Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

Zekatını Verenler Allah’ın Cemâlini Mutlaka Göreceklerdir

“Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak, cemalini görmek istersen, akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını (zekatını sadakayı) ver.” (Rum:38)

İsra sûresi 26. ayette ise:  “Hısıma, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver” buyrulur. Buradaki haktan kasıt zekâttır. Çünkü zekât, bizim verip vermemekte serbest olduğumuz bir ibadet olmayıp, bizzat vermek zorunda olduğumuz fakirin hakkıdır.

Yüce kitabımızda akrabanın, yoksulun hakkını verenlerin öbür dünyada Allah’ın rızasını kazanıp, cemalini görmek şerefine nâil olacakları haber verilmekte ve şöyle buyrulmaktadır:

O halde hısımlara, yoksula, yolda kalmışa (zekât ve sadaka) hakkını ver. Bu. Allah’ın hoşnudluğunu dileyenler için hayırlıdır. Ve işte korktuğundan kurtulup umduğuna kavuşanlar da onlardır.”  (Rum 30/38)

Ayet çok açık değil mi? Allahın hoşnutluğunu, cemâli’ni dileyenler, yani Allaha ulaşmak ve O’nu görmek isteyenler, yani kendileri için Miraç talebinde bulunanlar, akrabaya, yoksula, yolda kalmışa haklarını verecekler. Yüce kitabımız “hak”larını ver diyor. Yani verilen onların hakkı olandır. Bu konuda Yüce Allah güvence veriyor. Diyor ki: “Onlar korktuklarından emin olacaklar; umduklarına erişeceklerdir.”

Yine Yüce Kur’an’da el-İnsan ed-Dehr suresi:

Sevdiklerinden vererek yoksulu, yetimi, tutsağı doyururlar. Biz ancak Allah’ın cemali için yediriyoruz, sizden karşılık da beklemiyor, alkış da…” buyrulmakradır. (insan/8-9)

Miraç, Hz. Peygamberin şahsında insanoğlunun ulaştığı en yüce mertebedir. Sevgili Peygamberimiz Miraç’ta Yüce Yaratan ile vasıtasız görüşmüştür. İnsanoğlunun bir diğer şansı da Cennette Yüce Allah’ın cemalini görmek olmasıdır. Yüce Allah’ın cemalini kimler görecektir. Yukarıdaki ayetlerde bunun cevabı verilmektedir.

Rum suresi 38. ayette: “Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak, cemalini görmek istersen, akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver” den ilmektedir. Yâni akrabaya, yoksula, yolda kalmışa iyilikte ihsanda bulunanlar, infak edenler, zekâtlarını verenler öbür dünyada Allah’ın cemalini göreceklerdir.

Mirac insanın ulaştığı, ulaşabildiği ve ulaşılabilecek en yüce dereceydi. Sevgili Peygamberimiz bu makama, dereceye nasıl ulaşmıştı? Hangi işi, hangi ibadeti, hangi eylemi ile Allah’ın cemalini görmeye hak kazanmıştı?

Allah, Elçisine kendisi ile elçisiz doğrudan görüşme fırsatını niçin vermişti? O’nu en yüce noktaya, Cebrail’in bile yücelemediği noktaya niçin yüceltmişti?

Sevgili Peygamberimizin yolundan gidenlere de aynı yücelik verilecek mi? Yani Allah’ın didârı, cemali, Allah ile kavuşma, O’na inananlar için mümkün mü? Mümkünse nasıl, hangi yol ve hangi yöntemle?

Bu soruların karşılığını Ahmet Yesevi, Hikmet’inin hemen başında veriyor.

Sözü söyledim, kim isterse Allah’ı görmek

Canını canına bağlasın, damarlarını eklesin

Garip, yetim, fakirlerin gönlünü alsın.

Garip, fakir, yetimlerle Elçi ilgilendi

O gecede Mirac oldu Allah’ı gördü

Döndü geldi yine fakirlerin halini sordu.

Ahmet Yesevi hazretleri Hikmetli Divanında dediği gibi:  “Kim Allah’a ulaşmak istiyorsa… Garip, yoksul, yetimlerin gönlünü alsın…” Allah’ın kendisine verdiği malları yine Allah yolunda ve Allah’ın emrettiği gibi harcasın, zekâtını, sadakasını versin ve bu sâyede Allah’ın dîdarını ve cemâlini görsün.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti