İslâm’da insanlara özel olarak mülkiyet edinme hakkı tanınmıştır. Fakat insana her ne kadar özel mülkiyet hakkı tanınmış olsa da, kişiler mülklerinde veya sahip oldukları değerlerde sınırsız tasarruf etme hakkına sahip değillerdir. Başka bir ifade ile kişinin, “nasıl olsa mülk bana aittir, sahip olduğum maddî ve manevî değerleri, işime geldiği gibi, gerek fert bazında gerekse toplumsal bazda fayda ve zarar gözetmeden kullanma hakkına sahibim.” deme özgürlüğü yoktur. Nitekim İslâm, bu konuda koyduğu bir takım prensiplerle, fert ile toplumun menfaatlerini bağdaştırmayı hedeflemiştir.
Hud suresi 87. Ayette geçen “.Mallarımızdan istediğimiz gibi harcamaktan vazgeçmemizi senin namazın mı emrediyor?” ifadesi namaz ve namazın ikâmesi açısından çok önemlidir. Çünkü kıldığımız namazın gereği Allah’ın bize emanet olarak verdiği malları yine Allah’ın koymuş olduğu sınırlar dâhilinde harcamamızı gerektirir. Çünkü mülkün gerçek sahibi Allah’tır. İslâma göre mülk/mal Allah’ındır (Ali İmran/189; Taha/6, Yunus 66, Maide 40) Bizde emanettir. (Enfal/28) Paylaşılması gereken bir şeydir. Servet belirli ellerde dolaşan bir metaya dönüşemez.(Haşr 7) Rızık evrenseldir, rızkı dilediğine dilediği kadar veren Allah (c.c.) tır. Mal sahibi olan değil üreten, paylaşan ve infak eden Allah’ın sevgilisidir. Lüks ve israf haramdır. (Araf,7/31; İsra/ 26-27; Münafıkun 9-10; Bakara/3-110; (Hac 22/41 vb.)
Hz. Peygamber (s.a.v.) de “Kibirsiz ve israf etmeden yiyiniz, içiniz, giyiniz ve sadaka veriniz.”(Buhâri, Libâs,1;Nesâî, Zekât, 66;İbn Mâce, Libâs, 223.) sözü ile israfın yasaklığını ifade buyurmuştur. Bir defasında Hz. Peygamber (s.a.v.) Sa’d’e uğradı. Sa’d bu esnada abdest alıyordu. Resûlullah (a.s.), (onun suyu aşırı kullandığını görünce) bu israf nedir? Diye sordu. Sa’d de, Abdestte de israf olur mu? Dediğinde Hz. Peygamber (s.a.s) de “Evet, hatta akmakta olan bir nehirde abdest alsan bile” şeklinde cevap verdi. (İbn Mâce, Taharet, 48;İbn Hanbel, Müsned, II, 221.)
İslâm dini mal israfını yasakladığı gibi zamanın israfını da yasaklamıştır. İnsanoğlu malından hesaba çekildiği gibi ömrünü ve zamanını nasıl geçirdiğinden ve bilginin israfından da hesaba çekilecektir. Çünkü ilmini kötü yolda kullanmak ve ilmi ile amel etmemek de bir nevi israftır. Bu konuda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “İnsanoğluna beş şeyden hesap sorulmadıkça kıyamet günü hiçbir tarafa hareket etmeyecektir; Ömrünü nerede ve nasıl tükettiğinden, gençliğini nerde yıprattığından, malını nerden kazanıp nerde harcadığından öğrendiği bilgilerle yaşayıp yaşamadığından.” (Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyâme, 1.)