Edep; Ya Hu -306- KUDRET SAHİBİ OLMA HİSSİ

“Dünya hayatının durumu, semadan indirdiğimiz bir su gibidir ki, insanların ve hayvanların yiyeceklerinden olan yeryüzü bitkileri o su sayesinde gürleşip birbirine girer. Nihayet yeryüzü zinetini takınıp, (rengârenk) süslendiği ve sahipleri de onun üzerinde kudret sahibi olduklarını sandıkları bir sırada, bir gece veya gündüz ona emrimiz (âfetimiz) gelir de onu sanki dün yerinde yokmuş gibi kökünden koparılarak biçilmiş bir hale getiririz. İşte iyi düşünecek kavimler için âyetlerimizi böyle açıklıyoruz.” (Yunus 24)
Yunus Suresi 24. ayet ile verilen Allah misali, ömrünü israf eden inkârcı duniHi ilahların ilahlık hissiyatlarına alan açmak, kapasite oluşturmak ve bunun üzerinden ilahlar arası güç gösterisine ve savaşına girmek, diğer ilahlık hissiyatlıları ilahlıklarının hükümranlığı altına almak üzere kurulu hayat tarzını kınamaktadır. Ayette dünya hayatı için “Gökten indirdiğimiz su gibidir” denilmesi şöyle tefekkür edilmelidir: Bu hayatın tümü Allah’ın dilemesi ve emriyle yürüyen, ilmine dahil olan işlerdir, insanların hayatları Allah’ın nimetleri üzerinden yürümektedir. Ancak Allah’ın nimetlerini küfür amaçlı kullananlar için de tercihleri onlara güzel gösterilmiş ve kolaylaştırılmıştır. Böylece su ile yeryüzü bitkileri ve diğer suya ihtiyacı olan her şey nasıl gelişip serpiliyorsa inkarcı duniHi ilahlar da ilahlık hissiyatlarına kapasite oluşturma yolunda sağlanan bu kolaylaştırma sisteminden yararlanarak ilahlık alanlarını genişletme, kuvvetlendirme ve sabitleme yolunda çok mesafe alabilirler. Öyle ki böyle insanların zannlarındaki ilahlıkları kendilerince ve çevrelerince tasdiklenir ve kutsanır. Bu durum, bu insanların “müstakilen varım ve muhtarım” iddialarını, ilahlık hissiyatlarını ve duniHi algılarını o derece kuvvetlendirir ki nihayet ilahlık alanlarında tam bir kudret sahibi olma hisleriyle Allah’a ve O’nun kullarına karşı öyle çok şımarırlar ki…
Şimdi, birkaç cümleyle de olsa, “kudret sahibi olma hisleri” ifadesi üzerinde duralım, burayı daha iyi zihnimize yerleştirmek için buraya bakalım. Kudret sahibi olma hisleri, ilahlık hissiyatına dayalı dünya hayatı denen bu yaşantı içerisinde maalesef hayatın normali haline gelmiştir. Çoğunluk böyle yaptığı için bu kurgu yani kudret sahibi olma hissi, bu oyun içerisinde maalesef hayatın normali haline gelmiştir. Kudret sahibi olma hissi “bu da kendisini kudret sahibi sandı, biraz kibirlendi” gibi bir duygu olarak değil de hayatın normali olarak yaşanır. Bu aslında birincil şirktir, çok kuvvetli olan bir şirktir. Dikkat ediniz, hayatın normali haline gelmiş! İşte bu yüzden, yani kudret sahibi olma hisleri hayatın normali haline geldiği için çok dikkat çekmiyor, belki bir küçük kınamayla geçtiğimiz bir şey olarak yaşanıyor. Oysa dikkat ediniz:
Bu his (kudret sahibi olma hissi), Ta-Ha Suresi 120. Ayette şeytanın Hz. Âdem (AS)’ın aklını karıştırmak için ona öğrettiği hislerdir. Ta-Ha Suresi-120’ye göre, Hz. Adem (AS)’ı şeytan kandırırken, ona bazı bilgiler verirken, Hz. Adem (AS)’ın kafasını karıştıran şeytanın verdiği hisler işte budur; kudret sahibi olma hissidir! Bu ayette geçen “tam orada kendini kudret sahibi olma hisleriyle dolanmış bulurken” dediği, işte Hz. Adem’in (AS) tuzağa düştüğü histir… Bu aynı zamanda İnfitar Suresi-6’da Rabbimizin insanlara sorduğu sorunun cevabıdır: “Ey insan, seni hangi hisler Rabbine karşı cüretkar yaptı?” İnfitar-6 insana bunu sorar. İşte o sorunun cevabı da budur, bu hislerdir; kudret sahibi olma hissidir. Meryem Suresi 81. ayetin tespit ettiği üzere, inkârcı duniHi ilahların amaçları da işte bu hislerdir. Onların duniHi ilahlığı tercih etme sebepleri (farkında olsunlar olmasınlar, hiç önemli değil) bu hislere ulaşmak içindir.
Hz. Âdem’e aşılanan bu hislerdi. Dünya hayatını Hz. Âdem’le başlatan bu hislerdir. Hz. Adem’in o andaki halini Allah’tan uzağa taşıyan, onu uzaklaştıran, uzağa düşüren, aşağıların aşağısına götüren işte bu hislerdir. Kudret sahibi olma hissi bu kadar önemlidir!
Ayette geçen bu yüzden önemlidir: Onlar tam bir kudret sahibi olma hisleriyle Allah’a ve O’nun kullarına karşı çok şımarırlar…