Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

EDEP YA HU – BİÇARE ADDEDİLEN ZAYIF KİMSELER

Dikkat ederseniz, bütün paylaşımlarımızda Efendimiz (SAV)’in açıkladığı olan Billahi anlamda imanı ele almaya, “Allah’a inanıyorum” demekle düşülen yanlıştan kurtaracak tanımları anlamaya çalışıyoruz, bu sebeple tanımlarımıza sahip çıkalım. Mesela “Amentü Billahi” demek “Allah’a inanıyorum” demek değildir. Amentü Billahi demek “ben Rasulullah (SAV)’in açıkladığı, öğrettiği şekilde Billahi anlamda Allah’a inanıyorum” demektir. Dolayısıyla biz, bütün paylaşımlarımızda bu Billahi anlamda imanı anlamaya ve anlatmaya gayret gösteriyoruz, Biiznillah.
Rasulullah (SAV) Efendimiz bir hadislerinde buyurdular: “Size cennet ehlini haber vereyim mi?” Ashab da “Evet, ya Rasulullah.” dedi. Efendimiz (SAV): “Her bir biçare addedilen zayıf kimsedir. Bu kimse, bir hususta Allah’a yemin etse Allah onun dileğini yerine getirerek tebrie eder ve hanis kılmaz.” buyurdular.
Efendimiz (SAV) “Size cennet ehlini haber vereyim mi?” diyerek cennet ehlini tarif ediyor. O (SAV) “Size cennet ehlini haber vereyim mi?” dediğinde, dizinin dibinde oturmuş, yanında yatıp hiç ayrılmak istemeyen ashab elbette ağzının içine bakıyor, hemen “ya Rasulallah, bildir bize” diyorlar. Efendimiz (SAV) buyuruyor: “Her bir biçare addedilen zayıf kimsedir. Bu kimse, bir hususta Allah’a yemin etse Allah onun dileğini yerine getirerek tebrie eder ve hanis kılmaz.” Ve tekrar soruyor: “Size cehennem ehlini de haber vereyim mi? Bunlar ise kaba, cimri ve kibirli kimselerdir.”
O, her bir biçare addedilen zayıf kimse! Bunlar ise kaba, cimri ve kibirli kimseler…
Hadiste cennet ehli için “biçare addedilen zayıf kimse” tanımının anahtar kelimesi “addedilen” ifadesidir. Addedilen! Fark edin lütfen, Rasulullah (SAV) Efendimiz cennet ehlini, cennete giden kişiyi biçare ve zayıf görmüyor, onların öyle olduğuna inanmıyor, onlar için “biçare ve zayıftır” demiyor. Öyle “addedilen” diyor… Cehennemlikleri tarif ederken “kaba, cimri ve kibirli kimselerdir” diyor, onlar için “addedilen” demiyor; doğrudan “kaba, cimri, kibirli kimselerdir” buyuruyor. Ama cennet ehli için “her biçare addedilen zayıf kimse” diyor. Çok net olarak görüyoruz ki Efendimiz (SAV), onların biçare ve zayıf oldukları şeklindeki tanımlamaya katılmıyor, onlar böyle addedilir diyor. Bu tanımlamasıyla Rasulullah (SAV) Efendimiz bize cennet ehlinin vasfının matematiğini güzel bir edebiyatla bildiriyor.
Cennet ehlini zayıf, çaresiz addedenler kimler? Bu önemli! Çünkü Efendimiz (SAV) bu addedenleri kınıyor, onları kendi dışında gösteriyor. Dolayısıyla, Efendimiz (SAV) dışında kalacaklar kimlerdir, bunu bilmek bizim için çok önemli! Bunlar öncelikle inkârcı duniHi ilahlar, sonra da her tür duniHi ilahtır. Hadiste kastedilen bir sonuca daha ulaştık.
Cennet ehli kimseler duniHi ilahlara göre kişiliksizdir, esfele safiliyn dünyasının zayıf insanlarıdır, duniHi ilahların çare gözüyle baktıkları şeyler onlarda yoktur. Bu yüzden de bu cennet ehli dünya hayatında duniHi ilahların hiç bir derdine çare olamaz; duniHi ilahlar için cennet ehli hem çare değildir hem de çaresizlerdir. Onlar böyle addederler, duniHİ ilahlar böyle söylerler. Efendimiz (SAV), bu sebeple “cennet ehli onların çaresiz (biçare) gördüğü kişilerdir” diyor. Efendimiz’e göre öyle değiller, çünkü onlar Billahi iman sahibi, bu sebeple cennet ehli… Şuna da lütfen dikkat edin, Efendimiz (SAV) onları tavsif ederken “cennet için çalışan” demiyor, “cennet ehli” diyor. “Cennet ehli” demesi “diplomasını almış” demektir, bu önemli bir haldir… Billahi iman sahibi cennet ehli kimseler duniHi ilahların güç, kuvvet ve çare olarak tanımladıkları “müstakilen var ve muhtar” zannları “la havle ve la kuvvete” diyerek reddetmişler, “İlla Billâh” diyerek “Müstakilen VAR ve Muhtar” olan Allah’ın güç ve çaresine teslim olmuşlardır. Onlar çare konusunda şöyle derler: Çare SEN’den ya Rabbi, çare SEN’DE, çare SEN’sin Allahım…
Billahi imanlı bir kişi, Allah indinde, daha dünya hayatındayken cennet ehli sınıfına dahil olabilmişse Allah’ın o kula muhabbeti ve o kuldan hoşnutluğunu bir kul kavrayamaz. O kuldaki bu hali bir kul birazcık hissedecek olsa o kişinin her hücresi titrer, kendiliğinden gözyaşları akar… Daha fazlasını bir insan kaldıramaz…
Hadisten öğreniyoruz ki: Allah’ın o kula böyle bir ilgisi var. İşte bu muhabbet ve bu ilgi sonucu, o kul bir konu hakkında yeminli bir fikir ileri sürse, Allah o kulun fikrini yerine getirir, onu mahcup etmez. Yemin etmiş olan o kulu yemininde temize çıkarır, yemini bozulmuş durumda bırakmaz. Tabi bilmeliyiz ki bu kulun her hali Allah korumasındadır; böyle bir kulun saçma sapan fikirler ileri süreceğini hem de yemin edeceğini düşünmek bu sebeple doğru olmaz.
Hadisten, hadisin matematiğinden şunu da öğreniyoruz: “Ve la havle ve la kuvvete illa Billahil aliyyil aziym” bir cennet gerekçesidir.
“Ve la havle ve la kuvvete illa Billâh” bir cennet gerekçesidir…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti