EĞİTİM

Yine bir 24 Kasım Öğretmenler Günü. Kutlama günleri günün anlam ve önemini bütün topluma anlatmak, varsa sorunları çözmek için yapılır. Öğretmenler Günü bir günle geçiştirilecek bir konu değildir. Eğitim bir toplum için çok önemli bir konudur. Eğitimin içinde öğretmen çok önemli bir konumdadır. 24 Kasım Öğretmenler Günü 1981 yılından beri kutlanmaktadır. Bizim toplumumuzda öğretmen anne baba gibi kutsaldır. Hepimiz okuma ve yazmayı kutsal değerlerimiz öğretmenlerimizden öğrendik. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1 Kasım 1928’de yeni Türk Alfabesinin kabulü ve yazı devrimini gerçekleştirdi. Okuma yazmayı kolaylaştırdı. Çünkü Türklere 8. yüzyılda Arap Alfabesi zorla kullandırılmış, alfabeleri ellerinden alınmıştı. Yeni yazı 1929 yılbaşından başlayarak her alanda kullanıldı. Halk mektepleri, halk dershaneleri, Millet Mekteplerine dönüştürülerek büyük bir okuma yazma seferberliği başlatıldı. Atatürk Millet Mektepleri’nin Başöğretmeni oldu. Kara tahta başına geçti. Beyaz tebeşiri eline aldı. Halka okuma-yazma öğretti. (24 Kasım 1928) Yıllar sonra bu tarih Öğretmenler Günü olarak kutlanmaya başlandı. Ancak öğretmelerin ve eğitimin sorunları bir türlü çözülemedi. Toplum öğretmene büyük değer veriyor. Ancak siyasal iktidarların ücret, eğitim, öğretim politikası sorunları çözemiyor. Bunun zararı hem öğretmene hem topluma oluyor. Geleceğimiz olan çocuklar, gençler çağın koşullarına göre uygun yetiştirilemiyorlar. Yurt dışında başarılı olan Türkler oranın eğitim sistemleri sayesinde başarılı oluyorlar. Beyin aynı beyin. Nobel ödüllü bilim insanımız Aziz Sancar ve güncel bir konuda virüs aşısını bulan Türk doktorlar yurdumuzda olsalardı liyakatsız kadroların elinde harcanıp gideceklerdi. Eğitimde başarı uygun ortamlar, kaliteli elemanlar ve özgür çalışma ortamı ile oluyormuş. Öğretmen yetiştiren Köy Enstitülerinin, Öğretmen Okullarının kapatılmasını sık sık gündeme getiriyoruz. Çünkü bu kapatılan okulların yerine geçen eğitim kurumlarının yeterli olamamısı, hızlı nüfus artışı, köyden kente göç olgusu, öğretmene hak ettiği ücretin ödenmemesi gibi nedenlerle eğitimimiz bugün bir çıkmaz içerisindedir.

Bu devleti kuran Mustafa Kemal Atatürk 100 yıl önce öğretmen maaşını ölçü alıp milletvekili maaşlarının belirlenmesini istemişti. Günümüzde vekil maaşları öğretmen maaşlarını dört-beş kat geçmiş durumda. Başöğretmen Atatürk’ün izinden giden öğretmen anne-baba gibi kutsaldır. Günümüzde Öğretmenler Günü kutlamak içi ekonomik sorunlar çözülmeli ki onlar da ‘Fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirebilsinler.’ Toplumumuz bir harf öğretene 40 yıl köle olmaya hazırdır. Eğitim, insan doğduğu andan itibaren başlar.