Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ramazan Balkan

OKUL VE ÖĞRETMEN – Kocatepe Gazetesi

Ramazan Balkan 20 Eylül 2010 Pazartesi 03:00:00
  Yaz tatili sebebiyle yazılarıma temmuzda ara vermiştim. Bu seneki ilk yazımda yeni eğitim-öğretim yılının başlaması sebebiyle Okul ve Öğretmen konusunda yazmak istedim. Tabiî ki örnekle-rimiz de tarihten olacak.
15 Mayıs 1919’da Yunan orduları İzmir’e çıkar ve kasım ayına kadar geçen sürede Ayvalık’tan başlayıp Bergama, Akhisar ve Salihli’ye kadar olan hattın içinde kalan İzmir çevresini işgal eder. Yunan ordularının yayıldığı hattın sınırlarını 2 Kasım 1919’da İngiliz Generali George MİLNE belirlediğinden bu hatta Milne Hattı denir.
Yunanlılar 1920 Haziran ayına kadar Batı Anadolu’da hareketsiz kaldı. Bu geçen süre zarfında Osmanlı topraklarının paylaşımında anlaşmalar sağlamak için Londra ve San Remo Konferansı düzenlendi. Toprak paylaşımında mutabık kalınınca hazırlanan anlaşma metni Osmanlı Devleti’ne iletildi. Bu metin Sevr Antlaşması idi ve Osmanlı Devleti anlaşma şartlarını çok ağır bulup imzada tereddüt etti. Bu tereddüt üzerine, Osmanlı Devleti’ni Sevr Antlaşması’nı imzaya zorlamak için Yunan orduları tekrar işgallere başlarlar. 22 Haziran 1920’de Milne Hattı dışına çıkıp Uşak ve Balıkesir istikametinde iki kol halinde Yunan ilerleyişi başladı. Aynı tarihte Yunan orduları Trakya bölgesinde de askeri harekata başladı.
Trakya bölgesini savunmak üzere merkezi Edirne’de bulunan 1. Kolordumuz mevcuttur. Kumandanı Albay Cafer Tayyar (EĞİLMEZ) Paşa’dır. Yunan ilerleyişi karşısında kolordumuz direnmeye çalışır, ancak kolordunun Anadolu ile bağlantısı olmadığından Yunan kuvvetleri karşısında dayanamaz. Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ işgale uğrar, Cafer Tayyar Paşa Babaeski yakınlarındaki Bostanlı adında bir Türk köyüne sığınır.
Trakya, çok kısa sürede ve hiç beklenmedik surette Yunan işgaline uğramıştır. Bunun verdiği moral çöküntüsü, korku ve cehalet yüzünden köylüler Cafer Tayyar Paşa’yı Yunan alayına ihbar ederler. Yunan alayı 26 Temmuz 1920’de Paşa’yı gizlendiği köy evinde yakalayıp esir eder. Düşüne biliyor musunuz ne kadar büyük bir ihanet; uğruna savaştığı Türk köylüleri bir Türk subayını Yunanlılara ihbar etmekte.
Cafer Tayyar Paşa esir olarak Atina’ya götürülür. Sıkıntılı bir esaret hayatı yaşar. Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan esir değişimi anlaşması sonucunda Büyük Taarruzda bize esir düşen Trikopis’e karşılık serbest bırakılır. Türkiye’ye gönderilirken kendisi gibi esir olan Türkler, hapishanede uğurlama töreni düzenler. Bu törende bir arkadaşı Cafer Tayyar Paşa’ya; “-Paşam sizin buraya nasıl geldiğinizi biliyoruz. Sizi tutarak Yunanlılara teslim eden köylülere hükümetten ne ceza verilmesini talep edeceksiniz ?” diye sorduğunda, Paşa; -“Bu köyde mükemmel bir okul açtıracağım. Eğer cahil olmasalardı, bir kumandanı tutup kendi elleriyle düşmana teslim ederler miydi? ”ce-vabını verir.
1930’lu yıllardır. Atatürk yurt gezilerinin birinde Yozgat’a uğrar. Mutat olduğu üzere Vali ve Belediye Başkanı ziyaret edilir, ardından Yozgat Lisesi’ne geçilir. Atatürk idarecilerle görüştükten sonra ders dinlemek üzere bir sınıfa geçer. Tesadüfen girdiği bu sınıfta ders öğretmenini tanır gibi olur ama çıkaramaz, dersi de bölmek istemediğinden arka sıraya geçer ve dersi dinlemeye başlar.
Ders matematiktir ve öğretmen çok güzel anlatmaktadır, hayran kalır. Dersin bitiminde Atatürk öğretmene teşekkür ettikten sonra; “- Hocam sizi bir yerden tanıyorum ama çıkaramadım, isminizi bağışlar mısınız” hitabında bulunur. Vehbi adındaki bu öğretmen hemen asker selamı verip hazır ola geçerek; “- Paşam, Sakarya Muharebelerinde karargahınızın muhafız bölüğünden İhtiyat Zabiti Vehbi,” cevabını verir.
M. Kemal yıllar sonra bir askeri ile karşılaşmaktan memnun olmuştur. Müdür odasına geçerek o eski harp günlerimden konuşurlar. Sohbet biter, M. Kemal okuldan ayrılırken; -Vehbi benden bir isteğin var mı?” diye sorduğunda; “-Paşam, mebus olmak istiyorum,” cevabını alır. Bu isteğe M. Kemal’in ce-vabı çok manidardır; “-Bırak Vehbi bırak, ben mebusu her yerden bulurum da bu sınıfa senin gibi bir öğretmen bulamam.”

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti