Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

Edep; Ya Hu -286- İSLAM’A AÇILAN SADR

“Rasûlüm, belki de sen, “O’na bir hazine inzal edilseydi yahut beraberinde bir melek gelseydi ya” demelerinden ötürü, sana vahy olunanın bazısını terk edecek ve sadrın onunla daralacak mı? Sen ancak bir uyarıcısın, Allah her şeye Vekiyl’dir.” (Hud 12)
Bu ayetin ve her bir ayetin güzel hikâyeleri var ama konu genişler diye biz bize lazım olan yerleri üzerinde duruyoruz.
“Andolsun ki, onların söyledikleri dolayısıyla senin sadrının daraldığını elbette biliyoruz.” (Hicr 97)
Sadrın açılması, genişlemesi üç aşamalıdır demiştik. Birinci aşama, En’am 125. ayetten öğrenmiştik ki, kulun sadrının İslam’a açılmasıdır. Allah bir kulun İslam’ı anlaması ve yaşamasını, yani onun hidayetini dilerse onun sadrını İslam’a açar. Demek ki birinci aşama, kişinin sadrının İslam’a karşı açılması. Sadr açılmasının bu ilk aşamasında bir de daralma var, bu kişinin sadrı küfre karşı daralır. İslam’a açılma ile birlikte küfre karşı bir daralma başladı. Hz. Musa (AS)’la ilgili bazı ayetlerde bunu görürüz:
Şuara-12, 13: “Musa dedi ki; Rabbim muhakkak ki ben, beni yalanlamalarından korkuyorum. Sadrım daralıyor, dilim çözülmüyor, bunun için Harun’a irsal et (görevi kardeşime ver).”
“Başaramayacağım herhalde” diyerek kardeşini öneriyor. Ama ayetin devamında Rabbi; merak etmemesini, Rabbine güvenmesini vahy ediyor ve ikisini birden görevlendiriyor. Hani birisi “görevi bana değil şuna ver” der de ona “hadi ikiniz yapın” denir ya, onun gibi. Ve bunlardan sonra Tâhâ Sûresi’nde Hz. Musa (AS) Efendimizin bir duası vardır: “Kale: Rabbi’şrahlî sadriy ve yessirlî emriy, vahlül ukdeten min lisaniy, yefkahu kavliy.” (Taha 25-28)
Bu duanın “Rabbi’şrahlî sadriy ve yessirlî emriy” kısmını sık yaparız, kalb duamızda da yer alıyor: Rabbim, sen benim sadrımı açıp genişlet ve işimi kolay eyle. Dikkat ettiyseniz Hz. Musa (AS) “sadrımı İslam’a aç” demiyor, talebi o değil; zaten o yolda, sadrı İslam’a zaten açık. Bu duası, birinci aşamayı yaşayanın istediği ikinci aşama duasıdır. Bunlar karıştırılırsa olaylar anlaşılmaz. Bu dua birinci aşamadan sonrasının duasıdır. Onun sadrı Risalet ve Nübüvvet görevi kendisine gelirken zaten açılmış. Ama şimdi Musa (AS) küfre karşı daralıyor ve diyor ki; Rabbim sadrımı açıp genişlet, işimi bana kolaylaştır, lisanımdan düğümü çöz, rahat konuşayım, sözümü anlasınlar, lisanıma derinlik ver, sözlerime tesir ver de söylediğimde tesir etsin.
Hz. Musa bir seslenişinde de Yunus Sûresi 88. ayette bildirilen duayı ediyor ve bu duası da kabul oluyor: “Musa dedi ki; Rabbimiz muhakkak ki sen firavun ve melesine dünya hayatında ziynet ve mallar verdin. Rabbimiz yolundan saptırsınlar diye mi? Rabbimiz onların mallarını sil, kalplerini sık. Çünkü onlar elim azabı görmedikçe iman etmezler.” (Yunus 88)
Burada kalbe şiddet uygulanması talebi var, Musa (AS) “Allahım onların kalbine şiddet uygula, kalplerini sık” diye dua ediyor. Sadrı o kadar daralmış ki “sil onları Allahım, sil de önümüz açılsın” diye yakarıyor. Demek ki ilk sadr açılmasından sonra sadr küfre karşı daralıyor. Bu çok normal bir süreç… Ancak bu durumdaki kul ne yapmalı, ne yapmalıyız? Sadr daraldı diye hücum mu etmeliyiz? Bunu Kur’an bize öğütler ve öğretir.
Zuhruf Sûresi 88 ve 89: “Onun (Rasulün) sözü: Ya Rabbi, muhakkak ki bunlar iman etmeyen bir kavimdir. Rasulüm sen onlara aldırma, affet, geniş ol. Ve Selam de. Yakında bilecekler.”
“Saldır” demiyor, öyle bir öneri yok. O daralmayla mücadele edeceksin, daralmayı çözeceksin ama onu hücuma çevirmeyeceksin. Yoksa orada kalırsın, sınıfta kalırsın, ilerleyemezsin. Sadrının daralması, başkasına hücum ve rahatsızlığa dönüşemez. İşte Zuhruf-89: “Rasulüm, sen onlara aldırma. Affet, geniş ol ve “Selam” de. Yakında bilecekler.”
Casiye Sûresi 14: “İman edenlere de ki; Allah’ın (ceza) günlerini ummayanları örtüp bağışlasınlar ki Allah bir kavmi kazanmakta olduklarıyla cezalandırsın.”
Yani o iş sonraya kalsın. Dünya hayatında onlara sizden ceza çıkarmayayım, affedin onları. Hatta örtün bağışlayın. Ceza günü o kazandıklarıyla karşımıza gelirler.
Ne kazanıyorlarsa…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti