Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

ORHAN GÂZİ VE BURSA’NIN FETHİ

Orhan Gazi döneminde Osmanlı Devleti siyasal açıdan şekillenip genişlediği gibi ilmi alanda da kapsamlı bir teşkilatlanma ve tekâmülü gerçekleştirmekteydi. Bu bağlamda, Orhan Gazi’nin himayesinde ilk Osmanlı medresesi İznik’te kurulduğu gibi ilim adamlarına gösterilen ilgi ve himaye ile de Orta Asya, İran, Suriye, Mısır ve Anadolu beyliklerinden Osmanlı Devleti’ne bir hayli âlim ve mutasavvıf gelmekteydi.
Orhan Gazi döneminde dervişler ve ilim adamları hayatın her alanında etkin olmuş, toplumsal yaşamı ve düşünce hayatını derinden etkilemişlerdi. Söz konusu gerçeği daha iyi anlayabilmek için Orhan Gazi’nin doğup büyüdüğü zamanda yetişen, eserler veren, fikir ve sohbetleriyle insanlara ışık tutan âlim ve mutasavvıfların iyi bilinmesi gerekir. Orhan Gazi döneminde yaşamış, medreselerde eğitim veren âlim ve müderrislerden olan; Davud-i Kayserî, Taceddin-i Kürdî, Alâeddin Ali Esved, Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa, Muhsin-i Kayserî gibi âlimler ve Geyikli Baba, Abdal Mûsâ ve daha önce vefat etmiş olan Ahi Evran, gibi mutasavvıfların Orhan Gazi döneminin ilim ve kültür hayatına büyük tesirleri olmuştur.
İlk dönem Osmanlı tarihçilerinden Aşıkpaşazâde de, Osmanlı Devlet’inin kuruluşunda rol oynayan unsurları Ahiyân-ı Rum, Gaziyan-ı Rum, Bacıyan-ı Rum ve Abdalan-ı Rum şeklinde tasnif eder. Abdalan-ı Rum’un öncüsü Hacı Bektaş Veli’dir. Onun manevi mirasçılarından birisi de manevi evladı Kadıncık Ana elinden alan Abdal Musa’ da abdallar arasında önemli bir yere sahiptir (Karadeniz, 11 Mart 2018, s. 66).
Abdal Musa’dan TDV İslam Ansiklopedisinde “Menkıbeleri Osmanlı Devleti’nin kuruluşu ile ilgili rivayetlere karışan ve Bektaşi an’anesinde önemli bir yeri olan Anadolu abdallarından biri” olarak söz edilir. Taşköprizade, Âlî ve Hoca Sadeddin gibi tarihçiler, onun Bursa’nın fethinde Sultan Orhan’la birlikte olduğuna ve Geyikli Baba ile aralarında yakın bir münasebetin bulunduğuna işaret ederler.
Abdal Musa’nın gerçek şahsiyeti, tarihi diye ileri sürülen rivayetlerin menkıbe ve şahsi yorumlara dayanması dolayısıyla çok müphemdir. Beliğ’in, Bursa’nın fethinden önce Buhara’dan gelen kırk abdaldan biri olarak gösterdiği Abdal Musa. Aşıkpaşazade’de Bektaşi olarak zikredilir. Taşköprizade, Ali ve Hoca Sadeddin gibi tarihçiler, onun Bursa’nın fethinde Sultan Orhan’la birlikte olduğuna ve Geyikli Baba ile aralarında yakın bir münasebetin bulunduğuna işaret ederler (TDV, İslâm Ansiklopedisi:1/ 64).
1326 yılında Bursa’yı kuşatıp şehri savaşmadan teslim alan Orhan Gazi’nin içeridekilere, “Bunca servetiniz varmış neden teslim oldunuz?” şeklindeki sorusuna Bursa Rumlarının verdiği cevap dikkate değerdir. Bursa Rumları Orhan Gazi’ye:
“Servetin bize faydası olmadı. Senin baban nice zamandır Bursa’nın köylerini zapt edip bağladı, onlar rahat ve emniyet içinde yaşarlarmış. Biz de onların rahatlığına heves ettik.” Demişlerdir (Güngör, 1988, s.185).
Âşıkpaşazâde’nin de Orhan Gazi’nin ve oğullarının yaygın adaletinin hızlı fütûhattaki etkilerine dair tespiti şöyledir:
Vilayetlerin cemisi Orhan Gazi’nin adlin işitirlerdi. Ve hem her vilayet kim almışlardı, ona adl-ü dâd etmişlerdi ve alınmayan vilayetler dahi onların neylediğini bilmişlerdi. Süleyman Paşa Taraklı Yenice’sine geldi, ahd-ü emanla hisarı verdiler ve Göynüğü dahi. Süleyman Paşa ol kadar adl etti kim, ol vilayetin halkı eydürlerdi kim, “nolaydı, bunlar bize kadim zamandan bey olaydı ve çok köyler bu Müslümanları gördüler, Müslüman oldular.”
Yani, bütün yerleşim alanlarında yaşayanlar Orhan Gazi’nin adaletini duymuşlardı, çünkü o hangi şehri aldıysa adaletli davranmıştı, diğer vilâyetlerdeki ahali de Osmanlı yönetiminin gayrimüslimlere ne yapmak istediğini anlamışlardı. Süleyman Paşa Taraklı Yenice’sine varınca oranın sakinleri güvenlik dileyip anlaşma ile şehri teslim ettiler. Peşinden Göynük de aynı şartlarla teslim oldu. Süleyman Paşa, ahaliye o kadar adaletli davrandı ki, yerli halk, “Keşke bunlar çok daha önceleri bizim başımıza bey olsalardı!” diyorlardı. İlâveten bu adalete tanık olan birtakım insanlar, İslâm’a girmişlerdi. Neşri’nin tespitine göre de Orhan Gazi’nin gayrimüslimlere uyguladığı adalet ve gösterdiği şefkat o kadar ilgi uyandırdı ki, o, İznik’i kuşattığı zaman Müslümanların idaresi altında bulunan gayrimüslimler grup grup gelerek, “Ey miskinler! Gelin, Türk’e itaat edin ve böylece açlıktan kurtulun, güvenlik içinde olun!” derlerdi. (Algül, 2018, s. 43,44)
Bu fetihten sonra Bursa İslâm cihadı, Türk Cihan Hâkimiyeti ve Nizamı Âlem Ülküsü’nün merkezi oluyor. Türk âlimleri, şeyh ve dervişleri, Türkmen babaları, Osmanlı Gazileri ile birlikte o bölgede yeni bir kudret ve çekim merkezi vücuda getiriyorlardı.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti