundan şimdiye kadar haya-tını ortaya koyanlara kadar geniş bir yelpaze, siyasi olarak 3 Kasım 2002’nin bir dönüm noktası olduğunda hemfikir. Ki bu hemfikirlik, siyasi olarak son dönemde pek rastlamadığımız kadar net.
Milletvekillerinin rahatı, lüks hayatı hep gündemde olmuştur, fakat 2002’den bu yana milletvekilleriyle birlikte “vekiller” de gündemimize girdi.
Siyasal iktidar, pek çok kişiyi asaleten atamak istedi, ancak atama kararları ya dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ya da yüksek yargı tarafından durduruldu. Bu sefer, atanması istenenler “vekaleten” atandı. Vekaleten atanan kişiler, asaleten atananların yetkisiyle aynı yetkilere sahip oldu, üstelik yüksek yardı ya da Cumhurbaşkanlığı makamı da bu vekaletlere müdahale etmedi. Şu anda Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Devlet Denetleme Kurulu’nun Başkanı olan Cemal Boyalı’nın, Maliye Teftiş Kurulu Başkanlığı’na asaleten atanmasının dönemin Cumhurbaşkanı Sezer tarafından onaylanmaması da ilginç bir “tevafuk” olsa gerek. Cumhurbaşkanı’nın asaleten atanmasına çeşitli saiklerle karşı çıktığı kişi, şimdi Cumhurbaşkanlığı’na bağlı en yetkili kurumun başında.
Tabii söz tevafuktan açılmışken, zaman zaman arkadaşlarımla paylaştığım bir olayı da aktarmak isterim. Tuncay Özkan, Kanal D’nin Genel Yayın Yönetmeni iken, ülkenin çeşitli yerlerinde “F Tipi Hücre’ye Hayır” kampanyaları düzenleniyor. Özkan, bu kampanyada öne sürülen tezleri çürütmek için bir F Tipi Hücre’ye giriyor. Alıyor eline mikrofonu kendini duvardan duvara atıyor. Ve diyor ki “F tipi çok güvenli… Tecrit mecrit yok…” Bu yayından yaklaşık 9 sene sonra Tuncay Özkan, Cumhuriyet Mitingleri’ne katılmaktan başka bir ithamla karşılaşmamasına rağmen tutuklanıyor. Ve F Tipi’ne konuyor. Tevafuk işte…
Konumuz tevafuk değil tabii ki. Konumuz vekalet.
2002’den itibaren tam anlamıyla “vekil” süreci başladı. Öyle ki dönemin Cumhurbaşkanı Sezer’den ve yüksek yargıdan şikayet eden siyasal iktidar, Sezer Cumhurbaşkanlığı’nı bırakalı 4 yıl olmasına rağmen, yüksek yargı ile ilgili kendi lehinde düzenleme yapılmasına rağmen, daire müdürlerini “vekaleten” atamada bir beis görmüyor.
Afyonkarahisar’daki Cumhuriyet Bayramı tebrik kabulünde “asaleten” bulunan herkese teşekkür ede-riz. Anca yıllık izini kullanan il yöneticileri, şehir dışındaki programlara katılan diğer yöneticiler dışında kutlamaya katılan daire müdürlerinin bir kısmı “vekaleten” oradaydı. Çünkü henüz kendilerine, müdürlük veya yöneticilikle ilgili asaleten bir kadro açılmamıştı.
Türkiye, 2002’den bu yana müdürlüklerin, başkanlıkların vekaleten yürütülmesinin yanı sıra milletvekili maaşlarıyla milletin maaşı arasındaki dengesizlik nedeniyle de tartışmalar yaşıyor. Milletvekilleri, son dönemde 10 bin lirayı aşkın maaşı, 2 yıl devamsızlık yapmaması halinde emeklilik hakkı, şoför tahsisi, Meclis Lokantası’nda “sudan ucuz” yemeklerle, hesabı-kitabı belli olmayan harcırahlarla gündeme gelirken, millet ise 10 ay sigortalı, 2 ay sigortasız, 600 küsur asgari ücretle, 65 yaşında kazanacağı emeklilik hakkıyla, atanamamasıyla, üşümesiyle, torpil bulamamasıyla gündeme geliyor.
Torpil demişken, bir arkadaşımız milletvekilinin tanımını yaptı bana, çok beğendim. Diyor ki arkadaşımız:
“Günümüzde milletvekili, milletin temsilcisi olmaktan çıktı. Devletle millet arasında bir köprü kuran, aynı zamanda torpil işlerine yarayan bir kişi haline geldi milletvekili.”
Ve ne yazık ki bu tanımda geçen torpil eylemine iktidar partisi dışında anamuhalefet ve muhalefet partileri de katılıyor.
Kısacası, 2002’den beri Türkiye’deki yönetim sistemi, “Vekil Cumhuriyeti” hâline geldi. Yöneticiler vekil, aracılar milletvekili, kutlamalar da vekaleten…
Giresun Valisi, Afyon’u duymasın
Bu yazıyı yazarken Giresun’da meydana gelen ilginç bir olayı öğrendim haberlerden. Bakın Giresun’da ne olmuş, Doğan Haber Ajansı’nın konuyla ilgili haberini aktarıyorum:
“Giresun Valisi Dursun Ali Şahin, bazı daire müdürlerinin Cumhuriyet Bayramı tebrik kabul törenine katılmayarak yardımcılarını göndermesine tepki gösterdi. Tebrik kabul törenin ardından gazetecilere konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Şahin, şunları söyledi: ‘Müdür varken müdür vekili programa mı katılırmış? Öyle şey mi olur? 100’e yakın kişinin katılması gerekirken 50-60 kişi katıldı. Bu da beni açıkçası üzdü. Böyle bir günde birlik beraberlik olması gerekirken, adam evinde uyuyacak, başyardımcısını gönderecek. Öyle yağma mı olur? Derhal işlem yapacağım. Bugün de tebrikata gelmez mi adam? Çelenk koymak ve tebrikat bayrama olan saygının göstergesidir. Soruşturmayla bunların gerekçesini öğreneceğiz.’”
Sayın Şahin, umarım Afyonkarahisar’ı ziyarete gelmez. Yoksa “soruşturmanın başkenti” de oluveririz.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER