Nöbetçi Eczaneler
12 Ocak 2013 Cumartesi 02:00:00 Konya çarşısındaki helvacı dükkânlarının vitrinlerine iştahla bakan gariban adamın biri, bir dükkân sahibinden biraz helva sadaka olarak vermesini istemiş. Dükkâncı vermemiş. Garibanın canı da çok helva çekmiş. Dayanamayıp, dayak yemeyi de göze alarak başka bir helvacı dükkânına girmiş. Bir lenger helvayı önüne çekmiş ve hızla atıştırmaya başlamış. Helvacı adamın üstüne yürümüş;
– “Bre adam, sorup istemeden, parasını ödemeden böyle helva yenir mi?” demişse de adamın aldırmayıp atıştırmayı sürdürdüğünü gören helvacı, adama sille tokat girişmiş.
Dükkânda tesadüfen bulunan Nasreddin Hoca müşterilere doğru dönüp:
– “Şu Konyalı helvacılar ne iyi adamlar; parası olmayan garibana bile döve döve helva yediriyorlar.” demiş.
Eskiden beri; Mevlana Diyarı olarak bilinen: “Gez dünyayı gör Konyayı” sözünü slogan haline getirmeyi başaran; fazla trafik sorunu olmayan, düzenli yaşantısıyla, süper ve örnek bir şehir Konya.
Eskişehir: Eskiden beri ekonomik, sosyal, coğrafi yapıdan nasibini almış, “Küçük İstanbul” diye anılan şirin bir şehir. Isparta ise “Yaşanabilir İller” sıralamasında baş sıralarda yer alıyor. Çevremizde örnek alabileceğimiz iller, bunlar.
Kendimize dönelim. Çarpık bir yapılaşmanın doğurduğu, karmaşık trafik sorunu olan bir şehirde yaşıyoruz. Günübirlik yapılan proje ve planlarla üst üste dikilen apartmanlar arasında kalmış, kendine ve arabasına park yeri bulamamış zavallı insanlar. Küçüklerse, Oyun Alanı bulamamaktan mahzun.
Belediye Başkanı; Burhanettin Çoban, Beldemiz Dergisi’nde; yaptığı hizmetleri bir bir anlatmış: “Vaat ettiğim hizmetlerin, hepsini de yerine getirdim.” demiş. Zorları başardığı için tebrik etmek lazım.
“Unumu eledim; eleği duvara astım” Yok böyle bir şey. Yanlışları göz ardı etmemek gerek. Ama, hayat devam ediyor. İhtiyaçlar sonsuz. Öyleyse; daha yapılacak pek çok şey var. Sadece yaptıklarımızdan değil, yapamadıklarımızdan da sorumlu olduğumuzu unutmayalım.
Sayın Çoban, işbaşına geleli 3.5 sene olmuş. “Merkezi Pazar Yeri” sözü verdi, geçerliğini hala koruyor. Bir türlü yerine getiremedi. Otogar ile Köy Garajı ayrı yerde. Şu soğuk günde akşamları: Eski Otogar önünde vasıta bekleyen: İşçi, Çiftçi, Öğrenciye can dayanmıyor.
Fuar alanındaki pazar yerine Belediye Otobüsleri bayanları bedava götürse de halkın doğal gıdasını temin etmede zorlandığı herkesçe biliniyor.
Diğer taraftan; Halk vasıtası ile gidip gelsin diye Devlet Hastanesi; Eski Çevre Yolu olan yerinden alınmış; Şehir merkezinin 20 km uzağına yapılmış. Hastane yerinde kalsaydı insanlar yeterince faydalanacak, şu soğuk günlerde bitişiğindeki Afjetle ısınacak, oralara kadar doğalgaz götürülmeyecekti. Tamam iyi de.. Bu değirmenin suyu nerden geliyor. Bunu soran yok. Ne demişler: “Zengin gemisini dağdan dağa aşırır / Fakir düz ovada yolunu şaşırır.”
Çoban: “Kara Yolları Arazisini” önce; “Merkezi Pazar Yeri” olarak kullanacağını; sonra, burayı; örnek bir park haline getireceğini söyledi. Belediye’nin onca arazisi olduğu halde; bunca zaman geçti, yine bir gelişme görülmedi. Demek ki; un, yağ, şeker var. Başkan; halkına helva yapmayı beceremedi.
Peki bu, garibana döve döve helva yedirmek olmuyor mu ?
