Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

SOSYOLOJİK BİR KAVRAM OLARAK MİLLET (4)

Muharrem Günay 19 Ekim 2010 Salı 03:00:00
  Osmanlı Devleti millet anlayışına değil, ister Müslüman olsun isterse olmasın devletin tebaası olan bütün fertleri “OSMANLI“ olarak gören bir anlayışa sahipti. Müslüman olmayan unsurların birer birer Osmanlı Devleti’nden ayrılmasından sonra bazı aydınların ve özellikle Abdülhamid’in öncülüğünde “ÜMMET“ esasına yani sadece Müslümanlardan meydana gelen ve adına “İTTİHAD-I İSLÂM-İSLÂM BİRLİĞİ” denen bir düşünce ortaya atıldı. Bu düşüncede özellikle İngilizlerin teşvikleri sonucu Arapların Türk’ü arkadan vurmaları ve diğer Müslüman unsurların da bizi terk etmeleri sonucu geçerliliğini yitirdi. Bu gerçeği Atatürk şu şekilde ifade eder:
“Biz milliyet fikirlerini tatbikte çok gecikmiş ve çok ilgisizlik göstermiş bir milletiz. Bunun zararlarını fazla faaliyetle gidermeye çalışmalıyız… Osmanlı İmparatorluğu içindeki çok çeşitli toplumlar, hep milli inançlarına sarılarak, milliyetçilik idealinin gücüyle kendilerini kurtardılar… Kuvvetimizin zayıfladığı anda bizi hor ve hakir gördüler. Anladık ki, kabahatimiz kendimizi unutmuş olduğumuzmuş. Dünyanın bize saygı göstermesini istiyorsak, ilk önce biz kendi benliğimize ve milliyetimize bu saygıyı, hissi, fikri ve fiili olarak bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim. (Prof. Turhan FEYZİOĞLU Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi II, 172)
Aynı konuda GÖKALP, Türkçülüğün Esasları’nda şöyle der:
“Bu milletin yakın bir zamana kadar kendisine mahsus bir adı bile yoktu. Tanzimatçılar ona ‘Sen yalnız Osmanlı’sın. Sakın başka milletlere bakarak sende milli bir ad isteme! Milli bir ad istediğin dakikada Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasına neden olursun’ demişlerdi. Zavallı Türk, vatanımı kaybederim korkusuyla ‘Vallahi Türk değilim Osmanlılıktan başka hiçbir içtimai zümreye sahip değilim’ demeye mecbur edilmişti. Boşa’ya karşı bu sözü her gün söyleyen vekillerimiz vardı. Boşa, Osmanlı Meclisinde Yunancılığı ile meşhur bir Osmanlı mebusuydu. Mecliste ‘Osmanlı Bankası kadar ben de Osmanlıyım’ derdi. (GÖKALP, Türkçülüğün Esasları, 31)
“Halk Fırkası, hükümranlığı millete, yani Türk Milleti’ne verdi. Devletimize Türkiye ve halkımıza TÜRK MİLLETİ adlarını bahşetti. Halbuki Anadolu İnkılabı’na kadar devletimizin, milletimizi hatta dili-mizin adları Osmanlı kelimesi idi. Türk kelimesi ağza alınmazdı.. Hiç kimse “Ben Türk’üm“ demeye cesaret edemezdi. Son zamanda Türkçüler böyle bir iddiaya cüret ettikleri için, sarayın ve eski kafalıların nefretini üzerine çektiler. İşte Halk Fırkası’nın annesi olan “Müdafa-i Hukuk Cemiyeti“, Büyük müncimiz olan Gazi Mustafa Kemal Paşa hazretlerinin irşat ve rehberliğiyle bir taraftan Türkiye’yi düşman istilalarından kurtarırken, diğer taraftan da devletimize, lisanımıza hakiki değerini verdi ve siyasetimizi mutlakıyetin ve unsurlar siyasetinin son izlerinden bile kurtardı. Hatta diyebiliriz ki Müdafai Hukuk Cemiyeti, hiç haberi olmadan, Türkçülüğün siyasi programını tatbik etti. Çünkü hakikat birdir, iki olamaz. Hakikati arayanlar, başka başka yollardan hareket etseler bile, neticede aynı hedefe ulaşırlar. Türkçülükle Halkçılığın nihayet aynı programda birleşmeleri, ikisinin de maksada ve gerçeğe uygun olmasının bir neticesidir. İkisi de tam hakikati buldukları içindir ki, tamamıyla birbirine mutabık kaldılar. Bu aynılığın bir tecellisi şudur ki, bütün Türkçülerin -hiçbir müstesnaları olmamak üzere- Anadolu savaşına katılmaları ve onun en ateşli müdafaacıları olmalarıdır. Türkiye’de Allah’ın kılıcı Halkçıların pençesinde ve Allah’ın kalemi Türkçülerin elinde idi. Türk vatanı tehlikeye düşünce, bu kılıçla bu kalem izdivaç ettiler. Bu izdivaçtan bir cemiyet doğdu ki adı Türk Milleti’dir.” (GÖKALP, 183)
Gökalp’in “Yakın zamana kadar bu milletin bir adı bile yoktu…” şeklindeki düşüncesini yanlış anlamamak gerekir. Türk adının bir millet adı olarak binlerce yıldır varlığı bilinmektedir. Gökalp burada Osmanlı döneminde Türk adının ikinci plana atıldığına dikkat çekmektedir. Yine Cumhuriyetin “Ümmetten ulus yarattığı” iddiaları da yanlıştır. Çünkü Türk adı ve Türk milleti diğer yazılarımızda da açıkladığımız gibi çok eski çağlardan beri mevcuttu. Ayrıca bizler ümmet olarak Hz. Muhammed’in ümmetinden-İslam ümmetindeniz. Millet olarak ta Türk milletindeniz.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti