Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ramazan Balkan

YAHUDİLER NEDEN SEVİLMEZ? – Kocatepe Gazetesi

Ramazan Balkan 20 Kasım 2011 Pazar 02:00:00
  Yahudiler halkımız tarafından sevilmeyen bir topluluktur. Yahudi denilince aklımıza; pis, sahtekâr, hilebaz, para düşkünü insan tipi gelir. “Kan emen tefeci Yahudi” veya “Sapık fikirli Yahudi” algısı hepimizin belleğinde yer etmiştir. Bu algılar sadece bize ait değildir, hemen bütün dünyada Yahudiler hakkında böyle genelleme vardır.
Yahudiler neden sevilmez? Neden tüm dünyada horlanan bir topluluktur? Bu horlanmanın tarihsel kökenleri nedir? Hemen belirtelim ki; bu sorularımızın cevabı Yahudi tarihinde gizlidir. Yahudi toplumunun tarihsel geçmişi bilinmeden bu sorulara doğru cevap verilemez. Yine Yahudi tarihine başlarken önce şu saptamayı yapmakta fayda vardır: Bizim “Peygamberler Tarihi” diye bildiğimiz tarih aslında bir Yahudi tarihidir. Kur’an-ı Kerim’de geçen peygamberlerin çoğu Yahudiler arasından çıkmıştır.
Yahudilerin tarihteki ilk vatanı yukarı Mezopotamya olarak bilinen bugünkü; Urfa, Mardin ve Diyarbakır civarıdır. Bu civarda bulunan; Hz. İbrahim, Hz Eyüp, Hz İdris, Hz Yakup, Hz Zülkifl, Hz Elyassa gibi peygamber makamları, Yahudiler yukarı Mezopotamya’da iken onlar arasından çıkan peygamberlere aittir. Bu peygamberlerden en bilineni Hz İbrahim olup kendisini Allah yerine koyan Nemrut’la mücadelesi hafızamızda geniş yer etmiştir. Yine Yahudi tarih geleneğine göre onların yukarı Mezopotamya’da yaşadıkları bu dönem “Nebiler Dönemi” olarak adlandırılır.
Hz İbrahim döneminde Yahudiler yukarı Mezopotamya’dan Filistin’e göç ettiler. Hz Yusuf zamanında ise Mısır’a gittiler. Yusuf Peygamberin Firavunun teveccühünü kazanması üzerine aşağı Mısır’ın verimli topraklarına yerleşerek birkaç yüzyıl rahat yaşadılar. Mısır’da Yahudilere zulüm başlayınca Hz Musa döneminde Mısır’dan ayrılarak Sina Yarımadası’na geçtiler. Burada Musa Peygamber, Tur Dağı’na çıkarak Allah ile konuştu ve “On Emir” olarak bilinen kutsal metinleri aldı.
Tarihsel süreçte Yahudilerin yukarı Mezopotamya’dan Filistin’e göç ve oradan da Mısır’a geçme ve Musa Peygamber döneminde Mısır’dan ayrılarak Sina’ya gelme olayları pek tarihlenememektedir. Sina Yarımadası’na gelen Yahudilerin buradan ayrılarak takriben MÖ 1200 yıllarında tekrar Filistin’e göç ettikleri anlaşılmaktadır. Çünkü Filistin’de MÖ 1044 yılında Yahudiler tarafından “İbrani Krallığı” kurulmuştur. Hz Davut döneminde (MÖ 1029-974) bu krallık en güçlü dönemine geçmiş ve Kudüs başkent olmak üzere tüm Filistin bölgesine hâkim olmuştur. İbrani Krallığı zirve dönemini Hz Süleyman döneminde (MÖ 973-933) yaşamıştır. Bu dönemde Kudüs’te ünlü “Süleyman Tapınağı” yapılmış, içinde “On Emir” bulunan “Kutsal Sandık” bu tapınağa konulmuştur.
Hz Süleyman’dan sonra İbrani Krallığı MÖ 925 yılında “İsrail” ve “Yahudi” olarak ikiye ayrıldı. Asur Kralı II. Sargon MÖ 721 yılında İsrail Devleti’ne son verdi. Kral Sargon tarihteki ilk Yahudi katliamlarından birisini yapmıştır. Babil Kralı Nabukadnezar ise MÖ 587 Yahudi Devleti’ne son verirken Yahudileri de Babil’e sürgün etti. Babil sürgünü, Yahudi tarihinde geniş yer tutar ve bu sürgünde gelen Danyal Peygamber efsanesiyle birlikte anılır.
Pers Krallığı’nın MÖ 539 yılında Babil Krallığına son vermesiyle Yahudiler Babil sürgününden kurtulup tekrar Filistin’e göç ettiler. Bundan sonra Filistin’de sırasıyla; Pers, İskender ve Roma İmparatorluklarına bağlı olarak yaşadılar. Bu dönemde Yahudilere Zekeriya, Harun ve Yahya gibi peygamberler gönderildi.
Yazımıza başlarken; Yahudilerin neden sevilmez? sorusunun cevabının Yahudi tarihinde gizli olduğunu belirtmiştik. İlkçağda kendilerine peygamber gelen ve tek tanrılı dine inanan tek topluluk Yahudilerdir. İlkçağda tüm toplumların putperest ve çok tanrılı inanca sahip olduğu bir dönemde onların tek tanrılı dine inanmaları ve putperestliği reddetmeleri tüm toplumların öfkesini çekmiştir. Nitekim kendilerini Allah yerine koyan ilkçağın Tanrı-Kralları; Nemrut ile Hz İbrahim, Firavun ile Hz Musa ve Nabukadnezar ile Danyal Peygamber kıssaları kutsal kitaplarda yer alır.
Asur, Babil, Mısır ve Roma gibi toplulukların Yahudilere duyduğu öfkenin temelinde işte bu tarihsel olgu yatar. Keza Tanrı-Kral addedilen Roma imparatorlarına tapınmayı reddeden Yahudilerin bu tavırları onları için kötü bir dönemin başlangıcı olmuştur. Bir bakıma bugüne kadar gelen tüm Dünya’daki Yahudi düşmanlığının ilk temelleri de bu mücadelelerde atılmıştır.
Yahudilerin ilkçağdaki son felaketi Hz İsa’nın gönderilmesiyle başlamıştır. Hz İsa, Roma döneminde dünyaya gelmiş Yahudi peygamberidir. Ancak Yahudiler Hz İsa’nın getirdiği inançları kabul etmedikleri gibi O’nu Romalılara şikâyet ettiler. Neticede Hz İsa, Yahudi isyanında tarihi metinlerde geçtiği şekliyle çarmıha gerilmiştir. Romalı komutan Titus MS 70 yılında Kudüs’ü yağmalayarak son büyük Yahudi sürgününü yapmıştır. Bu işgal sırasında Yahudilerin ünlü Süleyman Tapınağı yıkılmış ve bir duvarı sağlam bırakılmıştır ki, bugün ona “Ağlama Duvarı” denilmektedir. Yine Süleyman Tapınağı’nda korunan ve içinde On Emir bulunan Kutsal Sandık kaybolmuştur.
Az önce; Yahudilerin ilkçağdaki son felaketi İsa Peygamberin gönderilmesiyle başladı, demiştik. Hz İsa’nın öğretileri Yahudiler arasında kabul görmedi ama bu öğretiler Romalı köylüler, fakirler ve dilenciler arasında hızla yayıldı. Hıristiyanlık geniş kitlelere ulaşınca MS 303 yılında Roma İmparatoru Diocletianus bu dini resmen yasaklayarak Hıristiyan katliamları furyası başlattı. Bu katliamlar başarılı olmak bir yana yeni dine ilgiyi daha da artırdı. Neticede Constantinos tarafından MS 313’te yayınlanan Milano Fermanı ile Hıristiyanlık serbest bırakıldı. Gratianus’un MS 380’de çıkardığı Selanik Fermanı ile de Roma resmen Hıristiyanlığı kabul etti.
Romalı komutan Titus ise MS 70 yılında Filistin’den son büyük Yahudi sürgününü yapmıştı. Bu sürgünde Avrupa’ya göç eden Yahudiler Hıristiyanlığın Avrupa’da geniş kitlelere ulaşmasıyla birlikte bu defa; “Hz İsa’nın çarmıha gerilmesinden dolayı kollektif suçlu kabul edilerek” tüm Hıristiyanların öfkesini üzerlerine çektiler. Örneğin Hz İsa’nın yaşadığı kutsal yerleri Müslümanlardan almak için 1096’da ilk haçlı seferi düzenlenirken bu seferden önce Hz İsa’nın zulme uğramasında suçlu kabul edilen Fransa, Almanya ve Çekoslovakya Yahudileri kılıçtan geçirilmiştir. Yine III. Haçlı Seferi başlarken 1190’da İngiltere Yahudileri kılıçtan geçirildi. Öyle ki, diğer haçlı seferlerine başlarken önce Avrupa’nın çeşitli bölgelerindeki Yahudileri kılıçtan geçirmek adet haline geldi.
Özetlemek gerekirse Yahudi antipatisinin ikinci sebebi; Yahudilerle Hz İsa arasında yaşanan bu tarihsel süreçtir. Nitekim “İsa’nın Son Altı Günü” filmi bu tarihsel anıları yeniden canlandırdığından Yahudilerin engellemeleriyle karşılaşmıştır.
Yahudi düşmanlığının temelinde yatan son bir sebep ise; Yahudiler kendilerini “Üstün Irk” veya Allah tarafından Dünya’yı yönetmek üzere tayin edilen “Seçilmiş Halk” olarak görmeleridir. Bu düşünce ise Yahudi inancına göre Allah’ın Yahudilere kendi dilleri ve kendi alfabeleri ile On Emir metinlerini indirmesinden kaynaklanmaktadır. Çünkü Hz Musa’ya Tur Dağı’nda bildirilen On Emir; İbrani alfabesi ve İbranice olarak tebliğ edilmiştir. Yahudilere göre kendileri “Seçilmiş Halk” olduğundan Allah onlara kendi dilleriyle hitap etmiş ve kendi alfabeleriyle tebliğde bulunmuştur. Bugün tüm dünyada Latin alfabesi kullanılırken İsrail Devleti’nin eski İbrani alfabesini kullanmasında ve yine eski İbraniceyi tekrar diriltmesinde bu düşünce etkendir. Tabii onların bu ırkçı tutumları diğer toplumların öfkesini üzerlerine çekmiştir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti