Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

SEN TANRI MISIN? – 64-

ALLAH’IN KRİTERİNE GÖRE DEĞİL,
KENDİ İDDİA ETTİĞİ TANRININ KRİTERLERİNE
GÖRE HÜKÜM VERİR TANRI
Tanrılık iddiasındaki asi yapının yakalayacağınız bir izi de şudur: Nereye ve neye bakarsa ilk bakışta daima ve öncelikle kendi kriterlerine göre kusur olanı görür ve bunu mutlaka dile getirir. Nereye bakarsa! Baktı; “aa çok şişman, aa çok zayıf…” sayar. Onlar onun kriterine göre kusurdur ya, bakar bakmaz onu görür! Çok zayıf, çok kısa, çok uzun, çok zengin, çok güzel, çok çirkin… Kendine göre kriterlerle bakar hep! O tanrı işte, yakala onu! Bakar bakmaz kendi kriterlerine göre güzel-çirkin deyip hüküm vereni yakala ve gereğini yap! Allah’ın kriterine göre değil, kendi iddia ettiği tanrının kriterlerine göre hüküm verir o! Neye bakarsa hemen orada kusur görür ve onu mutlaka dile getirir. Yanında kimse yoksa bile kendi kendine söyler, kendinde dile getirir! Mutlaka dile getirecek! Neden? Çünkü günahın tamamlanması lazım! Prosedür tamamlansın diye! İlah kendi kriterine göre bir kusur görür, onu dile getirir ve günahı tamamlar. Çünkü düşününce, yani zihninden geçirince günah olmayabilir, onu amele çevirecek ki günah olsun; günahı tamamlansın! İşte onu tamamlar! Yanında birisi yoksa kendine söyleyerek o işi tamamlar!
Tanrılık iddiasındaki o yapı kendi kriterlerine göre bu kadar çok kusur gördüğü o hayat içerisinde “sessizce” kendini kusurlu bulmaz! Birisini Jaguar’a binmiş görse “adam da Jaguar’a hiç yakışmamış!” der. Kendi bir Jaguar alsa yakışmış mı yakışmamış mı hiç aklına gelmez! Aynı kusur kriterini kendisine uygulamaz. Kendi binince “Jaguarlı adam” olur, yani “Jaguarlı ilah” olur. Halinizde arayın, bu yapıyı bulun!
40 YAŞTAN SONRA CEHENNEMİN KOKUSU’NA DİKKAT
Bu ilah normal konuşmasında tanrıların savaşından, onu anlatmaktan çok haz alır. “Rabların savaşı” onun çok hoşuna giden bir hikâyedir. Bir olayda yaptığınız bir tartışmayı birisine anlatıyorsunuz diyelim. Kendinizi izleyin, onu anlatırken nasıl adrenalin düzeyi yükseliyor, nasıl adrenalin fışkırıyor! Şunu dedim, o da bana bunu dedi, şöyle yaptım böyle oldu… Sahte ilah, tanrıların savaşını anlatmaktan çok haz alır. “Rabların savaşı” onun çok hoşuna giden bir hikâyedir. Yakaladığımız bu İz’leri birleştirin!
Bu özellikle kırk yaş üzerinde olanlara bir testtir. Kırk yaş önemlidir ve ayetlerde önemle geçer! Kendinizi test edin: “Kırk yaş sonrası bende bir değişiklik var mı?” diye kendinize bakın! “Gençken böyle değildim, anlayamıyorum bana ne oldu? Eşyaya, giyime alışverişe, görünüşe, gezmeye, eğlenmeye düşkün hale geldim. Gençken bunlar hiç cazip gelmezdi, şimdi gençliğin o fırsatı da yok ama dünya mallarıyla ilgili bir heves, bir coşku var içimde” diyorsa, bunu hissediyorsa, Allah muhafaza eder inşaAllah, bu nedir biliyor musunuz? Bu CEHENNEMİN KOKUSU’dur! Bunlar cehennemin kokusuyla yaptığın davranışlardır, o kokuyla yapılan, sevilen işlerdir! Sonra değişirse, kurtulursan bilmem, şimdiki halin bu! Bir yere giden yolun kilometre tabelaları vardır, hedefinize kaç kilometre var bakarsınız. Cehennemin de kilometre taşları vardır, bu da kırk yaş sonrası için bir kilometre taşıdır. Bunun tersi de vardır: “Ne kadar yanlış yapardık gençken. Bilememişiz, Allah inşaAllah affeder. Elhamdülillah lütfedildi Hac’ca gidiyoruz, salât, niyaz ve dua lütfediliyor, makbul oluverir, inşaAllah bağışlanırız” hali ve titreyişiyle, bu hissedişle yaşıyorsa bu da büyük bir müjdedir! Tabi, hep korkmak da lazım! “Sonu küfür olmayan hal” olması için hep korku ve umut ile dua etmek lazım.
TAM DAVET Mİ SENİN İÇİN ÖNEMLİ,
YOKSA MAĞAZANIN İNDİRİM DAVETİ Mİ?
Kendinize lütfen bir test daha yapın: Hangi davet size cazip geliyor? “Biip, biip” telefonda bir mesaj: A mağazasında sizin için özel indirimler var! Müthiş dediniz, hemen bir telaşla “vaktimi nasıl ayarlarım, amire ne derim, memura ne derim, evden nasıl çıkarım?” tasarladınız. “Şuna söz vermiştim, onu nasıl atlatırım? Param, kredi kartı ne alemde?” hızlıca bir ayar yapıp yola koyuldunuz. Sizi nasıl bir telaş kapladı, nasıl sevindiniz: “Şöyle indirim, böyle fırsat… Şu düşündüğümü alayım tam zamanı…” İhtiyacınız yoksa bile, bir bakayım, bir göreyim… Bu davete böyle uydunuz, peki, aynı telaş Tam Davet mesajı geldiğinde niye yok? Salâta davette niye aynı telaş yok? Salât için niye aynı koşturmaca ve heyecan yok? Fark ettiniz mi? Bunun sorgulamasını burada/toplantıda yaparsanız yanlış olur, onu kendinizde yapacaksınız! Biz size yakalayacağınız tanrıyı anlatıyoruz, onu hayatınızda [gün içinde] 7/24 sorgulayacaksınız. Diğer davete bu kadar sevinen, ona vakti olmadığı halde vakit oluşturan [kendisi buna vakit yaratmak der], maddi imkân oluşturan, emek harcayan, terleyen o kişi; Tam Davet’i duyunca nasıl, o davete uyuşu nasıl? Salât için onda aynı gayreti görmezsin, salât vakti geçmiş geçmemiş umurunda değildir! İşte o tanrı! Yaradan [Semavat’ın, Arz’ın ve aradakilerin Sahibi] sana; “kurtuluşa gel, böyle kurtulursun!” diyor, ama umursamıyorsun! Neden? Tanrı yüzünden! O zaman bil ki, o tanrıyı yok etmeden olmaz! O tanrının izini kişi kendisinde yakalayacak, onu kendinde bitireceksin!
ALLAH’I SEVENLER, ALLAH’I KONUŞUNCA
MEMNUN VE MUTLU OLURLAR
“Yakalasın ve kurtulsun” diye bir duadır bu: “Allahümme inniy es’elüke hubbeke ve hubbe men yuhibbüke.” Fark ettin, sığınacağın bir dua: Allah’ım! Allah’ım bana Sevgini öğret. Sevgini, aşkını ver ve bana Seni sevenleri sevdir! Bu dua öyle bir şey ki… Şunu unutma; seni, ancak Allah’ı seven sever! Şeytan yanınızda sıkılır, sizi sevmez. Ne gibi? Birisi futbolu çok seviyor, durmadan futbol konuşuyorsa futbolu seven birisi onun için önemlidir. Beraber saatlerce futbol konuşur, vaktin nasıl geçtiğini anlamazlar. Futbolda “aynı dili” konuştular ya, Allah’ı sevenler de Allah’ı konuşunca memnun ve mutlu olurlar. Onun yanına hiç futbol maçı izlememiş, futbolla ilgilenmeyen, sporu “futbol” değil de “spor” olarak bilen biri düşerse, hiç bir şey konuşamazlar, sıkılır gider. İnanan için de bu böyle! O da ister ki Sevgilisi konuşulsun, Allah konuşulsun. “Allahümme inniy es’elüke hubbeke ve hubbe men yuhibbüke” bu halin duasıdır: Onlar da birbirlerini severler ve Allah konuşmayı severler, bu yüzden onların yanında şeytan sıkılır! Bu duayla meşgul bir kişide bu duanın açılımı izlenebilir mi? Evet, izlenir. Bu duanın açıldığı kişiye salât cazip gelir. “Allahümme inniy es’elüke hubbeke ve hubbe men yuhibbüke” duasının açıldığı kişiye salât cazip gelir. Salâtın Sahibi olan Allah’ın salâtı ona cazip gelir. Buradan anlarsın, o dua ona açılıyor. Bu yüzden, dünyalık öneriler o kişinin salâtını, tefekkürünü, zikrullahını engelliyorsa canı sıkılır. Öyleyse anla ki bu dua ona açılıyor, önemli bir işarettir bu!
Dünyayla ilgili cazibeyi fonksiyonsuzlaştırmak için tefekkürle sığınacağımız bir yol da şudur; Kehf-45’de Rasulüne buyuruyor: Onlara, güçlü tabiat ürünlerini, yemişleri, bitkileri, önemli sürüleri örnek ver ve de ki: Onlar yeşeriyor, güçleniyor ama sonra ne oluyor? Çürüyor! Dünyanın her hali böyle! Çürüyüp ellerinden akıp gidecek şeye bu kadar bağlanmasınlar!

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti