Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

TÜRKEŞE GÖRE TEK MECLİS VE TEK BAŞKAN VEYA CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ-1

Muharrem Günay 6 Nisan 2017 Perşembe 12:49:03
 

Tek meclis ve tek başkanlık sistemini Türk siyasi hayatına sokan adam da merhum Türkeş’tir.
O, Dokuz Işık adlı eserinde bu konuda şöyle der:
“Milliyetçi Hareket, tek başkan, tek meclis sistemini savunur. Çağımız kuvvetli, adil ve hızlı icra çağıdır. Türk milleti, dünya imparatorlukları kurduğu devirlerde, kuvvetli, âdil ve hızlı icra sistemini uygulamıştır. Kuvvetli icra, icra gücünün tek elde toplanmasıyla mümkündür. Bunun için tarih ve töremize uygun olarak, başkanlık sistemini savunuyoruz. İcrayı, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık olarak ikiye bölemeyiz.  Her konuda bütünleşmeci olduğumuza göre, icranın başında da bütünleşmeci olmalıyız. Türk tarih felsefesi ve tarihinde icra organı, hiçbir zaman bölünmemiş, yani, tek başkan tarafından yürütülmüştür. (9 IŞIK, Sayfa 267, 1978 İstanbul baskısı)
Adına ister CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ isterse BAŞKANLIK SİSTEMİ densin bu sistem bizim devlet felsefemize son derece uygundur.
ULUL EMRE VE LİDERE İTAAT
Cenâbı Hakk, Yüce Kitabımızda önce kendisine, sonra Resûlüne ardından da Ulul emre, yani bizden olan emir sahiplerine ve liderlerimize itaati emreder. (bak Nisa, 59) Ulul emrin marufa uygun emirlerine uymak bütün Müslümanların üzerine farzdır.
Ben Türk siyasi hayatında yer aldığı günden beri hem merhum TÜRKEŞ’in hem de Sayın DEVLET BAHÇELİ’nin marufa uygun olmayan emir ve uygulamalarına hiç şahit olmadım. Onlar her zaman Türk milletini ve Türk devletinin menfaatlerini önde tuttular. Bu gün de Sayın Bahçeli’nin aynı yolu takip ettiğine yürekten inanıyorum. Ve diyorum ki lidere yani ulul emre uymak ülkücülükten önce dîni bir yükümlülüktür.
Bazı ülkücülerin çeşitli bahanelerle ve MHP’den ihraç edilmiş olan siyasetçilerin peşine takılarak “HAYIR OYU” vermek gibi büyük bir yanlışlık içerisinde olduklarını görmekteyim.
Birincisi hiçbir ülkücünün MHP’de tabanı olmayan ve YEDİ KOCALI HÜRMÜZ’ün koca değiştirdiği gibi ömrünü parti değiştirmekle geçirenlerle ve bugün Perinçek ve Kılıçdaroğlu’yla sarmaş dolaş olanlarla hiçbir işi olmaz. Bunlara tavsiyem acilen bu partilere kayıt yaptırmaları ya da yanlıştan derhal dönmeleridir.
Evet, Türklük ve Türk Dünyası denince, her Türk’ün aklına Alparslan TÜRKEŞ gelmelidir. Çünkü Türk Dünyası’nda O’nun gibi Türklüğe his ve heyecan veren lider ve fikir adamı çok az yetişmiştir. O’nun fikir ve düşünceleri 1960’lardan beri Türklüğün yoluna ışık tutmaktadır. Sayın TÜRKEŞ, Türk Devlet Başkanlarında bulunması gereken, Alplik, Bilgelik, Eredemlilik, Cömertlik,Bozkurtluk, Gönül adamı olmak, İleri görüşlülük gibi özellikleri üzerinde toplamış bir liderdi. O, Bilge KAĞAN, Kutluk KAĞAN, Sultan Tuğrul BEY, Osman GAZİ, Sultan FATİH, Yavuz Sultan Selim HAN ve ATATÜRK gibi ” BİLGE LİDERLER” zincirinin son halkasıdır.
Merhum TÜRKEŞ, henüz öğrencilik yıllarında iken; Dünya üzerinde yaşayan milletler ailesinin en şerefli ve en büyük üyelerinden birisi olan TÜRK MİLLETİ’ nin varlığını sürdürebilmesi ve tarihteki şanlı yerini tekrar alabilmesi için yeni bir mücadeleye atılmasının gereğine inanmıştı. Gerek askerlik gerekse siyasi hayattaki mücadelesi onun bu inancının eseridir.
BAŞBUĞ TÜRKEŞ’ in hedefi: “Türk Milleti’ ni çağlar üzerinden sıçratarak, ilimde, teknikte, ahlakta ve maneviyatta bütün milletlerin en ön safına geçirmekti.” O’ da Atatürk gibi : ” Az zamanda çok işler başarmak” tan yana idi. O bu mücadelesinde ” İslam iman, ahlak ve faziletine, Türk kültürüne ve Türklük şuuruna ” dayanıyor; Türk Milletine inanıyor, güveniyor ve şöyle diyordu : ” Türk milletinin binlerce yıllık tarihi boyunca yenilmez olmasını sağlayan ve bu güne kadar her felaketin üstesinden gelerek, her tehlikeyi çiğneyip üstüne çıkmasını sağlayan bazı milli vasıfları, gelenekleri ve inançları vardır; karakteri vardır. Bunların başında: “asla yenilmeyi kabul etmemek, asla mağlup olmayı kabul etmemek, boyun eğmeye ve mağlup olmaya karşı çıkmak” görüşü ve karakteridir. Teslim olmayı ret, mağlup olmayı ret yenilmezliğin sırrıdır.
(Devamı Yarın)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti