Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

İSLAM’DA AMEL VE NİYET YAZILARI- 6

Muharrem Günay 27 Ocak 2012 Cuma 13:30:19
  Allahtan Başkasını Rab Edinme Nefsinin Esiri Olma
Bir insan kimin istek ve arzularına göre hareket ediyorsa ona kulluk ve ibadet ediyor demektir. Bu anlamda kendi nefsinin istek ve arzularına uyan kimse nefsini, şeytanın emir ve isteklerine uyan kimse de şeytanı ilah edinmiş olur. Yüce Allah Kur’an’da şeytana ve nefsimize kulluk ve edilmemesi konusunda bizleri uyarıyor:
“elem e’had ileyküm yâ benî âdeme enlâ ta’budüşşeytân( e ), innehû leküm adüvvün mübîn ( ün ) / Ey âdem oğulları şeytana kulluk etmeyin/tapmayın çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır.””(Yasin36/60); “Ve enı’budûni hâzâ sıratun müstegîm ( un )/ Bana tapın/kulluk edin işte doğru yol budur.” /Yasin 36/61)
Eraeyte menittehaze ilâhehu hevâh(hevâhu), efe ente tekûnu aleyhi vekîlâ(vekîlen). (25/Furkan,43)
“Kötü duygularını kendisine tanrı edinen kimseyi gördün mü? Şimdi ona sen mi vekil olacaksın?” (25/Furkan,43)
Efe reeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve eDallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve Galbihî ve ceale alâ baSarihî ğışâveh(ğışâveten), fe men yehdîhi min ba’dillâh(ba’dillâhi), efe lâ tezekkerûn(tezekkerûne). (45/Casiye-23)
“Arzu ve heveslerini ilâh edinmiş, bilgisine rağmen (Allah’ı bırakıp da o hevâsına kul olmasından dolayı) Allah’ın da kendisini sapıklıkta bıraktığı, kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne de bir perde çekmiş olduğu kimseyi gördün mü? Şimdi (bana söyle) artık Allah’tan başka, onu doğru yola kim getirebilir? Hâlâ düşünmeyecek misiniz?” (45/Casiye-23) [krş. 25/43; 28/50] (H.T Feyizli Meali)
Allah’a kul olma özelliğini kaybedip, nefsine tapan insanlar bütün iş ve hareketlerinin doğruluk ve meşruluk onayını Allah’ın buyruklarından değil, nefislerinden, ona hoş gelip gelmemesinden almaktadır. Böylece onlar, nefsini, hatta nefsânî aklını ilâhlaştırmıştır. Mehmed Âkif bunu şöyle ifade ediyor: “Beşerin taptığı kendisinin heykelidir / Dinlemem, etse de Allah’ı bütün gün takdîs / Ben bu mel’ûn putun uğrunda geberdim / Hâlâ kabaran kokmuş içimden: Yaşasın nefs-i nefîs!” Nefsin/hevâ ve hevesin hâkim olduğu yerde dalâlet (sapıklık) vardır. İnsan ondan kendisine pay ayırdığı ölçüde sapıklık içindedir. (H.T Feyizli Meali)
“Allah ile birlikte başka bir ilâh edinme! Yoksa kınanmış ve yalnız başına bırakılmış olarak oturup kalırsın.” (İsra/22)
“Rabbin kesin olarak şunları emretti: Ancak kendisine ibadet edin…” (İsra/23)
Salih, barışçı, güven, temiz, uygun, iyi, faziletli, dini emirlere uyan, takva ehli, hayır işlerinde yarışan, huzur ve mutluluk getiren anlamlarına gelir. Amel ise: çalışma, insanın düşünce ve şuur ile yaptığı bütün iş ve faaliyetler demektir.
Salih Amel: Allah sevgisinden kaynaklanan, Allah rızasını kazanmaya, insana hizmete ve barışa yönelik bütün hayırlı iş ve içine şirk karışmamış, tevhid esasına uygun yapılan ibadettir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti