Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

DÜNYA DÜZENİNE VE BARIŞINA YÖN VERMİŞ BİR MİLLETİN EVLATLARIYIZ -2

Muharrem Günay 29 Aralık 2016 Perşembe 13:05:05
 

(Dünden Devamı)
Atatürk’ün “Barışçılık” ilkesi milletlerarası ilişkilerde eşitliği, karşılıklı hak ve menfaatleri benimser, teslimiyetçiliği reddeder. Atatürk, “Alemde bir hak vardır ve hak kuvvetin üstündedir” dedikten sonra hemen şunları ekliyordu: “Şu kadar ki, milletin haklarını anlayıp onları savunmak ve korumak uğruna her türlü fedakarlığa hazır olduğuna dair dünyaya bir kanaat vermesi lazımdır.”, “Milli benliğini bulmayan milletler, başka milletlerin avı olur. Milli varlığımıza düşmanlık güdenlerle dost olmayalım. Böylelerine karşı, bir Türk şairinin dediği gibi:”Düşmanım sana kalsam da bir kişi” diyelim.”
Daha Milli Mücadele yıllarında, Atatürk, “İnsanlığı meydana getiren milletlerin her biriyle medeniyet gereklerinden olan dostluk ilişkilerini” kurmağa hazır olduğunu tekrarlıyor, fakat “Benim milletimi esir etmek isteyen her hangi bir milletin de, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım” diyordu.
İnsanın insanı ve bir milletin bir başka milleti sömürmesine karşı çıkan ve sömürgeciliğe karşı savaş açan ve bütün mazlum milletlerin önderi olan Atatürk, bu konuda da şöyle diyordu: “İnsanları mutlu etmenin tek yolu, onları birbirine yaklaştırarak, onları birbirine sevdirmektir.”, “Şuna da inanıyorum ki, eğer devamlı barış isteniyorsa, kütlelerin vaziyetlerini iyileştirecek milletlerarası tedbirler alınmalıdır. İnsanlığın bütünün refahı, açlık ve baskının yerine geçmelidir. Dünya vatandaşları, kıskançlık, aç gözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde eğitilmelidir.”
Alparslan Türkeş Ve Dünya Barışı
Kan ve gözyaşının akmadığı, insanın insanı ve bir milletin başka bir milleti sömürmediği, hak sahibinin hakkını aldığı, bir dünyanın kurulmasında millet olarak bizim de yapacağımız çok şey vardır. Tarih sahnesine çıktığı andan itibaren “Nizâmı Âlemi/Dünya nizamını ve Barışını” hedeflemiş bir millet olarak bu tarihi misyonumuza tekrar sahip çıkmak zorundayız.
Türk Dünyasının Bilge Lideri Alparslan TÜRKEŞ, Türk Milletinin barışa ve insanlığa yapmış olduğu hizmetler ve katkılar konusunda şöyle der:
“Türk Milleti’nin insanlık tarihinde ve medeniyet hayatında daima üstün bir yeri ve vazifesi olmuştur. Türk Milleti içine kapanık, cihan ve insanlık bütünlüğünden tecrit edilmiş bir hayata hiç bir zaman iltifat etmemiş, cihan şümul bir hayatı kıtalar üzerinde “Cihan Devletleri “kurarak yüz yıllar boyu sürdüre gelmiştir. Yoğun bir medeniyet kuruculuğu ve taşıyıcılığı yapılmış, hak, adalet ve nizam fikri teşkilatçılık üstünlüğü ile insanlığa, milletlerin ve insanlığının hayatına müspet yön verilmiş, mutluluklar sağlanmıştır. Milletimizin seciyesindeki saklı bulunan Yaratıcı Kudret’in lütfü olan meziyetler, Türk Milletini her engeli aşmaya, her zorluğu yenmeğe yeterli kılmaktadır. Türklük beşeriyet için müspet ve ilahi bir göreve sahiptir. Bu günkü gençliğin milli şuurla uyanarak titreyip kendine dönmesi Türk Milletini yeni bir geleceğe doğru uçuracaktır.”
Etrafımızdaki Olan Bitenlere Kayıtsız Kalamayız
Dün bölgesine ve dünyaya yön veren bir milletin evlatları olarak bizler elbette bölgemizde ve dünyada olan bitenlere seyirci kalamayız. Gerek Suriye’deki gerekse Irak’taki otorite boşluğu ve gerekse bölgemizde ve dünyada istikrarı bozucu faaliyetlere müdahil olmak bize tarihimizin yüklediği bir sorumluluktur. Hele bu olumsuzluklar bizim vatanımız ve milletimiz için tehdit oluşturuyorsa o zaman bu müdahale hem mecburiyet hem de aciliyet kesbeder. (Son)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti