Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet Şenkaya

DONANIMLA KİMLİK KAZANMA – Kocatepe Gazetesi

Mehmet Şenkaya 11 Mayıs 2012 Cuma 03:00:00
  Bir ülkenin evrendeki yeri, ya da bir şehrin yurt üzerindeki yeri, iklimi, bitki örtüsü, dağları, ovaları, gölleri, akarsuları, doğası, ekonomisi, geçim kaynakları bulunulan yerin zenginliğinin ifadesidir.
Çevremize bakarsak; Park, Bağ, Bahçe, Tarla, Çim ekilen, Piknik yapılan yeşil alan kullanım şekli ve amacı bakımından başka bir özellik taşır.
Doğayı yaratan o kadar dengeli yaratmış ki; çevreyi donatırken her şeye farklı bir başkalık ve güzellik vermiş. Bitkiler, ağaçlar, çiçekler; çeşitleriyle, renkleriyle, kokularıyla şekilleriyle, büyüklük ve küçüklükleriyle enstrümanını tamamlamış harika bir kompozisyon oluşturmuştur. Her şey kendine göre güzel.
Bu topraklar üzerinde yaşayan insanların fizik yapıları, duyguları, düşünceleri, sesleri, renkleri estetik özellikleri, becerileri, yaptıkları işleri büyük anlam ve önem taşır. “İnsanlar: Giyinişleriyle kabul; fikirleriyle takdir edilirler.” Başka bir değişle iyi bir elbise güzel bir tavsiye mektubudur.
Erkeği erkek, kadını kadın gösteren kıyafetidir. Askerin, polisin, zabıtanın, doktorun, hemşirenin göstergesi kıyafetidir. Elbise insanın donanımıdır. Giysisiz insan olmaz. Donanım insanın kimliğini tamamlar.
Kadının eteği, mantosu, ayakkabısı, eşarbı onu erkekten ayırır; erkeğin şapkası, ayakkabısı, ceketi, paltosu, pantolonu, gömleği hatta iç çamaşırı tamamen farklıdır. Toprağın da bir örtüsü ve kimliği var.
Atalarımız: “Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.” Demiş. Afyonkarahisar’ın meşhur “Keltepe”si adını değiştirmiş; yeni kimliği “Zafer Ormanı” olmuş. Ağaçlarla donatılmış. Şehrin bağrında; Yeşilliğiyle, suyu, manzarasıyla görülmeye değer tam bir piknik alanına dönüşmüş. Sebep olanlardan Allah razı olsun.
Babam rahmetli, Taşpınar çeşmesi üstünde bağımız olduğunu söylerdi. Tabi bakılmaya bakılmaya buralar dağ halini almıştı. Pek eskiye aklım ermez ama; Çocukluğumda Bayraktepe mevkiinde bir bağımız olduğunu bilirim.
Yeşili, çiçeği, tabiatı, bağı, bahçeyi, küçüklüğümden beri çok sevdiğim için; vaktimi her zaman böyle temiz yerlerde geçirmek isterim.
Oturduğumuz apartmanın, araba konan bir arsası var. Kenarlara el ayak değmiyor, boş duran topraklarda yabani otlar yetişiyor. Zamanı gelince kuruyup geçiyor.
Burayı temizledim. Asma getirdim. 3’er adet de dut ve İğde fidanı buldum. Asma daha önce dikildiği için sulandı, çok daha güzel büyüdü; çevreye kollar açarak yeşillikler saçtı.
İkinci yıl ilkbaharda boğazını açtım, budadım. Daha da gümrahlaştı. Sonraki yıllarda elim değmeden; başkaları tarafından bakıldığını, budandığını görmek beni memnun etti. Diktiğim fidanların da boğazını açanlar olduğunu anlayınca, sevincim bir kat daha arttı. Mutlu oldum. Demek ki topluma mal olmuş.
Halkımız, keşke her güzel şeye sahip çıkıp, böyle duyarlı olabilse. Bitki, ağaç, çiçek, toprağın mütemmim cüz’i (ayrılmaz parçası) toprak bu donanımlarıyla daha güzel.
İnsan kendini, yaşadığı çevreyi unutmamalı. Allah verdiği nimetleri kulunun üstünde görmek ister. Bize verilen nimetlerin kıymeti bilinmiyorsa suç kimin, günah kimin?
“Cep delik / Cepken delik / Kol delik / Mintan delik” Züğürtlük belirtisi.
Demek ki; Un var, su var, şeker var, helva yapacak beceri gösterilmiyor. Ağaç var, tohum var, ekilecek, dikilecek alan var da yeri doldurulamıyorsa neye yarar.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti