Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

Edep; Ya Hu -287- SENİ FERAHLATMADIK MI

Sadrın üç genişleme aşamasından ilki sadrın İslam’a açılmasıdır. Allah bir kulun İslam’ı anlamasını ve yaşamasını, yani onun hidayetini dilerse onun sadrını İslam’a açar. Hatırlarsanız bu kişinin sadrı İslam’a açılmış ama küfre daralmıştı.
İkinci aşamadaki sadr açılması, kadere imanın (“amentü bil kaderi” yaşantısının) hale dönüşmesi ve bu halin görülmesiyle başlar. Ve sırasıyla şu idraklar görülür. Bu aşamada da kişinin sadrı olaylara karşı daralır, ancak bu daralma şu idraklarla ilerler: Önce Rabbinden bilerek sadr/göğüs genişler. Daha ileri idrakta Rabbi bilir ve sadrı genişler. Daha ileri idrak İlla Billâh’tır; sadr yine genişler. İkinci aşama açılım denilen halin görülmesi sırasıyla; Rabbinden bilmek, Rabbi Bilmek ve İlla Billâh idraklarının vehimsel yaşantılarıdır; yani bunlar dünyadaki vehimsel yaşantılarıdır.
Sadrın açılmasının üçüncü aşaması; nefs-i levvame çalışmalarında hayratta öne geçmişlerin özellikle Hakk’tan halka döndüklerinde, Hakk idrak ve yaşantısıyla halk yaşantısının sadra sığdırılabilme özelliğini içerir. Bu çok özel bir aşamadır, özel bir haldir. Bizim sürdürebileceğimiz, sabit kalabileceğimiz hal ikinci aşamadır, mümkünse o aşamaya ulaşmaktır. Yakalamamız gereken hal inşaAllah nasib olur (âmin).
Bu üçüncü aşama çok özel bir haldir. Nefsi levvame yolunda hayratta öncü olmuş mukarrebûnun Hakk idrak ve yaşantısından halka döndüklerinde, yani halkın içinde halkla beraber yaşıyor, yiyor içiyor, konuşuyor ve onlara isimleriyle hitap ediyorken, sadıra Hakk idrak ve yaşantısıyla halk yaşantısını mücadelesiz, ikilemsiz sığdırabilmeleridir. Dikkat edin, “halk idrakını” değil. Bu sadr açılması, “Hakk idrak ve yaşantısı” ile “halk yaşantısı”nı yan yana mücadelesiz, ikilemsiz sığdırabilmektir. Efendimiz (SAV)’e “Elem neşrah leke sadrak: Biz senin için sadrını açmadık mı?” derkenki sadr açılışı bu aşamadır. Tabi, Efendimiz (SAV) için burada şu açıklamayı geçersek olmaz. Efendimiz (SAV)’in çocukluğu mu, risaletten önceki gençliği mi, risaletten sonraki dönemi mi olduğu yani zamanı tartışılan bir olay var. Duha Sûresi’nin inmesiyle beraber olduğu da söylenir. Ancak ortak kanaat Mirac Gecesi cereyan ettiğidir. Tartışılan husus, bu hadisteki olayın varlığı değil, zamanıdır, tartışmasından bile ders çıkarabileceğimiz yorumlarıdır. Hadisi Buharî, Müslim, Tirmizî ve Nesaî, Katâde (ra)’ten rivayetle vermişlerdir. Hadiste bir tereddüt yok. Ancak hadisten önce şu açıklamayı yapalım: İnşirah (şerh-i sadır) normal hayatta eti açmak manasına kullanılıyor. Dolayısıyla, bir kası, eti açmaya, bir operatörün göğsü kesip açmasına “göğsü/sadrı şerh etti, açtı” deniyor. Şerh etti, o kişinin göğsünü inşirah etti demektir. Halktaki manası budur ve ayetin bu manayla ilgili de yeri vardır, onu da paylaşmış olalım. Hadis şöyle: Efendimiz (SAV) buyuruyor ki: “Ben Beyt’in yanında uyur uyanık arası bir halde iken, içinde zemzem suyu bir altın tasla bana gelindi. Gelindi de göğsüm şuraya kadar yarıldı. Derken kalbim çıkarıldı, zemzem suyuyla yıkandı, sonra tekrar yerine kondu. Sonra iman ve hikmet dolduruldu. Sonra Burak geldi onun üzerinde Cebrail (AS) ile gittim, ta dünya semasına vardık…” Mirac Olayı böyle devam eder.
Olaya “gerçekten böyle oldu mu?” diye yaklaşanlar, yorumlarken “aslında şöyle” gibi yaklaşanlar da var. O tartışmalar başka bir konu, şimdi oraya girmeyelim. Ancak, ciddi bir bilim adamı gibi incelerseniz görüyorsunuz ki bu şekilde göğsün yarılışı, yani zahiren et açılması gibi bu yarılış, Allahu A’lem, Efendimiz için birkaç defa gerçekleşmiş olabilir. Tartışmalar da bu yüzden olabilir. Mirac da öyle, o da birkaç kez olmuş olabilir. Bu hadiste anlattığı da öyle bir Mirac. Ayrıca “Elem neşrah leke sadrak” ayeti ve surenin şöyle bir yanı da var:
Duha Sûresi öncesi vahiy bir süre kesilmişti. Efendimiz (SAV) bu hale üzülmüş, “terk mi edildim?” diye sıkıntıya düşmüştü. Bir kadın, Efendimizi (SAV) bu haliyle gördü; “arkadaşın sana herhalde veda etmiş, darılmış” dedi. Sonra Duha Sûresi geldi. Bu olaya hitaben 3. ayet der ki; “Rabbin seni bırakmadı ve darılmadı.” Hemen peşine de İnşirah Sûresi gelmiştir. Başlangıçta aynı sûre diye namazda ikisini beraber okuyanlar olmuş ama sonra farklı sureler olduğu anlatılmıştır. Dolayısıyla bir manası da Efendimizin sıkıntısına çare olmasıdır. “Elem neşrah leke sadrak: (O sıkıntı nedeniyle sen sıkılmıştın), seni ferahlatmadık mı?” manasını da içermektedir. Bu ayet Allah’tan habibine, sevgilisine “sana darılmadık, Rabbin seni bırakmadı, sana darılmadı” manasında bir sesleniştir. Umarız, onlar da bizi sevgili kabul eder ve bize sahip çıkarlar inşaAllah (âmin).

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti